Ersin ERCAN- Durmuş SEVİNDİK/ ZONGULDAK, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Şubat 03, 2012 15:22
AİLE ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, 2006’da 13 yaşındayken babası tarafından sözleşme yapılarak inşaat malzemeleri satan kişiye satılan ve bu kişinin tecavüzüne uğrayann E.Y.’nin koruma altına alınmamasıyla ilgili, "Mahkeme Türk milleti adına bir karar veriyor; ’Anne- baba burada kötü niyetli değil.’ Ve kızla konuşuyorlar. Annenin, babanın yanında kalmasında bir mahsur olmadığına karar veriyor. Biz mahkeme kararıyla müdahale edebilirdik" dedi.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Şahin, Zonguldak Valiliği önünde Vali Erol Ayyıldız, Belediye Başkanı CHP’li Muharrem Akdemir, AK Parti Zonguldak Milletvekili Ercan Candan tarafından karşılandı. Vali Ayyıldız’ı makamında ziyaret eden Bakan Şahin, gazetecilerin sorusu üzerine, 2006’da 13 yaşındayken babası tarafından para karşılığında sözleşme yapılarak satılan 19 yaşındaki E.Y.’nin koruma altına alınmamasına yönelik eleştirilere yanıt verdi. Olayın, E.Y. 13 yaşındayken 6 yıl önce meydana geldiğini hatırlatan Bakan Şahin, anne ve babayla ilgili 3 mahkemede 6 yıldır devam hukuki bir süreç olduğunu belirtti. Bakan Şahin, şöyle dedi:
"Bu ülkenin hakimleri, birebir yaptıkları görüşmelerde süreci takip ettiler ve tutuklama kararı verdiler. Burada Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olarak biz, mağduriyet yaşandığı için kızımız da 18 yaş altı olduğu için mahkeme kararıyla müdahale edebilirdik. Ama mahkeme yaptığı incelemelerde, anne ve babanın iyi niyetli olduğunu, kızla yapılan görüşmelerde annenin, babanın kızı istismar etmek istemediğini, fakat karşı tarafın bunları yanılttığını ve istismar ettiğini, kızlarını okutmak için veya mali olarak hafta sonları dükkanında işlerine yardımcı olup eğitimine destek olmak için böyle bir şeyi kabul ettiklerini söylüyor. Mahkeme, hakimlerimiz, Türk milleti adına bir karar veriyor; ’Anne-baba burada kötü niyetli değil.’ Ve kızla konuşuyorlar. Annenin, babanın yanında kalmasında bir mahsur olmadığına karar veriyor. Dolayısıyla biz bakanlık olarak mahkeme kararıyla ancak korumamıza alabiliyoruz."
’BÜTÜN FOTOĞRAFI GÖRMEK ZORUNDAYIZ’
"Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı neden bu kızı kuruma almadı, neden anne ve babasının yanında bırakıyor?" algısının doğru olmadığını vurgulayan Bakan Şahin şöyle devam etti:
"Biz mahkeme kararına göre mahkemenin verdiği karara göre koruma altına alabiliyoruz. Mahkeme şu anda ailenin, annenin, babanın... Buraya gelirken takip ettim. Katıldığı tv programında kızın, ’Babamı çok seviyorum, babam da burada karşı trafın kötü niyetini anlayamadı’ şeklinde ifadeleri var. Biz bütün fotoğrafı görmek zorundayız. Çocuğumuzu koruyacak şekilde, onu en az zarara uğratacak şekilde yanında olmayı hedefliyoruz. Kızımız şu anda 18 yaşının üzerinde reşit bir birey. Kendi yaşantısına karar verecek durumda ve eğitimini de tamamlamış. 18 yaşını tamamlamış kızımızın bireysel görüşüne göre ve mahkeme kararına göre karar veriyoruz. Hukuki süreci takip ediyoruz."
PSİKOLOJİK DESTEK ALMASI GEREKİYOR
Bakan Şahin, uzmanların E.Y. ile 70 dakika süren bir görüşme yaptığını hatırlattı. Bakan Şahin, "Biz nerede yanında olmalıyız ve ne tür destek gerekiyor, inceleme yaptırdık. Ağır bir psikolojik tavma 12 yaş çocuğu için. Psiklojik olarak hala etkilendiğini, desteğe ihtiyacı olduğunu bize söylemiş. Bu süreci, çocuğu koruyarak yönetmemiz gerekiyor. Şu andaki hassasiyetimiz bu. Kızımızın neye ihityacı varsa eğitimini devam ettirmek istiyorsa orada yanında olmak, psikolojik desteği devam ettirmek istiyorsa orada yanında olmak, çünkü destek alması gerekiyor, bizdeki ilk izlenim de bu yönde" diye konuştu.
’EKSİKLERİMİZ VAR’
Türk Ceza Kanunu ve Çocuk Koruma Kanunu’nda şu anda çağdaş ve modern ülkelerin standartlarında hukuki alt yapıyı oluşturmuş durumda olduklarını belirten Bakan Şahin, eksikleri olduğunu söyledi. Bakan Şahin, şöyle devam etti:
"Özellikle istismara uğramış çocuklarımızda rızayla ilgili bir belge isteniyor. Biz bunun doğru olmadığını düşünüyoruz. 15 yaş altı bir çouğun yeniden, ’Ruh sağlığı bozuldu mu?’ şeklindeki sürecin, onu yeniden yıprattığını, doğru olmadığını, ’Bozulmuştur’ üzerine işlem yapılması gerektiğini uygulamalarda da görüyoruz, vicdanen de görüyoruz. Ceza Kanunu’nda bu tür yapılması gereken, uygulamada yaşanan sorunları yeniden nasıl düzeltmemiz gerektiğini Adalet Bakanlığımız ile çalıştık. Stratejik planlarımızı hazırladık. Hem uygulama nazarında eksiklerimizi güçlendiriyoruz, hem hukuki yönde kamu vicdanını rahatsız eden boşluk varsa, onu dolduracak şekilde bütün çalışmalarımızı tamamlıyoruz."