Güncelleme Tarihi:
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi bitişiğinde salonda yapılan duruşmaya, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, emekli Tuğgeneral Veli Küçük, emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin, Alparslan Arslan ve Osman Yıldırım’ın da aralarında bulunduğu 25 tutuklu sanık hazır bulundu. Tutuklu sanıklardan Ergün Poyraz, Hayrettin Ertekin ise duruşmaya katılmadı. Duruşmaya ayrıca tutuksuz sanıklardan gazeteci Güler Kömürcü de hazır bulundu.
"BUGÜN GERÇEKLERİN ORTAYA ÇIKACAĞINA İNANIYORUM"
Cumhuriyet Gazetesi’ne molotofkokteyli atılması olayına ilişkin dava’nın, Birinci Ergenekon davasıyla birleştirilmesinin ardından duruşmada ilk kez ifade veren Bedirhan Şinal gerçekleri ilk kez açıklayacağını belirterek sözlerine başladı. "Doğruları söyleyeceğime namusum ve şerefim üzerine yemin ederim" diyen Şinal, anne ve babasını küçük yaşta kaybettiğini, anneannesiyle yaşadığını, kendisinin cezaevine girmesinin ardından da anneannesinin hayatını kaybetttiğini söyledi. Emniyette ve savcılıkta verdiği ifadeleri kesinlikle kabul etmediğini belirten Şinal, "Onlar benim ağzımdan çıkmış kelimeler değil. Bu ifadeleri reddediyorum. Ben bugün gerçeklerin ortaya çıkacağına inanıyorum. Bugüne kadar davanın diğer sanıkları hakkında haksız suçlamalarda bulundum. 2007 yılında Organize Şube’ye bağlı ekipler beni baskı altına aldılar ve bazı olaylarda beni kullanmaya başladılar ve bazı olayları üstlenmemi istediler" dedi.
Doğum tarihinin aslında 1992’i olduğunu söyleyen Şinal, yaşının büyütüldüğünü ve kimlikte 1988 yazdırıldığını da iddia etti.
"POLİSLER HERŞEYİ PLANLAMIŞTI SADECE DOSYADA BİR OYUNCU EKSİKTİ"
Organize polislerinin, kendisinin cezaevine girmesi için bazı planlar yaptıklarını iddia eden Şinal, şunları söyledi:
"Yaşım büyütüldükten sonra cezaevine girmem gerekiyordu. Organize Şube tarafından bana bir silah verildi. Ben bu silah ile Haydarpaşa Garı’nda yakalandım. 16 yaşındayken tutuklanarak Bayrampaşa Cezaevi’ne gönderildim. Daha sonra tahliye edildim. Polisler herşeyi planlamıştı, sadece dosyada bir oyuncu eksikti. Oyuncu olarak da ben seçildim. Tahliye olduktan sonra irtibatlı olduğum polisler benimle irtibata geçerek tehditler ederek Bayrampaşa’daki bir bombalama olayını üstlenmemi istediler. Olayı üstlendim, polisler bana olayın detaylarını anlattılar. Ancak soruşturmaya bakan savcı olay yerini tespit etmemi istedi. Ancak ben olay yerini tespit edemediğim için savcı ’Sen bu olayın içinde değilsin’ diyerek beni serbest bıraktı. O olayda öylece kapanmış oldu."
''POLİSLER, CUMHURİYET GAZETESİNE ATMAM İÇİN BANA BOMBA VERDİ''
Daha sonra Cumhuriyet gazetesine bomba atması için kendisine baskı yapıldığını, sivil polisler tarafından kendisine el bombası verildiğini belirten Şinal, "Daha sonradan düşündüm ve bomba atarsam oradaki insanlara ne olacağını düşünerek böyle bir işi yapamayacağımı söyledim. Bunun üzerine tekrar plan yapıldı ve molotofkokteyli atmamı söylediler" diye konuştu.
"TEM ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜ'NDE EZİYET VE İŞKENCE GÖRDÜM"
Olay günü mahalleden 13-14 yaşında olan iki çocuğu da yanına alarak Cumhuriyet Gazetesi’ne gittiğini anlatan Şinal, "Cumhuriyet Gazetesi’ne molotofkokteyli attım. Evime gidip yattım. 5 saat sonra polisler tarafından gözaltına alındım. Emniyette avukatımla görüşmeme izin vermediler. TEM Şube Müdürlüğü’nde bana öğrettikleri şekilde olayı üstlenmemi istediler. Bana para yardımları da geliyordu. TEM Şube’de çok eziyet ve işkence gördüm" diye konuştu.
"İLHAN SELÇUK’U TANIMAM"
Şinal 'İlhan Selçuk'a tehdit olayı ile ilgili olarak "Ben İlhan Selçuk’u tanımam. İlhan Selçuk’a tehdit mektubunu bana yazdıranlar bu komployu bana kurduranlardır" dedi. Sanık Şinal, cezaevinde polislerin, Nuri Ergin ile tanıştığını söylemesi yönünde kendisine baskı yaptıklarını öne sürdü. Şinal, "Veli Küçük, Muzaffer Tekinleri işin içine sokmamı istediler. Ben birkaç defa polisle yaptığım anlaşmadan caymak istedim. Bundan endişe ettiler. Ben biliyorum. Nuri Ergin’e, Veli Küçük ile ilgili beyanda bulunması için para veriyorlar" iddiasında bulundu.
"Suçum yetim olmak" diyen Şinal, "Davanın sanıklarının burada olmasının nedeni Türkiye Cumhuriyeti emniyeti içinde örgütlenmiş çetenin üretimidir" dedi. Emniyette ve Savcılıkta davanın sanıkları aleyhinde beyanlarda bulunduğunu söyleyen Şinal, o ifadelerin doğru olmadığını söyledi.
ŞİNAL GÖĞSÜNDEKİ DERİN YARA İZLERİNİ MAHKEME HEYETİNE GÖSTERDİ
Cezaevinde çok sıkıntılı günler geçirdiğini belirten Şinal, "İnançlı bir insanım. İnançlı bir insanın kendisine zarar vermeyeceğini de çok iyi biliyorum. Cezaevinde bileklerimi kestim. Cumhuriyet Savcısı beni çağırıp 'Bedirhan sen neden kollarını kestin?' diye sormadı. Cezaevinde idare yönetimi beni kaç kez ipten aldı. Ama kimse bana 'Bedirhan sen neden bunu yapıyorsun?' demedi. Ben size gerçekleri anlattıktan sonra benim can güvenliğimin de olmayacağını biliyorum" diye konuştu.
"Kendimi kestim" diyen sanık Bedirhan Şinal gömleğinin düğmelerini açarak göğsündeki derin yara izlerini mahkeme heyetine gösterdi.
DAVA YARINA ERTELENDİ
Öğleden sonraki oturumda konuşan Bedirhan Şinal’ın "Aydınlık Dergisi’nde okumuştum. ’Beşiktaş terör örgütü’ diyordu. Çok doğru. Savcılar bizim gibi zavallı. Polisler ne diyorlarsa öyle yapıyorlar"dedi. Bu sözler üzerine Başkan Hasan Hüseyin Özese savunma sınırlarını aşmaması konusunda Bedirhan Şinal’ı uyardı. Üye Hakim Sedat Sami Haşıloğlu ise "Frene bas Bedirhan. Mahkemeyi töhmet altında bırakma. Daha önce ’Olayları polisin üzerine yıkmak istiyorlar. Allah bana ömür verdikçe bunu yapamayacaklar’ diye beyanların var. Sana ne oldu? Neden önceki ifadelerinle çelişiyorsun" diye sordu. Şinal "Ben önceden polislerin adamıydım. Şimdi özgürüm" dedi.
Haşıloğlu, "Bedirhan Şinal isim ver ki bize haklarında gerekli işlemi başlatalım" dedi. Mahkeme Başkanı Özese, üye hakim Haşıloğlu soru yöneltirken konuşmayı sürdüren Şinal’in mikrofonunu kapattırdı. Avukatların da söz istemesi üzerine Mahkeme başkanı Özese "Sanık Şinal sorgulanıyor karışmayın" diye tepki gösterdi. Sanık Şinal’ın sorgu ve savunmasının alınmasına ara veren mahkeme heyeti, duruşmayı yarın saat 09.00’a erteledi.