Güncelleme Tarihi:
Hz. Mevlana'nın kabrini şu anda bir müze olarak yılda 500 bini yabancı olmak üzere toplam 2 milyon kişi ziyaret ediyor. Ancak Bakan Davutoğlu, müze ile türbenin aynı yerde olmasından memnun değil. Bunu da açıkça ifade etti:
"Müzeye girer gibi huzura girmek o manevi havanın teneffüs edilmesini engelliyor. Hz. Mevlana'nın huzuruna edep ile girilmesi şarttır. Müzede Hz. Mevlana'ya ilişkin eserler de olsa odağın mutlaka türbe olması gerekir. Farklı unsurları bir araya getiren mekanlar olmamalı." Bu da Davutoğlu'nun çılgın projesi
Malum Kanal İstanbul'dan sonra ülke gündemi çılgın proje. Yerel basın da Konya'da Davutoğlu'na birbiri ardına kendi adlandırmaları ile çılgın projeler önerdi. Ulaşımdan sulamaya, mimariden çevre düzenlemesine çılgın proje önerileri havada uçuştu. Bakan Davutoğlu, yarı şaka yarı ciddi bu projelere şöyle yanıt verdi:
"İlla bir çılgın proje aranıyorsa Maveraünnehir'den su da getiririz."
Dışişleri Bakanı’na yerel basın tarafından Konya’da Kürt açılımı da soruldu. Açılımın kardeşliği pekiştirmek amacıyla başlatıldığını söyleyen Davutoğlu şöyle konuştu:
“Biz bu konuda kriz yönetimi yapmadık yapsaydık ne olurdu? 2007 Dağlıca baskını olmuş. Gazsetelerde Erbil’i vurmaktan, Kuzey Irak’a girmekten bahseden manşetler. Terörde zaten sizi çekmek istedikleri nokta bu. Kürt-Türk çatışması.” dedi.
Davutoğlu izlenen politikanın özünü de şu cümlelerle açıkladı:
“Devletin teröristle sıradan vatandaş, Kuzey Irak’ta da sıradan Kürt vatandaş ile teröristi ayırmasıdır. Sayın Başbakan Kuzey Irak’a gitti. Ben gittim. Orada nasıl karşılandı gördünüz. Bu muktedir ancak şefkat gösteren bir devletin temsilcisinin karşılanmasıydı. Bizim için sadece ve sadece kardeş halklar var, düşman yok. Onlar içinden de sıkıntı çıkaracaklar varsa kenara koyarız. Ama ana gövdeyle ilişkilerimizi bozmayız.”