Güncelleme Tarihi:
Can Ataklı, Derya Tuna'nın anlattıklarını şöyle yazdı:
''İbrahim Tatlıses’i ziyarete gittim dün Acıbadem Maslak Hastanesi’ne. Tabii göremeyeceğimi biliyorum, Derya Tuna ile konuştum biraz. Olay anından beri hastaneden ayrılmamış Derya Tuna. Hemen kafetaryanın yanında, nisbeten korumalı bir yere konulan banklarda oturuyordu. Hiç makyajsız, günlük sade bir kıyafetle çayını içiyordu. “Can Abi bu sabah yanına girdim” dedi beni görünce heyecanla. Doktorlar ziyaret edilebileceğini söyleyince “Önce oğlu girsin” demiş, ama “Hayır seni istiyor” demişler. “Çok şaşırdım ama çok da sevindim” dedi Derya Tuna. Yanına girer girmez ilk olarak “Nasılsın?” diye sormuş İbrahim Tatlıses “İyiyim” diye yanıtlamış. “Yani konuşuyor?” dedim biraz da şaşırarak. “Evet ama doktorlar konuşmasını hiç istemiyor, çünkü stres yapıyormuş, ‘Aman konuşturmaya kalkmayın’ diye tembihlediler” dedi Derya Tuna.
Ardından “Bir ara çok güldüm” diye tekrar söze başladı ve ekledi; “Eliyle sürekli yatağa vuruyor. Ben de ‘Yapma bütün hastaneyi ayağa kaldıracaksın, nedir bu sinir’ dedim ‘Ben çıkayım artık buradan’ demez mi. Sonra gülmeye başladık.” Derya Tuna’nın anlattığına göre İbrahim Tatlıses’in konuşmaması için en iyi iletişim yöntemi ellermiş. “Ellerini tutup soru sorduğunuzda cevabını veriyor” dedi. Tabii sorular “Evet-hayır” gibi cevapları olan sorular. Örneğin “Sıkılıyor musun burada?” sorusuna cevap olarak el sıkarsa, bu “evet” demek oluyor.''