Güncelleme Tarihi:
Prof.Dr. Özkan, "Birebir benzemeyecek. Ama Kaya’nın ailesi bir şeyler hissedecektir. Ama benzemesi mümkün değil" dedi. Prof. Dr. Özkan, ilerleyen dönemde Uğur Acar’ın olası estetik taleplerini de karşılayabileceklerini söyledi.
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde cumartesi sabaha karşı saat 03.30’da başlayan ve 11 saat süren ameliyat dizilerinin ardından Türkiye’de ilk defa tam yüz nakli ile dünyada ilk olarak tarihe geçen, aynı hastaya aynı anda çift kol ve sağ bacak nakli yapan ekibin başkanı, Akdeniz Üniversitesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi ve Estetik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, o ameliyatın bilinmeyenlerini, yaşadıklarını, en çok neye şaşırdığını Doğan Haber Ajansı’na (DHA) anlattı.
'EN BÜYÜK ERDEM, KAYA AİLESİNİN'
Prof. Dr. Özkan, bu sürecin en büyük erdeminin Uşak’ta tren çarpması sonucu hayatını kaybeden Ahmet Kaya’nın ailesine ait olduğunu söyledi. Henüz daha 40 günlükken üstüne düşen soba nedeniyle yüzünde ağır yanıklar oluşan mermer işçisi Uğur Acar ve 11 yaşında elektrik tellerine konan güvercinleri uçurmak için çıktığı inşaatta tellere uzattığı demir çubuğun neden olduğu elektrik çarpması sonucu iki kolunu ve sağ bacağını kaybeden Atilla Kavdır’a hayatlarında yeni bir başlangıcı sağlayan Kaya ailesinin, dünyada ilk defa yakınlarının yüzle birlikte kolunu, bacağını ve diğer organlarını bağışladığını hatırlatan Prof. Dr. Özkan, "Bu çok önemli. O ailenin erdemi bu" dedi.
AMELİYATI YAPACAĞIMIZ İÇİME DOĞDU
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi olarak çift kol nakli ve kadavradan rahim nakli ameliyatlarının ardından yüz naklini bir hedef olarak önlerine koyduklarını ve tarih vererek bu hedefe ulaşma sürelerini kısaltmak istediklerini belirten Prof. Dr. Özkan, "Ben ’Yılbaşına kadar bunun yapacağız’ diyordum. Yılbaşını kaçırdık. Şöyle bir hayıflandık. ’Ocak ayının sonuna kadar yapacağız’ diyorduk, 20’sinde hallettik. Hatta o gün bu işi yapacağımız içime doğdu ve arkadaşlarıma söyledim" diye konuştu.
UÇAK KANATLARINDAKİ BUZLAR
Son dönemde gerçekleştirdiği doku nakilleriyle tıp dünyasında adından sıklıkla bahsedilen Akdeniz Üniversitesi’nin ’yorgun ama mütevazı hocası’ Prof. Dr. Özkan, Uşak’tan uzuvları almak için gelen Sağlık Bakanlığı’nın uçağına, ilk kez bindiğini söyledi. Bakanlığın uçağını çok beğendiğini aktaran Prof. Dr. Özkan, neredeyse 48 saate yakın bir süre hiç uyumadan çalıştığı süreçte, Uşak Havaalanı’nda uçağın kanatlarında oluşan buzlanmanın alkolle çözülmesine çok şaşırdığını anlattı.
KALBİNİN DURMASI STRESE SOKTU
Uçağın kanatlarında buzlanmanın çözülmesinin kendilerine 15 dakika gibi bir zaman kaybettirdiğini fakat başarılı geçen operasyonların sonunda çok da önemli olmadığını vurgulayan Prof. Dr. Ömer Özkan, peşi sıra gerçekleştirilen ameliyatlarda en beklenmedik anın verici Ahmet Kaya’nın uzuvları alınmadan önce kalbinin durması olduğunu söyledi. Hastanın kalbinin durmasının çok da istenen bir durum olmadığını ve bu durumun organlarını bir iki saat içinde alınması zorunlu hale getirdiğini belirten Prof. Dr. Özkan, "Ama Uşak’tan buraya geç gelebilirdik. Uçak kalkamayabilirdi, geç gelebilirdik. Yine de aldığımızda kalbi atıyor olsa oksijensiz kalma oranı düşük olacak. Daha rahat davranırdık. O biraz strese soktu" diye konuştu.
UŞAK’TAN 5 PAKETLE DÖNDÜLER
Antalya’dan Uşak’a giden ekip 5 paketle döndü. Prof. Dr. Özkan da dahil olmak üzere ekipte bulunan herkes bir paketi kucaklayıp üniversite hastanesinin ikinci katındaki ameliyathaneye koşarken Prof. Dr. Özkan, o an kendisinin hangi organı taşıdığını hatırlamadığını söyledi. Prof. Dr. Ömer Özkan, Uşak’ta kolların tek paket haline getirildiğini, bacak ve yüzün ayrı ayrı paketlendiği ve diğer iki pakette ise çeşitli aletlerin bulunduğunu söyledi.
BACAK HESAPTA YOKTU MANKEN TAKILDI
Prof. Dr. Ömer Özkan ve ekibi uzuvlarla beraber Antalya’ya dönerken Uşak’ta 3.5 saate yaklaşan başka bir operasyon başladı. Uşak’a gittikleri anda donörden alınan uzuvlardan bacağın izninin olmadığını belirten ve iznin son anda geldiğini aktaran Prof. Dr. Özkan, donör Kaya’nın vücut parçaları tam olarak defnedildiğini söyledi. Prof. Dr. Özkan, son dakika izni gelen sağ bacağa ise cansız mankenin bacağından ayarlamalar, silikonlar yaparak tamamladıklarını söyledi. Ahmet Kaya’nın yüzü ise yüzde 90’a yakın bir benzerlik taşıyan silikon maske ile kapatıldı.
Prof. Dr. Özkan bu işlemi, "Ameliyata girmeden hastanın yüzünün kalıbı alınıyor. Biz giriyoruz hastanın yüzünü alıyoruz. Biz Uşak’tan ayrıldıktan sonra 3.5 saat daha ameliyat devam etti ve o maske takıldı" diyerek anlattı.
TEK EKSİK AMELİYATHANE MÜZİĞİ
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi ve Estetik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Ömer Özkan, Antalya’da gerçekleştirilen operasyonlarda ise beklenmedik, hesapta olmayan hiçbir durumla karşılaşmadıklarını söyledi. Her ameliyatın bir organizasyon işi olduğunu ve belli bir şema dahilinde hareket edildiğini aktaran Prof. Dr. Özkan, iki hastanın eş zamanlı ama farklı salonlarda ameliyat edildiğini söyledi.
Türk tıp tarihine adını yazdıran ameliyatların tek eksiği ise fon müziği oldu. Ameliyathanelerde arka planda bir müziğin çalmadığını belirten Prof. Dr. Özkan, "Hep olur, ama yoktu. Biraz konsantre olmanız gerekiyor. Aklımıza bile gelmedi" dedi.
BURUN KEMİĞİ VE DİŞLERE MÜDAHALE
Türkiye’de ilk yüz nakli ameliyatının yaparken "Acaba becerebilecek miyiz?" duygusuna hiç kapılmadığını, en ufak bir tereddüt yaşamadıklarını anlatan Prof. Dr. Özkan, "Biz verici çıktığı andan itibaren bunun yapacağımıza inandık. Tereddüt yoktu" dedi.
Nakil sırasında burun kemiği ve ön dişlerle ilgili müdahalede bulunduklarını belirten, yüzdeki diğer kemik ve kas yapısına müdahale etmediklerini kaydeden Prof. Dr. Özkan, hastanın yüzü açık bir şekilde iyileşme sürecini takip edeceklerini söyledi.
FİLMLERDEKİ GİBİ DEĞİL
Prof. Dr. Ömer Özkan gerçekleştirdikleri operasyonunun Türkiye’de yüz naklinin meşhur olmasını sağlayan John Trovolta ve Nicolas Cage’in başrollerini oynadığı ve FBI ajanı Sean Archer ve azılı suçlu Castor Troy’un ileri tıbbi tekniklerle yüzlerinin değiştirilmesi ve yaşananları konu alan 1997 yapımı Face Off (Yüz Yüze) filmine hiç benzemediğini söyledi. Yani 19 yaşında yüz nakli olan Uğur Acar, bir ayna önünde yüzündeki bandajların doktorlar tarafından açılmasını beklemeyecek, gencin hikayesinde böyle bir an olmayacak. Prof. Dr. Özkan, şöyle konuştu:
"Korktuğumuz şey, problem olursa kontrol etmek lazım. Bu nedenle yüzü açık, sarılmadı. Biz doku nakli yaptığımız hiçbir hastayı sarmayız. Bu da onlardan biri. Diğerlerinden farkı yok aslında ama daha önemli. Diğerlerinden farklı olarak kontrol edebilmemiz için açık olması gerekiyor. Filmlerdeki gibi asla değil. Unutulmaması gereken nokta bu bir tam yüz nakli. Tüm yüz değişti. Sadece göz kapakları duruyor. Burun, dudaklar dahil her şey değişti."
'BEN BİLE BU KADARINI BEKLEMİYORDUM'
Uğur Acar’ın yüzünün ameliyattan sonra güzel olduğunu, iyi olacağını beklediğini ama bu kadar iyi olacağını kendisinin de beklemediğini kaydeden Prof. Dr. Ömer Özkan, Uğur Acar’ın Ahmet Kaya’nın ikizi olmayacağını söyledi ve "Birebir benzemeyecek. Ama Kaya’nın ailesi bir şeyler hissedecektir. Ama benzemeyecek. Benzemesi mümkün değil" dedi. Prof. Dr. Ömer Özkan, Acar’ın diğer nakillerde olduğu gibi belli ilaçları kullanmak durumunda olduğunu da belirterek, ilerleyen dönemde olası estetik taleplerine de olumlu yanıt verebileceklerini kaydetti. "Dudağımda değişiklik istiyorum derse bu yapılabilir mi?" sorusuna Prof. Dr. Özkan "Her şey yapılabilir" dile karşılık verdi.
'İSTEDİĞİ AN AYNAYA BAKABİLİR'
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin mucize yaratan ekibinin bir üyesi Anestezi ve Reanimasyon Uzmanı DR. Murat Yılmaz ise yüz nakli olan Uğur Acar’ın dün 12.30 gibi alındığı yoğun bakımda uyandığını, kendisine ameliyatın başarılı geçtiğini uyutmaya devam edeceğini söylediklerini aktardı.
Uğur Acar’ın uyumlu bir şekilde kafasıyla onayladığını belirten Murat Yılmaz, "Ne kadar uyuyacak? Bir süresi yok. Çok fazla uyumasına gerek olacak bir hasta değil" derken Acar’ın uyandıktan sonra istediği zaman aynaya bakabileceğini söyledi. Murat Yılmaz, "Her an aynaya bakabilir, bakmaması için hiçbir sebep yok. Güzel bir yüzü var" dedi.