Uzmanlar deprem felaketini değerlendirdi

Güncelleme Tarihi:

Uzmanlar deprem felaketini değerlendirdi
Oluşturulma Tarihi: Mart 11, 2011 10:52

Japonya’daki 8.9 büyüklüğündeki deprem ve sonrasında yaşanan tsunami felaketi bir anda dünyanın bir numaralı gündemi oldu. Uzmanlar yaptıkları değerlendirmelerde, depremin büyük bir felaket olduğunu söylediler.

Haberin Devamı

İşte uzmanların deprem felaketi sonrası söyledikleri:

Prof. Ahmet Ercan

Japonya’daki deprem Marmara depreminden 35 kat daha büyük. Depremde 400-500 atom bombasına eşit bir enerji çıktı.

Bütün dünyayı zangır zangır titretti. 6370 km ye kadar indi deprem dalgaları.

Bu dalgalar yerin her yanına sarsıntı yolluyor. Uzak etki yaratıyor.

Türkiye’yi etkileme ihtimali yüzde 3 oranına sahiptir. Bu oran içinde yüzde 52 kuzey Anadolu fayı etkilenebilir.

Olabilir de olmayabilirde. Bütün yeryüzü etkisi altında. Yer yuvarlağının diğer kesiminde yayılmış kırıklar varsa depremi tetikler.

Böyle büyük bir deprem 10 yılda bir görünür.

Pasifik kuşağında tetikleyeceği depremler göreceğiz. Artçı depremler artacak. Japonya’daki konutların sağlam olması deprem etkisini azaltmıştır. Karada olsaydı çok daha felaket yaşanırdı.

Haberin Devamı

Süprüntü dalgaların yıkım gücü 12'dir.

Olağanüstü bir deprem

İTÜ Jeoloji bölümünden deniz jeolojisi uzmanı Prof. Namık Çağatay:

Bu tür depremler deniz yüzeyinde büyük değişiklikler yaratıp tsunamiye yol açıyor. Bu tür depremler büyük tsunamiler üretiyorlar.

Pasifik’in doğu ve batı kıyılarını etkileyecek tsunami riski taşıyor. Bu deprem Japonya’nın güneyinde bazı depremleri tetikleyebilir.

Türkiye deprem bölgesine çok uzakta. Levha hareketleri olarak Türkiye’deki fayları tetiklemesi mümkün değil.

İstanbul’daki deprem Kuzey Anadolu fay hattında oluşuyor. Bu fay yanal atımlı bir fay olduğu için tsunami oluşturması düşük ihtimal.

Marmara Denizi’nde Yamaç kaymaları olursa tsunami oluşabilir.

Japonya’daki dalgalar ilk oluştuğunda hızla kıyıya hareket ediyorlar. Kıyıda deniz tabanının hissettiğinde yükseliyor ve önündeki binaları yıkarak büyük bir tahribat yaratıyorlar.

Tsunamiye tedbir almak depremden çok daha zor. Pek de mümkün değil.

Yrd. Doç. Oğuz Gündoğdu:

Marmara depremi ile bu deprem arasında çok enerji farkı  var. Enerji ve oluşum açısından çok büyük farklar var.

Bu kadar enerji biriktirecek yerimiz yok bizim. Türkiye'yi etkileyecek bir durum yok

Japonya bu kadar harcama yaptığı halde hiçbir işe yaramadı.Yapılan bütün hazırlıklar bir yere kadar.

Haberin Devamı

Görüntüler uzak kıyılardan, yakın yerleşim bölgelerini görmedik, orada durumum daha kötü olduğunu düşünüyorum.

Çok büyük bir deprem. Felaketin boyutları ilerleyen saatlerde daha net şekilde ortaya çıkacak.

Kandilli Rasathanesi Müdür Yardımcısı Doç Dr. Nurcan Meral Özel:

Depremin olduğu yer dünyada depremlerin en fazla olduğu yer. Bu da oldukça büyük bir deprem.

Burada oluşan depremler genelde düşey atımlı ve sığ depremler oluyor ve bunlar da tsunami meydana getiriyor. Bu deprem denizde meydana geldi eğer karada olsaydı ölü sayısı daha fazla olabilirdi.

Depremden hemen sonra tsunami alarmı veriliyor ama kaçamayanlar olabiliyor. Tsunamiye bağlı olarak ölümler olabilir

Haberin Devamı

Bir enerji boşalımı var ve bu, fayın durumuna göre hasarı etkiliyor.

Dünya bir bütün. Dünyadaki plaka hareketleri birbirini etkileyebiliyor ama Japonya bize 9 bin km uzakta bir ülke ve aynı plaka üzerinde değiliz. Türkiye Alp-Himalaya deprem kuşağında. Ben etkileyeceğini düşünmüyorum.

Kocaeli depreminde dalgalar yükseldi ve toprak kayması oldu. Son 3 bin yılda sahillerimizde 90 tane tsunami yaşanmış. Marmara’da tsunami olması depremin merkezinin nerede olduğuna göre değişir. Marmara’da tsunami olma ihtimali var.

Yrd. Doç. Arda Özacar:

Depremin yakın çevresi dışında Avustralya, Endonezya, Kuzey ve Güney Amerika'nın batı kıyısında tsunami etkileri ciddi boyutlarda olabilir. Havai gibi volkanik bölgelerde ise sismik aktivitelerin artışına neden olabilir. Ancak 'Türkiye'de yakın zamanda bu depremin tetiklediği büyük bir deprem olur' gibi bir çıkarım yapılması yanlıştır. Bilimsel olarak bunun kanıtlanabileceği bir durum yok.

Haberin Devamı

Japonya'daki deprem Türkiye'de büyük bir depremi tetikler şeklinde ispatlanabilecek bir olgu yok. Türkiye'de bu tip tsunami üretme potansiyeli olan büyük bir deprem ancak Ege Denizi'nde, Girit Adası'nın gerisinde kalan Afrika plakasının Ege'nin altına daldığı Ege dalma-batma zonunda yaşanabilir.

Prof. Dr. Tatar:

Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi  Başkanlığı Danışma Kurulu Üyesi, Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'da meydana gelen  depremle ilgili olarak, “Plakalar sürekli hareket ediyor. Bu hareketle birlikte  doğal olarak uzun mesafelerde, ülkemizin de bulunduğu coğrafyada muhakkak bir  etkisi olacaktır” dedi.

Aynı zamanda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Mühendislik  Mimarlık Fakültesi Dekanlığı görevini yürüten Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'daki depremin çok derin bir deprem  olmadığını, sığ denilebilecek bir derinlikte yaşandığını, dolayısıyla etkisinin  çok büyük olduğunu söyledi.

Bir yandan dev dalgaların çok büyük bir su kütlesini karaya doğru  sürüklediğini, bunun bir sonraki aşamasında ise suların karadan denize doğru  hareketiyle büyük bir felaketle karşı karşıya kalınacağına işaret eden Tatar,  Japonya'nın bir deprem bölgesi olduğunu, bakıldığında bu depremin Japonya için  büyük bir sürpriz olmadığını bildirdi.

Tatar, “Takip ettiğimiz kadarıyla bu deprem beklenen bir deprem.  Anladığımız kadarıyla şiddetinin bu kadar olacağına ihtimal verilmiyordu. Ama  tarihsel olarak baktığımızda aynı bölgede benzer depremlerin olduğunu görüyoruz”  dedi.

Japonya'nın deprem konusunda en yetkin ülkelerden birisi olduğu  vurgulayan Tatar, tüm kıyı kenarları boyunca ciddi şekilde deprem uyarı  sistemlerinin kurulduğuNU ifade ederek, felaketin yakın bir süre sonra daha net  açığa çıkacağını kaydetti.

Tatar, tsunami olayının bu tür depremlerde en büyük tehlikelerden birisi  olduğunu belirterek, “Çünkü bir ada, çok geniş, açık bir deniz var. Denizin  uzunluğu kıyı boyunca sığ bir şekilde devam ediyorsa, ki Japonya'da böyledir, bir  dalma batma zonu vardır. İki levhanın yaklaştığı ve birinin diğerinin altına  daldığı bir yapı bulunuyor. Bu da tsunami felaketinin boyutlarını artıran bir  etken” diye konuştu.
       
600 ATOM BOMBASI BÜYÜKLÜĞÜNDE ENERJİ AÇIĞA ÇIKTI
    
Prof. Dr. Orhan Tatar, Japonya'daki depremin ardından hemen akla,  “Türkiye'de böyle bir deprem bekleniyor mu?”, “Bu deprem Türkiye'yi tetikler  mi?” sorularını akıllara getirdiğini söyledi.

Japonya'daki depremi büyük bir deprem olarak nitelendiren Tatar, şu  bilgileri verdi:

“Basitçe tarif etmek gerekirse, yaklaşık 600 atom bombası büyüklüğünde  bir enerji açığa çıkarttı. Doğal olarak yer kabuğunda bir etki yarattı. Bu etki  kısa mesafede ya da daha uzun mesafelerde bir şekilde kendisini gösterecektir.  Depremin ardından yaşanan artçı sarsıntıların Çin'de, Tayvan'da, Kore'de  hissedildiğini biliyoruz. 7 ve bunun üzerinde artçı depremler olduğunu  görüyorsunuz. Bu şiddetteki artçı bile başlı başına çok büyük bir etki yaratıyor.  Artçı sarsıntıların bölgede uzun bir süre devam edeceğini söylemek mümkün.”

Tatar, daha geniş ölçekte bakıldığında, yer kabuğunun sürekli hareket  halinde olduğunu, plakaların sürekli hareket ettiğini, bu hareketle birlikte  doğal olarak uzun mesafelerde, Türkiye'nin de bulunduğu coğrafyada muhakkak bir  etki yaratacağını söyledi.

“Ama doğrudan doğruya bu depremin bizdeki bir takım fayları tetiklemesi  hemen bugün olacak bir şey değil” diyen Tatar, şöyle konuştu:

“Zaten ülkemiz büyük bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya. Özellikle 17  Ağustos 1999 depreminden sonra Kuzey Anadolu fay zonu üzerindeki enerjinin  birikimi, tamamen batıya doğru göç etti. Bu enerji tamamıyla Marmara Denizi'nin  içinde bulunmakta. Çok fazla bir zamanımız yok. Önümüzdeki 8-10 yıllık süreçte  Marmara Denizi içinde, Kuzey Anadolu fay zonunun kırılmayan parçaları üzerinde  büyük bir deprem beklentimiz var. Bu tabi zaman zaman speküle edilebiliyor. Ama  şu bir gerçek burada bir deprem bekliyoruz. Bu depremin büyüklüğünü sormak yerine  çok farklı bir şekilde olaya yaklaşıp, gerçekten ciddi önlem almamız  gerekiyor.”
       
TSUNAMİ BİZİ ETKİLEYECEK
         
Orhan Tatar, Türkiye'de olası bir depremde tsunami riski bulunan bölge  olup olmadığı yönündeki soruya ise şu yanıtı verdi:

“Marmara'da tarihsel süreç içinde meydana gelmiş pek çok deprem var.  Depremleri incelediğimizde, İstanbul kıyılarında tsunaminin olduğuna dair bir  takım veriler bulunuyor. Tsunaminin etkisiyle 2-3 metreye yükselen dalgaların  olduğunu biliyoruz. Ama Marmara Denizi bir iç deniz olduğu için, depremin  ardından yaşanabilecek olası bir tsunaminin dalgaların büyüklüğünü bugün  Japonya'da olanla karşılaştırmak çok farklı bir şey. Çünkü orada açık bir deniz,  muazzam bir su kütlesi var. İstanbul örneği ile Japonya'yı karşılaştırmak çok  doğru değil, ama buradan daha farklı bir noktaya gitmekte fayda var. Aslında  Türkiye'nin güneybatı kıyılarına baktığımızda tsunami için çok açık bir bölge. Şu  anda Japonya'da ne oluyorsa, Türkiye'nin güneybatısında da jeolojik anlamda o  oluyor. Dolayısıyla bugün depremsellik açısından bakıldığında Girit ve Rodos  adalarının açıklarında, Ege Denizi'nin içinde muazzam bir sismik aktivite var. Bu  bölgede meydana gelebilecek 7 ya da üzerinde şiddetindeki bir sarsıntıda,  kesinlikle bizim güneybatı kıyılarımız hem depremsellik hem da tsunami açısından  etkilenecektir. Olaya daha çok burada yoğunlaşmakta fayda olduğunu  düşünüyorum.”

Haberin Devamı

Prof. Şener Üşümezsoy:

Marmara’da 1999 depreminden sonra kırılacak önemli bir fay kalmadı. Marmara’da 7.5 büyüklüğünde deprem olacak söylemleri tamamen spekülatiftir. Kumburgaz açıklarında 50 km’lik bir fay var orada en fazla 6,5’lik bir deprem olur.

Biz 6.5’lik depremi Japonya ile değil, Yeni Zelanda ile yapalım. Yeni Zelanda’da fay şehir içinden geçtiği için yıkım yaptı. Kuzey Anadolu fay hattı da şehirlerden geçtiği yerlerde hasar verir.

Marmara depreminde heyelan olursa tsunamiler olabilir ama diğer şekilde tsunami olması mümkün değil.

UDİM MÜDÜRÜ KALAFAT: BİZDE OLMA OLASILIĞI ÇOK AZ

Boğaziçi Üniversitesi (BÜ) Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Pasifik levhasında meydana gelen depremlerin, Türkiye'dekilere göre çok daha büyük olduğunu belirterek, “Bizde böyle bir deprem olması riski yok denecek kadar az. Ama yine 8'e varan depremler bizim ülkemizde de oluyor” dedi.

BÜ Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nurcan Meral Özel ile UDİM Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Rasathane'de yaptıkları bir toplantıyla basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Depreme ilişkin bilgiler veren Özel, depremin denizde gerçekleşmesinin çok büyük bir şans olduğunu, karada meydana gelmesi halinde büyük hasara neden olabileceğini kaydederek, tsunaminin ve 2 büyük yangının da hasarlar oluşturacağını ifade etti.

Türkiye'nin “Alp Himaleya deprem kuşağı”nda bulunduğunu, Japonyadaki deprem türleri ve deprem mekanizmalarının Türkiye'den farklı olduğunu belirten Özel, “Ancak dünya da bir bütün biliyorsunuz. Levha hareketleri birbirlerini etkiliyor olabilirler” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!