Gazetecilerden Şık ve Mavioğlu'na destek yürüyüşü

Güncelleme Tarihi:

Gazetecilerden Şık ve Mavioğluna destek yürüyüşü
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 13, 2011 16:32

Kadıköy’de toplanan gazeteciler Ertuğrul Mavioğlu ve Ahmet Şık’ın "Ergenekon Davası" üzerine yazdığı iki ciltlik kitap nedeniyle yargılandıkları dava öncesinde, meslektaşlarına destek için Kadıköy Adliyesi’ne yürüdü.

Yürüyüşte "Yansak da dokunacağız" yazılı pankartı taşıyan gazeteciler sık sık "Ahmet çıkacak yine yazacak" sloganları attı.

Topluluk adına basın açıklamasını okuyan Vatan Gazetesi yazarı Ruşen Çakır, "Biz Türkiye’nin karanlık geçmişinin aydınlatılmasını istiyoruz. Biz derin devletin yok edilmesini istiyoruz. Biz darbelerle hesaplaşmak istiyoruz" dedi.

Altıyol Meydanı’nda saat 12.30’da toplanan gazeteciler üzerinde "Yansak da dokunacağız" cümlesinin yazılı olduğu pankartı açtı. CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, CHP İstanbul Milletvekili Mustafa Özyürek, Bağımsız Milletvekili Sabahat Tuncel, sanatçılar Suavi, Şevval Sam, Grup Bandista üyelerinin yanı sıra çok sayıda vatandaşın da destek verdiği gazeteciler, Bahariye Caddesi üzerinden Kadıköy Adliyesi’ne doğru yürüyüşe geçti. Bazı gazeteciler üzerinde "Gazetecilere özgürlük...Yansak da dokunacağız" ifadesinin yazılı olduğu tişörtler giydi. "Hemen şimdi adalet" , "Yansak da dokunacağız" , "Dokunan yanıyor" ve "68 gazeteci cezaevlerinde" dövizlerini taşıyan topluluk sık sık "Ahmet çıkacak yine yazacak" , "Susma sustukça sıra sana gelecek" , "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz" , "Ahmet, Nedim onurumuzdur" ve "Dokunan yansa da dokunacağız" sloganları attı. Topluluğa bazı vatandaşların alkışlarla destek verdiği gözlendi.

ÇAKIR: "HANGİ DELİLLERLE CEZAEVİNE GÖNDERİLDİĞİ HALA BELİRSİZ"

Yaklaşık yarım saat süren yürüyüşün ardından grup, Kadıköy Adliyesi’nin önüne geldi. Burada grup adına açıklama metnini Vatan Gazetesi Yazarı Ruşen Çakır okudu.

Gazeteci Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu’nun yargılandığı davanın duruşmasını izlemek için adliyeye geldiklerini anlatan Çakır, Ergenekon Terör Örgütü’ne üye olmak suçlamasıyla 67 gündür tutuklu bulunan sanık Ahmet Şık’ın, hangi kanıtlar ve hangi belgelerle cezaevine gönderildiğinin belirsiz olduğunu söyledi. Dönemin Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’ün yaptığı yazılı açıklamada ellerinde gizli deliller olduğunu söylediğini kaydeden Çakır, "Ancak bugüne kadar ne Ahmet Şık, ne avukatları, ne de kamuoyu bu delilleri görmüş değil" dedi.

Ahmet Şık’ın bugünkü yargılamaya konu olan kitaplarının isimlerinin "Kontrgerilla ve Ergenekon’u Anlama Kılavuzu" ve "Ergenekon’da kim kimdir?" olduğunu hatırlatan Çakır sözlerine şöyle devam etti:

"Ertuğrul Mavioğlu ile birlikte kaleme aldığı kitaplarında Şık, Türkiye’deki derin devleti anlatıyor. O kitapları yazdığı için yargılanan Ahmet Şık, aynı yapıya yani deşifre ettiği Ergenekon’a üye olmakla suçlanıyor. Ahmet Şık ile birlikte Nedim Şener de 67 gündür Silivri Cezaevi’nde. Suçlama aynı, Ergenekon Terör Örgütü’ne üyelik. Hrant Dink Davası’nı en yakından izleyen gazetecilerden biri olarak bu davanın Ergenekon’la birleştirilmesini savunan Nedim Şener, o örgüte, yani Ergenekon’a üye olmak suçlamasıyla tutuklu. Bazı emniyet görevlilerinin Dink Cinayeti’ndeki ihmallerine vurgu yapan Nedim Şener ile, emniyet içindeki yapılanmaları mercek altına aldığı "İmam’ın Ordusu" çalışması toplatılan Ahmet Şık’ın bugün birlikte cezaevinde olmaları rastlantı olamaz."

ÇAKIR: "ERGENEKON’A ÜYE OLDUKLARI İDDİASI VİCDANA SIĞMAZ"

Ahmet Şık ile Nedim Şener’in Ergenekon Terör Örgütü’ne üye oldukları iddiasıyla tutuklanmalarının vicdana sığmadığını belirten Çakır, bu ve buna benzer iddiaların da insan aklına ihanet olduğunu kaydetti. Türkiye’de bugün 60’tan fazla gazetecinin tutuklu olduğunu, 4 bin gazetecinin de mahkemelerde yargılandığını vurgulayan Çakır, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan uluslararası basına ‘Tutuklanan gazeteciler hükümeti devirmek istedi’ diyor. Bir kimsenin, başbakan olsa bile, dava sürerken bu tür bir yargıda bulunmaya hakkı olamaz" dedi.

Gazateci Ertuğrul Mavioğlu’nun da hedef tahtasına konulduğunu iddia eden Çakır, "Yargılanıp beraat ettiği davalardaki iddialar, sanki beraat kararı yokmuş gibi çarşaf çarşaf gazetelerde yayınlandı, televizyonlarda gösterildi. Bu istihbarat yalanlarının yol açtığı yargısız infaz basın özgürlüğüne yönelik saldırıların yeni bir aşamasını gözler önüne seriyor" diye konuştu.

Hükümet üyelerinin "Türkiye’de ABD’den daha özgür basın var" sözleri hafızalardayken, geçen hafta Atılım Gazetesi’nden Hatice Duman’ın müebbet hapisle cezalandırıldığını belirten Çakır, şöyle konuştu:

"Tutuklu Gazetecilerle Dayanışma Platformu Sözcüsü Necati Abay 18 yıl 9 ay, Yüksekova Haber’den Erkan Çapraz 10 ay hapse mahkum edildi. Ülkemiz aynı zamanda bugün basılmamış kitapların bilgisayardan sildirilmesinin, telefonların ve elektronik postaların mahkeme kararı olmadan izlenip dinlenmesinin utancını yaşıyor. Ülkemiz yalnız gazeteciler için değil özgür düşünceyi savunan herkes için her geçen gün güvenilir olmaktan daha fazla çıkıyor."

ÇAKIR: "KARANLIK GEÇMİŞİN AYDINLATILMASINI İSTİYORUZ"

Yalnız gazeteciler için değil herkes için adalet istediklerine değinen Çakır, sözlerine şöyle devam etti:

"Biz Türkiye’nin karanlık geçmişinin aydınlatılmasını istiyoruz. Biz derin devletin yok edilmesini istiyoruz. Biz darbelerle hesaplaşmak istiyoruz. Biz gerçeklerin karartılmasını değil aydınlatılmasını istiyoruz. Biz gizli delillerin ortaya çıkarılmasını ve davaların şeffaflıkla görülmesini istiyoruz. Bu taleplerimizden asla vazgeçmeyeceğiz. Ve biliniz ki yansak da dokunacağız."

Açıklamanın tamamlanmasının ardından Grup Bandista, topluluğa kısa bir konser sundu. Bu arada yürüyüşe katılanlar tutuklu sanık Ahmet Şık’ın kartondan fotoğrafını taşıdı. Şık, cezaevi ring taşıtından indirildiği sırada kendisini görüntüleyen gazetecilere el salladı.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!