Güncelleme Tarihi:
Vural, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında, Yargıtay binası önünde meydana gelen patlama nedeniyle geçmiş olsun dileğini iletti. Vural, “Sayın Başbakan hazır burnunun ucunda bomba patlamışken, kendisinin özel temsilcisinin PKK ile Oslo'da yapılan müzakerelerde şehirlerimize bomba yerleştirildiği bilgisini edinmişse, Hükümetin bu bombanın adresini de bilmesi gerekiyor. AKP Hükümeti, hangi şehirlerde ve nerede bomba düzenekleri yerleştirildiğini açıklamakla mükelleftir” diye konuştu.
Diyarbakır'da düzenlenen “dil konferansı” na işaret eden Vural, adına Kürt marşı denilen marş eşliğinde, sözde Kürdistan'ın paçavrası altında, milletin evladına kurşun sıkan, katliam yapanların saygı duruşunda bulunduğunu belirtti.
“Neredesin ey Hükümet?” diye soran Vural, “Diyarbakır'ı büyük Ortadoğu'nun yıldızı yapacağım” diyenlerin, Diyarbakır'da böyle bir şeyin yapılmasına gıklarının çıkmadığını ifade etti. Vural, “Senin büyük Ortadoğu projesinin yıldızı yapacağın Diyarbakır, sözde Kürdistan'a teslim etme niyetinde olduğun Diyarbakır. O Diyarbakır Ziya Gökalp'lerin, Süleyman Nazif'lerin, milli mücadeleye katılmışların kentidir. Bunu aklından çıkarma. Senin genel başkan yardımcıların, milletvekillerin böyle bir marş eşliğinde saygı duruşunda bulunuyor. Kimi, kime şikayet edeceğiz? Bu tablo kimin eseridir? Bunların hamiliğini yapanlar, işte bu saygı duruşunda bulunanlar” görüşünü dile getirdi.
“Er meydanına gel”
Vural, TÜSİAD ile kayıkçı kavgası yaşandığını ifade ederek, Hükümetin TÜSİAD'a, “Biz patronların hükümeti değiliz” dediğini söyledi. Vural, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sen millete hizmetkar değil, patronlara ve zenginlere, küresel efendilere hizmet eden bir hükümet olduğunu ortaya koyuyorsun. Sen kimin amacına hizmet ediyorsun? 'Beraber yürüdük bu yollarda' dedin, onları uçurumdan attın, patronlarla sırça köşklerde oturuyorsun. Siz er meydanına çıkmaktan korkuyorsunuz, hodri meydan; sizde yürek varsa televizyon önünde ülke meselelerini tartışalım. Er meydanında değilsiniz, manşetlerle, anketlerle siyaset yapıyorsunuz. Yandaş, candaş medyanızla saldırıyorsunuz, ringte karşınızda millet var, vuruyorsunuz, muhalefetle er meydanına çıkmıyorsunuz. Ringe çıkalım, Meclis ringinde bile sözümüzü kesmeye kalkıyorsunuz. Siyaseti ring alanı gören, birbirine yumruk atma olarak gören zihniyet. Güç sende, siyaseti ringe benzetiyorsun, er meydanına gel.
Patronlar Kulübü dediğinin ayaklarına, 20 Ocak 2011'de gittin. Bugün bu kabadayılıkları yapıyorlar, ötüyorlar. Dün TÜSİAD alanına girmeyen konularda
görüş beyan etmiş, inciler dökmüştü. Bunlarla ilgili hiçbir eleştiri
getirmediler. TÜSİAD, AKP iktidarını destekliğinde, Türkiye'nin kalkınmasına katkı sağlayan oluyor, desteklemedi mi patronlar kulübü oluyor. Körler sağırlar birbirini ağırlar. Mesele, AKP iktidarına hizmet edip etmeme meselesidir. Öküz ölmüş ortaklık bozulmuştur öyle mi? Bir sivil toplum örgütü AKP'yi onaylıyorsa, o sivil toplum örgütü Başbakan, AKP yöneticileri için iyidir. Başbakan, 'Biz 75 milyonun hükümetiyiz' diyor. Siz 75 milyonun hükümeti değilsiniz. Başbakan, 75 milyon AKP iktidarını alkışlar, ağam, paşamsın derse, siz 75 milyonun hükümetiyiz diyorsunuz. AKP'nin oluşturduğu ranta takoz koyarsanız film orada kopuyor. O zaman Başbakan ve AKP yöneticileri, sizi demokrasi düşmanı ilan ediyor.”
Vural, Türk milletinin birinci vazifesinin, cumhuriyeti korumak, kollamak değil, AK Parti'yi, sevmek, saymak olduğunu öne sürerek, “Zinhar eleştirmek yanlıştır, olmaz, el üstünde tutacaksınız. 75 milyona bakış açıları budur” dedi.
Bir soru üzerine Vural, milletin verdiği görev dışında, kişilerin verdiği görevlere dokunulmazlık zırhı vermenin hukuku yok etmek olduğunu söyledi.