Güncelleme Tarihi:
9 YAŞINDAKİ FIRAT'I PARÇALAYARAK ÖLDÜRDÜLER / WEB TV
FIRAT, Sultangazi’de babası Necmi Sezer (33), Gürcistanlı üvey annesi Ekatarina Ochidrel (30) ile yaşıyordu. Amcası Kemal Sezer’le birlikte pide salonu işleten babası Necmi Sezer daha önce iki kadınla nikâhsız yaşadı. 9 yaşındaki Fırat ilk birlikteliğinden oldu. Nüfus cüzdanı çıkarılmadığı için okula gidemeyen Fırat, babasının yanında çalışıyordu. Babasının ikinci birlikteliğinden 4 yaşında Helin, yine nikâhsız yaşadığı Ekatarina Ochidrel’den 3 aylık Talha olmak üzere iki kardeşi vardı Fırat’ın. Sultançiftliği Mahallesi, 180. Sokak, 20 numaralı apartmanın giriş katında oturan Fırat, komşularının iddiasına göre, babasından, üvey annesinden ve üvey anneannesi İula Ochidrel’den (66) sürekli dayak yiyordu. İçine kapanık bir çocuktu. Fırat iki gün önce ortadan kayboldu. Babası önceki gün polis merkezine giderek kayıp başvurusu yaptı.
Parçalayıp sokaklara saçtılar
Alt kat komşuları Nuray Sucu, dün sabah İula Ochidrel’i apartmanın arka bahçesine kırmızı renkli bir sıvı dökerken gördü. Ne olduğunu sorduğunda yaşlı kadından “Boya” yanıtını aldı. Daha sonra karşı komşuları Şuayip Yiğit, kıyafet değiştiren Gürcü anne ve kızını bir bebek arabasıyla evden çıkarken gördü. İki kadın ilk olarak evlerine 1 kilometre uzaklıktaki İsmetpaşa Mahallesi, 140. Sokak’ta bir ağacın dibine Fırat’ın kanlı elbiselerini poşet içerisinde bıraktı. Sokak
Anne-kız salonda öldürmüş
Polis, Fırat Sezer’in evinde incelemelerde bulundu. Evdeki kan izleri itinayla temizlenmişti. İki kadın evdeki tüm halıları da yıkamıştı. Özel cihazlarla yapılan çalışmada, salonun kan içinde olduğu tespit edildi. Cinayet salonda işlenmiş ve Fırat aynı yerde parçalara ayrılmıştı. Bir polis yetkilisi, cinayetin işlendiği bıçakla cesedin parçalandığını, cesede bakınca, şüphelilerin bazı parçaları vücuttan ayırmak için büyük uğraş verdiğinin anlaşıldığını söyledi.
Yüzü gözü mor gezerdi
Komşuları Hacer Teyfur, Fırat’ın yaşadıklarını şöyle anlattı: “Çocuğu okula göndermiyorlardı. Nedenini sordum; ‘Kimliği yok’ dediler. Muhtarla konuştum. Fırat’ı okula kaydettirmesini istedim. Oğlum da Fırat’a bir elbise almıştı. O gece Fırat’ı dövmüşler ve elbiseyi geri getirdiler. Çocuğu her gördüğümüzde yüzü gözü morluk içindeydi. Hep öyle geziyordu. Sokakta görseniz kimsesiz derdiniz.”