Güncelleme Tarihi:
İşte uzmanların deprem felaketi sonrası söyledikleri:
Prof. Ahmet Ercan
Japonya’daki deprem Marmara depreminden 35 kat daha büyük. Depremde 400-500 atom bombasına eşit bir enerji çıktı.
Bütün dünyayı zangır zangır titretti. 6370 km ye kadar indi deprem dalgaları.
Bu dalgalar yerin her yanına sarsıntı yolluyor. Uzak etki yaratıyor.
Türkiye’yi etkileme ihtimali yüzde 3 oranına sahiptir. Bu oran içinde yüzde 52 kuzey Anadolu fayı etkilenebilir.
Olabilir de olmayabilirde. Bütün yeryüzü etkisi altında. Yer yuvarlağının diğer kesiminde yayılmış kırıklar varsa depremi tetikler.
Böyle büyük bir deprem 10 yılda bir görünür.
Pasifik kuşağında tetikleyeceği depremler göreceğiz. Artçı depremler artacak. Japonya’daki konutların sağlam olması deprem etkisini azaltmıştır. Karada olsaydı çok daha felaket yaşanırdı.
Süprüntü dalgaların yıkım gücü 12'dir.
Olağanüstü bir deprem
İTÜ Jeoloji bölümünden deniz jeolojisi uzmanı Prof. Namık Çağatay:
Bu tür depremler deniz yüzeyinde büyük değişiklikler yaratıp tsunamiye yol açıyor. Bu tür depremler büyük tsunamiler üretiyorlar.
Pasifik’in doğu ve batı kıyılarını etkileyecek tsunami riski taşıyor. Bu deprem Japonya’nın güneyinde bazı depremleri tetikleyebilir.
Türkiye deprem bölgesine çok uzakta. Levha hareketleri olarak Türkiye’deki fayları tetiklemesi mümkün değil.
İstanbul’daki deprem Kuzey Anadolu fay hattında oluşuyor. Bu fay yanal atımlı bir fay olduğu için tsunami oluşturması düşük ihtimal.
Marmara Denizi’nde Yamaç kaymaları olursa tsunami oluşabilir.
Japonya’daki dalgalar ilk oluştuğunda hızla kıyıya hareket ediyorlar. Kıyıda deniz tabanının hissettiğinde yükseliyor ve önündeki binaları yıkarak büyük bir tahribat yaratıyorlar.
Tsunamiye tedbir almak depremden çok daha zor. Pek de mümkün değil.
Yrd. Doç. Oğuz Gündoğdu:
Marmara depremi ile bu deprem arasında çok enerji farkı var. Enerji ve oluşum açısından çok büyük farklar var.
Bu kadar enerji biriktirecek yerimiz yok bizim. Türkiye'yi etkileyecek bir durum yok
Japonya bu kadar harcama yaptığı halde hiçbir işe yaramadı.Yapılan bütün hazırlıklar bir yere kadar.
Görüntüler uzak kıyılardan, yakın yerleşim bölgelerini görmedik, orada durumum daha kötü olduğunu düşünüyorum.
Çok büyük bir deprem. Felaketin boyutları ilerleyen saatlerde daha net şekilde ortaya çıkacak.
Kandilli Rasathanesi Müdür Yardımcısı Doç Dr. Nurcan Meral Özel:
Depremin olduğu yer dünyada depremlerin en fazla olduğu yer. Bu da oldukça büyük bir deprem.
Burada oluşan depremler genelde düşey atımlı ve sığ depremler oluyor ve bunlar da tsunami meydana getiriyor. Bu deprem denizde meydana geldi eğer karada olsaydı ölü sayısı daha fazla olabilirdi.
Depremden hemen sonra tsunami alarmı veriliyor ama kaçamayanlar olabiliyor. Tsunamiye bağlı olarak ölümler olabilir
Bir enerji boşalımı var ve bu, fayın durumuna göre hasarı etkiliyor.
Dünya bir bütün. Dünyadaki plaka hareketleri birbirini etkileyebiliyor ama Japonya bize 9 bin km uzakta bir ülke ve aynı plaka üzerinde değiliz. Türkiye Alp-Himalaya deprem kuşağında. Ben etkileyeceğini düşünmüyorum.
Kocaeli depreminde dalgalar yükseldi ve toprak kayması oldu. Son 3 bin yılda sahillerimizde 90 tane tsunami yaşanmış. Marmara’da tsunami olması depremin merkezinin nerede olduğuna göre değişir. Marmara’da tsunami olma ihtimali var.
Yrd. Doç. Arda Özacar:
Depremin yakın çevresi dışında Avustralya, Endonezya, Kuzey ve Güney Amerika'nın batı kıyısında tsunami etkileri ciddi boyutlarda olabilir. Havai gibi volkanik bölgelerde ise sismik aktivitelerin artışına neden olabilir. Ancak 'Türkiye'de yakın zamanda bu depremin tetiklediği büyük bir deprem olur' gibi bir çıkarım yapılması yanlıştır. Bilimsel olarak bunun kanıtlanabileceği bir durum yok.
Japonya'daki deprem Türkiye'de büyük bir depremi tetikler şeklinde ispatlanabilecek bir olgu yok. Türkiye'de bu tip tsunami üretme potansiyeli olan büyük bir deprem ancak Ege Denizi'nde, Girit Adası'nın gerisinde kalan Afrika plakasının Ege'nin altına daldığı Ege dalma-batma zonunda yaşanabilir.
Prof. Dr. Tatar:
Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı Danışma Kurulu Üyesi, Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'da meydana gelen depremle ilgili olarak, “Plakalar sürekli hareket ediyor. Bu hareketle birlikte doğal olarak uzun mesafelerde, ülkemizin de bulunduğu coğrafyada muhakkak bir etkisi olacaktır” dedi.
Aynı zamanda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'daki depremin çok derin bir deprem olmadığını, sığ denilebilecek bir derinlikte yaşandığını, dolayısıyla etkisinin çok büyük olduğunu söyledi.
Bir yandan dev dalgaların çok büyük bir su kütlesini karaya doğru sürüklediğini, bunun bir sonraki aşamasında ise suların karadan denize doğru hareketiyle büyük bir felaketle karşı karşıya kalınacağına işaret eden Tatar, Japonya'nın bir deprem bölgesi olduğunu, bakıldığında bu depremin Japonya için büyük bir sürpriz olmadığını bildirdi.
Tatar, “Takip ettiğimiz kadarıyla bu deprem beklenen bir deprem. Anladığımız kadarıyla şiddetinin bu kadar olacağına ihtimal verilmiyordu. Ama tarihsel olarak baktığımızda aynı bölgede benzer depremlerin olduğunu görüyoruz” dedi.
Japonya'nın deprem konusunda en yetkin ülkelerden birisi olduğu vurgulayan Tatar, tüm kıyı kenarları boyunca ciddi şekilde deprem uyarı sistemlerinin kurulduğuNU ifade ederek, felaketin yakın bir süre sonra daha net açığa çıkacağını kaydetti.
Tatar, tsunami olayının bu tür depremlerde en büyük tehlikelerden birisi olduğunu belirterek, “Çünkü bir ada, çok geniş, açık bir deniz var. Denizin uzunluğu kıyı boyunca sığ bir şekilde devam ediyorsa, ki Japonya'da böyledir, bir dalma batma zonu vardır. İki levhanın yaklaştığı ve birinin diğerinin altına daldığı bir yapı bulunuyor. Bu da tsunami felaketinin boyutlarını artıran bir etken” diye konuştu.
600 ATOM BOMBASI BÜYÜKLÜĞÜNDE ENERJİ AÇIĞA ÇIKTI
Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'daki depremin ardından hemen akla, “Türkiye'de böyle bir deprem bekleniyor mu?”, “Bu deprem Türkiye'yi tetikler mi?” sorularını akıllara getirdiğini söyledi.
Japonya'daki depremi büyük bir deprem olarak nitelendiren Tatar, şu bilgileri verdi:
“Basitçe tarif etmek gerekirse, yaklaşık 600 atom bombası büyüklüğünde bir enerji açığa çıkarttı. Doğal olarak yer kabuğunda bir etki yarattı. Bu etki kısa mesafede ya da daha uzun mesafelerde bir şekilde kendisini gösterecektir. Depremin ardından yaşanan artçı sarsıntıların Çin'de, Tayvan'da, Kore'de hissedildiğini biliyoruz. 7 ve bunun üzerinde artçı depremler olduğunu görüyorsunuz. Bu şiddetteki artçı bile başlı başına çok büyük bir etki yaratıyor. Artçı sarsıntıların bölgede uzun bir süre devam edeceğini söylemek mümkün.”
Tatar, daha geniş ölçekte bakıldığında, yer kabuğunun sürekli hareket halinde olduğunu, plakaların sürekli hareket ettiğini, bu hareketle birlikte doğal olarak uzun mesafelerde, Türkiye'nin de bulunduğu coğrafyada muhakkak bir etki yaratacağını söyledi.
“Ama doğrudan doğruya bu depremin bizdeki bir takım fayları tetiklemesi hemen bugün olacak bir şey değil” diyen Tatar, şöyle konuştu:
“Zaten ülkemiz büyük bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle 17 Ağustos 1999 depreminden sonra Kuzey Anadolu fay zonu üzerindeki enerjinin birikimi, tamamen batıya doğru göç etti. Bu enerji tamamıyla Marmara Denizi'nin içinde bulunmakta. Çok fazla bir zamanımız yok. Önümüzdeki 8-10 yıllık süreçte Marmara Denizi içinde, Kuzey Anadolu fay zonunun kırılmayan parçaları üzerinde büyük bir deprem beklentimiz var. Bu tabi zaman zaman speküle edilebiliyor. Ama şu bir gerçek burada bir deprem bekliyoruz. Bu depremin büyüklüğünü sormak yerine çok farklı bir şekilde olaya yaklaşıp, gerçekten ciddi önlem almamız gerekiyor.”
TSUNAMİ BİZİ ETKİLEYECEK
Orhan Tatar, Türkiye'de olası bir depremde tsunami riski bulunan bölge olup olmadığı yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi:
“Marmara'da tarihsel süreç içinde meydana gelmiş pek çok deprem var. Depremleri incelediğimizde, İstanbul kıyılarında tsunaminin olduğuna dair bir takım veriler bulunuyor. Tsunaminin etkisiyle 2-3 metreye yükselen dalgaların olduğunu biliyoruz. Ama Marmara Denizi bir iç deniz olduğu için, depremin ardından yaşanabilecek olası bir tsunaminin dalgaların büyüklüğünü bugün Japonya'da olanla karşılaştırmak çok farklı bir şey. Çünkü orada açık bir deniz, muazzam bir su kütlesi var. İstanbul örneği ile Japonya'yı karşılaştırmak çok doğru değil, ama buradan daha farklı bir noktaya gitmekte fayda var. Aslında Türkiye'nin güneybatı kıyılarına baktığımızda tsunami için çok açık bir bölge. Şu anda Japonya'da ne oluyorsa, Türkiye'nin güneybatısında da jeolojik anlamda o oluyor. Dolayısıyla bugün depremsellik açısından bakıldığında Girit ve Rodos adalarının açıklarında, Ege Denizi'nin içinde muazzam bir sismik aktivite var. Bu bölgede meydana gelebilecek 7 ya da üzerinde şiddetindeki bir sarsıntıda, kesinlikle bizim güneybatı kıyılarımız hem depremsellik hem da tsunami açısından etkilenecektir. Olaya daha çok burada yoğunlaşmakta fayda olduğunu düşünüyorum.”
Prof. Şener Üşümezsoy:
Marmara’da 1999 depreminden sonra kırılacak önemli bir fay kalmadı. Marmara’da 7.5 büyüklüğünde deprem olacak söylemleri tamamen spekülatiftir. Kumburgaz açıklarında 50 km’lik bir fay var orada en fazla 6,5’lik bir deprem olur.
Biz 6.5’lik depremi Japonya ile değil, Yeni Zelanda ile yapalım. Yeni Zelanda’da fay şehir içinden geçtiği için yıkım yaptı. Kuzey Anadolu fay hattı da şehirlerden geçtiği yerlerde hasar verir.
Marmara depreminde heyelan olursa tsunamiler olabilir ama diğer şekilde tsunami olması mümkün değil.
UDİM MÜDÜRÜ KALAFAT: BİZDE OLMA OLASILIĞI ÇOK AZ
Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Pasifik levhasında meydana gelen depremlerin, Türkiye'dekilere göre çok daha büyük olduğunu belirterek, “Bizde böyle bir deprem olması riski yok denecek kadar az. Ama yine 8'e varan depremler bizim ülkemizde de oluyor” dedi.
BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nurcan Meral Özel ile UDİM Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Rasathane'de yaptıkları bir toplantıyla basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Depreme ilişkin bilgiler veren Özel, depremin denizde gerçekleşmesinin çok büyük bir şans olduğunu, karada meydana gelmesi halinde büyük hasara neden olabileceğini kaydederek, tsunaminin ve 2 büyük yangının da hasarlar oluşturacağını ifade etti.
Türkiye'nin “Alp Himaleya deprem kuşağı”nda bulunduğunu, Japonyadaki deprem türleri ve deprem mekanizmalarının Türkiye'den farklı olduğunu belirten Özel, “Ancak dünya da bir bütün biliyorsunuz. Levha hareketleri birbirlerini etkiliyor olabilirler” dedi.