ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 23, 2011 00:00
Başbakan Tayyip Erdoğan, Libya lideri Kaddafi’ye, “Halkını düşman ve tehdit gören ayakta kalamaz, hele şiddet uygulayan hiçbir yönetim istikametini koruyamaz” mesajını verdi.
Erdoğan, partisinin dünkü Meclis Grubu’nda, muhalefetin, Mısır ve Tunus’un aksine Libya’yla ilgili konuşmaktan kaçındığı eleştirilerini de yanıtlayarak, şöyle konuştu:
Ismarlama beyanat vermeyiz
“Türkiye hiç kimsenin keyfi için aceleyle, duygusallıkla özellikle de ısmarlama beyanat veren, dış politikasını gündelik gelişmelere göre belirleyen bir ülke değildir. Birilerinin peşine takılıp giden, gelişmeleri tribünlerden izleyen, akıntıya göre yol alan, en önemlisi gündemi belirlenen bir ülke de değildir. Biz ne zaman, nerede ve nasıl açıklama yapacağımızı gayet iyi biliriz. Bunun zamanlamasını kimseden alacağımız talimatla değil, vakti geldiğinde yaparız.
Eğer bugün Batılı kimi ülkelerin ne söyleyeceği, nasıl tavır alacağı değil de Türkiye’nin ne söyleyeceği, nasıl tavır takınacağı merak ediliyorsa, Türkiye’nin alacağı tavır olayların seyrini etkiliyorsa öncelikle bu durumu iyi anlamalı, bunun sorumluluğuyla hareket etmeliyiz. Bu konularda hariçten gazel okuyarak, desteksiz atarak, fantezi yaparak değerlendirilemez. Büyük devletlere yakışan nasıl kenarda durup seyretmek değilse kenarda laf üretmek de değildir. Biz ne ilkesel duruşumuzdan taviz veririz ne kardeş halkların haykırışlarına kulak tıkarız ne de Türkiye’nin çıkarlarına zarar veririz.
Şiddet sarmalı büyür
Demokratik taleplerini dile getirenlere karşı insaf dışı müdahalelerin yapılması şiddet sarmalını büyütür, ülke geneline yayılma tehlikesini doğurur. Libya yönetiminin böyle bir yanlışın içinde olmaması gerekir. Çünkü biz Libya’da akan kanı, kendi vücudumuzun bir parçasından akan kan olarak görürüz. İnsanların hayatını kaybetmesinden, yaralanmasından büyük üzüntü duyarız. Devletler milletlerine kendi halklarına düşman ve tehdit nazarıyla bakmasın.
Ertelenemez değişim talepleri sağlıklı şekilde gerçekleşsin istiyoruz. Halkının taleplerine arzularına kulak tıkayan, halkının inançlarına, beklentilerine duyarsız kalan, kendi halkını düşman ve tehdit gören hiçbir yönetimin uzun süreli ayakta kalması mümkün değildir. Hele halkına şiddet uygulayan, gayri insani yöntemlerle talepleri bastırmak isteyen hiçbir yönetim istikametini koruyamaz, istikrarı sağlayamaz. Çünkü istikrar bastırmakla, susturmakla, sindirmekle değil, adaletle, hoşgörüyle, refahla sağlanabilir. Biz 8 yıldır bunu söylüyoruz.
Olayların hepsi aynı değil
Bu ülkelerin hiç birindeki olaylar diğerlerine benzemiyor. Zira bir ülkeye bakıyorsunuz, adeta kabile savaşlarından kaynaklanan bir yapı orada mevcut, bir diğerine bakıyorsunuz içerideki çıkar çatışmaları, bir diğerine bakıyorsunuz özgürlüklerle, bir diğerine bakıyorsunuz haklarla ilgili, bir diğerine bakıyorsunuz dünyadaki demokratik gelişmelerle ilgili.”
AK Parti’de Libya sıkıyönetimi
Erdoğan, partisinin önceki günkü MKYK toplantısında, Libya konusundaki hassasiyetini dile getirerek, “Hassasiyetimiz de oradaki 25 bin insanımız” dedi. Erdoğan, ardından da Libya’daki gelişmelerle ilgili partiden farklı açıklamalar yapılmaması gerektiğini bildirdi. Erdoğan, “Bu konudaki açıklamaları parti ve hükümet sözcülerimiz yapacak” uyarısında bulundu.
O ödül Filistin için
LİBYA’dan aldığımız ödül, Filistin halkı için çırpınışımız nedeniyle tevdi edilmiştir. Bu ödül bir yönetimin değil, Ortadoğu halklarının Türkiye sevdasının tezahürüdür. Ödülü alırken ne dedim, bunun değerlendirmesini yapmayıp, kalkıp da ‘bu ödülü geri ver’ diyenler, bununla hangi maksada hizmet ettiklerini acaba düşünüyorlar mı? Biz Libya’daki vatandaşlarımızın tahliyesi için gece gündüz uğraşırken, vatandaşlarımızın oradaki güvenliğini en üst seviyede gözetirken, birilerinin çıkıp hükümeti sıkıştırma gayretine girmesi, sorumsuzca olduğu kadar tehlikelidir. Libya’da durum bu kadar hassasken, buradan siyasi rant elde etme çabalarına girişmek, en hafif tabiriyle fırsatçılıktır, sorumsuzluktur, seviyesizliktir.