"Ergenekon'un işi"

Güncelleme Tarihi:

Ergenekonun işi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 19, 2011 13:24

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 2'si tutuklu 19 sanığın yargılandığı davada, Cumhuriyet Savcısının mahkemeye sunduğu esas hakkındaki görüşte, “Cinayetin, Erhan Tuncel ve Yasin Hayal yönetiminde Ergenekon Terör Örgütünün Trabzon'da faaliyet gösteren bir hücre yapılanması tarafından işlenmiş olduğunun değerlendirildiğine” yer verildi.

Haberin Devamı

Savcı Hikmet Usta, mütaalasında Ergenekon yapılanmasına değindi. Dink cinayeti soruşturmasının Ergenekon soruşturmasından önce yapıldığını belirten Usta, "Trabzon’da kurulup faaliyet gösteren bu hücre yapılanmasının üst yapı ile olan irtibatları tam olarak ortaya çıkarılamamıştır. Ancak bu yönde henüz her şey bitmemiş, örgütün tüm bağlantılarının ve ayaklarının ortaya çıkarılmasına ilişkin soruşturma henüz sonuçlanmamıştır. Hrant Dink suikastından yaklaşık bir yıl sonra, 2008 yılında başlayan Ergenekon operasyon ve soruşturmalarının kararlılığı ve etkinliği nedeniyle derin yapıların ve onlara bağlı Trabzon’da yuvalanan bu terörist grubun gerçekleştirebildiği en son suikast Hrant Dink suikastı olarak tarihe geçmiştir" diye mütalaa verdi.

"HEDEF T.C VE KAMU DÜZENİ"

Haberin Devamı

Sanıkların durumları hakkında da değerlendirmeler yapan savcı Usta, "Sanıkların gerçekleştirdikleri eylemlerde mağdurlardan herhangi bir maddi çıkar elde edemedikleri gibi, etmeyi de hedeflememişlerdir. Aksine tüm sanıklar ideolojik amaçlarla hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Sanıkların hedefi Türkiye Cumhuriyeti devleti ve kamu düzeni bulunmaktadır" dedi.

"DIŞA DÖNÜK DİNİ SÖYLEMLERİ VAR ANCAK"

Sanıkların dış dünyaya karşı dini söylemleri ön plana çıkaran bir tutum sergilediklerini ancak böyle bir kişiliğe sahip olmadıklarını belirten Savcı Hikmet Usta, "Sanıklar katı ulusalcı anlayışa sahip. Sanıkların dine dayalı bir ideolojileri olmasa da Çeçenistan ve Irak’ta meydana gelen olayları örnek olarak göstermektedir.

"ERGENEKON SANIKLARI İLE AMAÇ BİRLİĞİ İÇİNDELER"

Buradan gelen kişilerle görüşmektedirler. Sanıkların Ergenekon soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan pek çok sanık ile de eylem ve amaç birliği içinde oldukları anlaşılmaktadır.

"ÜST YAPI İLE BAĞLANTI TESPİT EDİLEMEDİ"

Mahkeme kararına istinaden teknik takip ve dinlemeye alınan Erhan Tuncel, Yasin Hayal ile Mustafa Öztürk’e ait GSM telefonlarının iletişim kayıtlarının 01.11.2006 ve 04.04.2007 tarihli tutanakların imha edilmesi nedeniyle Trabzon hücre yapılanmasını oluşturan sanıklar ile örgütün bağlı bulunduğu üst yapı arasındaki hiyerarşik bağlantı kesin olarak ortaya konamamaktadır" diye konuştu.

MÜTALAA AŞAMASI DİNK AİLESİNE SALONU TERKETTİRDİ

Haberin Devamı

Dink ailesi avukatları ise mütalaa için itiraz etti. Henüz delillerin tam olarak toplanmadığını ifade eden avukatlar, "Delillerin toplanmadan mütalaa verilmesi hukuka aykırıdır. Henüz mahkemeye ulaşmamış deliller var. TİB raporu gibi önemli bir delil henüz gelmedi. Bunlar incelenmeden mütalaa verilmesi son derece yanlıştır" dedi.

SAVCI: MAHKEME DELİL TOPLAMAZ

Ancak savcı Hikmet Usta, "Sanıklar 5 yıldır yargılanıyor. Gördüğümüz üzere delillerin çoğu toplandı ve sonuca bağlanılamadığını görüyoruz. Mahkeme delil toplama yeri değil, değerlendirme yeridir. Öte yandan savcılıkta da Dink cinayeti ile ilgili iki soruşturma daha vardır. Yargılamada 20. celse olması nedeniyle ilerlemesi amacıyla mütalaa verilmesi gerekir. Yeni deliller eklenirse esas hakkındaki mütaala da değişebilir" dedi. Bu sözlerinin ardından savcı Hikmet Usta’dan mütalaasını okuması istendi.

Haberin Devamı

DİNK AİLESİ SALONU TERK ETTİ

Buna tepki gösteren Dink ailesi ve avukatları, "Böyle bir adalet yok dünyanın hiçbir yerinde. Biz bütün delilleri verdik mahkeme de bir şey yapsın. Adaletsizliğinizle sizi baş başa bırakıyoruz. Hrant’ın katili aynı zamanda bu adalettir" diyerek salonu terk etti.

ADALET AĞAOĞLU: ADALET İSTİYORUZ

Hrant Dink Davası’nın Beşiktaş Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülen 20’inci duruşması öncesi adliye önünde toplanan "Hrant’ın Arkadaşları" isimli topluluk arasında bulunan Yazar Adalet Ağaoğlu,

"Demokrasi istiyoruz, adalet istiyoruz. Sayın Başbakan, lütfen artık çabuk olun, iyi izleyin. Hepimiz sizden bunu diliyoruz. Yeter artık. Çok uzadı. Hepimiz peşindeyiz. Çok sevgili sayın Rakel Dink’in ilk gün söylediği söz ‘Bebeklerden katil üreten kim varsa’ onlardan davacıyız. Kim kullandı onları. Onları da istiyoruz. Görmek, bilmek. Davasının görülmesini istiyoruz. Çok değerli Hrant’ın arkadaşları, dostları. Memleket için adalet, insan hakları için adalet. Sonuna kadar peşindeyiz. Değerli gençler. Hrant’ın güzel arkadaşları. Hakiki, sahici bir demokrat, hakiki sahici bir adalet için aktiviteniz devamlı olsun. Her zaman samimi olun. Her zaman hak uğruna çalışın. Hak ve adalet uğruna. İnsanlık dışına ve aşırı bir şey yapmayacağınıza eminiz. Hrant’ın güzel arkadaşları" diye konuştu.

Haberin Devamı

Dava öncesi Dolmabahçe Meydanı’nda toplanan bir topluluk, Bandista grubunun yaptığı müzik eşliğinde Beşiktaş’a yürüdü. Barbaros Hayrettin Paşa Meydanı’nda toplanan grupla bir araya gelen topluluk, "Hrant için, adalet için", "Ogün, Yasin yetmez, öldür diyenler yargılansın" sloganları ile adliye önüne yürüdü. Aralarında Sırrı Süreyya Önder, Ufuk Uras’ın da bulunduğu topluluk adliyen önünde 200 kişiye ulaştı. Hrant’ın arkadaşları adına basın açıklamasını Gazeteci Patrat Estukyan okudu. Açıklamada şunlara yer verildi:

"Sayın Başbakan. Arkadaşımız Hrant Dink’i öldürdüler. Beşinci yılına yaklaşan adalet arayışımız kadük kalmıştır. Dilekçe verdiğimiz topyekün devlet, kendini katile yakın gördü. Zaten katil, polis, bayrak ve muzaffer gülümseme kahramanlık posterinde poz vermişti. Bir türlü ilamını malum edemediğiniz o kalabalık güruh, elbirliği ile kıstırmışlar, hain pusuda kurşun sıkmışlar, kaçmışlar, saklanmışlardı. Şikayetçiyiz. ’Namus sözümdür adalet’ diye ölü evinde ant içtiğiniz halde, Hrant Dink’i işaret parmağıyla gösterip ’Bunu’ diyen yardımcınızı ’Meclis Başkanı’, resmi makamda, adamları resmen ’Yakarız canını bak’ diyen valinizi ’Vekil’, emanet edilen canı kollamayan, kötülerin işini kolaylaştıran emniyet müdürünüzü ’Vali’, 17 yaşındaki O.S.’yi kocaman Ogün Samast ettiniz. Kan adalete susar, şikayetçiyiz. ’İsim verdik soruşturun’ diye, İçişleri Bakanı’nız, ’Olmaz onlar bizim çocuklar’ dedi. Dışişleri Bakanı’nız AİHM savunmasında bu toprakların yiğit evladına ’Nazi’ dedi. Çevik kuvvetleriniz Rakel Dink önlerinden geçerken katillere yazılan methiye türkülerini mırıldanarak Beşiktaş Adliyesi’nde koro yapıverdiler. Katillerimizi adalet evine getiren jandarma, cezaevi aracına ’Ya sev, ya terk et’ diye yapıştırma asmıştı. Sayın Başbakan, nedir daha derine inmeyi engelleyen o büyük kasabanın sırrı.? Nedir sözünüzü tutmanıza mani olan? Azınlıklardan gasp edilenin birazını geri vermenin sebebiyle seslendirdiğiniz nutukta ’Bu ülkede hiç kimse ruh tedirginliğinde yaşamayacak artık’ diyordunuz. Hrant’ın veda mektubuna atfen. İnanın tedirginliğimiz he zamankinden büyüktür.

Haberin Devamı

Sayın Başbakan, mala gelenin telafisi bulunur. Cana gelene de davranınız. O Anadolu Toprağı’ndan Hrant Dink’in payına bir metrekare toprak düştü, mezardır! Kamera denilen vaka-ü nüvis silinmiş, bize kalan azıcık 19 Ocak 2007 seyirliğinde 5 kişi saydık Hrant’a pusu kuranlardan. Kim bunlar sayın Başbakan?

Görünene, görünmeyeni, katillerimizi istiyoruz, adalet olsun, hak hakim olsun diye. Bizim hakkımız bizde saklı duruyor, helalleşmekten başka çarenin kalmadığı savaş yorgunu memleketimizde. Suallerimiz cevapsız. Adalet nöbetçisi ’Hepimiz Hrant’ız’ diyen yüzbinlerin eli hala vicdanında. Cevaplarımızı almadan susmayacağız, sormaya devam edeceğiz."

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!