Oluşturulma Tarihi: Şubat 19, 2011 00:00
Başbakan Tayyip Erdoğan, “Nerede bu Ergenekon, gidip üye olmak istiyorum” diyen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na, “Git Danıştay’ın 2. Dairesi’ne, orada gör. Çorum’a git, kanlı 1 Mayıs’ın yaşandığı Taksim’e git, orada aradığın örgütün izlerini bulursun” yanıtını verdi.
Genişletilmiş il başkanları toplantısında yaptığı konuşmada ABD Büyükelçisi Ricciardone’ye, “Acemi elçi” diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
Kılıçdaroğlu’na:
Eskisi avukattı, yenisi işi üyeliğe götürdü
Siz, elinizde üye kayıt fişi Ergenekon örgütünü aramayı bırakın da gidin yurt dışında Türkiye’nin itibarını görün, yaşayın. Şuna bak yahu... Türkiye’nin kanını emen, enerjisini tüketen bir örgüte üye olmak istediğini pervasızca söylüyor. Ardından utanmadan, sıkılmadan, yüzü kızarmadan bizi, partimizi, hükümetimizi sivil diktatörlükle, baskı ile, korku siyaseti ile itham ediyor. ‘Nerede, gösterin bana gideyim üye olayım’ diyor. Git Danıştay’ın 2. Dairesi’ne orada gör. Diyarbakır’ın karanlık sokaklarına git, bir gece vakti ensesine kurşun sıkılanların izinde aradığını bulursun. Çorum’a git, Sivas’a git, Kahramanmaraş’a git, Gazi Mahallesi’ne git, kanlı 1 Mayıs’ın yaşandığı Taksim’e git oralarda aradığının izlerini bulursun. Orada zaten onların üye kayıt büroları var. Hemen orada seni kaydederler. Hiçbirini yapamıyorsan Dersim’e git. Benim oradaki kardeşlerime sor sana anlatırlar. Eski genel başkan avukattı, yeni genel başkan işi üyeliğe kadar götürdü. Anamuhalefet partisinin genel başkanının bir örgüte üye olma arzusu karşısında vatana, millete hayırlı olsun diyemiyorum. Çetelere, mafyaya, karanlık suç örgütlerine hayırlı olsun diyorum.
ABD Elçisi Ricciardone’ye:
Tezgâha gelir açıklar buna acemi elçilik denir
Ya arkadaşlar! Acaba anayasada, yasalarda, medya patronlarının, medya mensuplarının dokunulmaz olduğuna dair bir hüküm var da bizim bundan haberimiz mi yok? Medya kuruluşları her şeyden muaf mıdır? Vergiden muaf mıdır? Her türlü suçtan muaf mıdır? Onlar sorgulanamaz mı? Yargılanamaz mı? Maalesef bu yaygaraya, hiç üzerine vazife olmadığı halde, hariçten birileri de inanıyor ve görüş bildiriyor. Türkiye’yi tanımaz, bilmez, ne nedir, hangi yasa var hiç haberi olmaz, çıkar, orada hemen bir tuzağa gelir, bir tezgâha gelir, kalkar açıklama yapar. Dur ya, önce bir araştır, sor nedir, yargı burada ne yapacak, hangi neticeye varacak bunu bir öğren. İşte buna, acemi elçilik denir, bunlar acemilik!
Medyaya:
Baskı yok, 8 yıl önce atılamayan manşetler var
Bugün baskı altında olduğunu iddia eden herkese; 8 yıl önceki özgürlüklere, demokrasi kalitesine bakın, kararınızı öyle verin. Talimatla manşetler atılırken o gazetelerin patronları bize söylüyorlar. Bu dönemde böyle bir manşet attınız mı? Nedir o zaman bizden alıp veremediğiniz? Emirle köşe yazısı yazarlardı. Bugün serbestçe özgürce medyanın yayınlarını sürdürdüğü bir Türkiye var. Üzerinde baskı kurduğumuz tek bir yayın organı yok. Bir internet sitesine yönelik tamamen yargı yoluyla bir tasarrufta bulunuluyor. Bunun bizimle ne alakası var? Yasalarda medya mensuplarının dokunulmaz olduğuna dair bir madde var da bizim mi haberimiz yok? Biz bu yargının verdiği kararlara uyuyoruz. Boynumuzu büktük olsun be dedik. 8 yıl önce atılamayan manşetler bugün atılıyor. 8 yıldır bıkmadan, usanmadan köşelerinde gerilim üreten yazarlara aydınlara sesleniyorum. Bugüne kadar yazdığınız yazılardan, yaptığınız o ağır eleştirilerden dolayı ne oldu? Yine devam etmediniz mi, aynı şekilde sürdürmüyor musunuz? Lütfen arkanıza yaslanın rahat olun, söyleyeceklerinizi söyleyin. 4 ay sonra asıl olanı millet söyleyecek.
CHP’ye:
4 işlem sorununuz var sizin akıl hocanız kim
CHP’nin kaynağının ne olduğunu herkes biliyor. ‘Türkiye’de 12 milyon 715 bin yoksul var. Yoksul ailelere en az 600 lira en fazla 1250 lira maaş bağlayacağız. Bunun da bütçeye yükü 7 milyar Türk Lirası. Hesabımızı, kitabımızı yaptık’ diyor. 12 milyon 715 bin yoksul varsa ayda 600 lira verseniz yıllık 24 milyar lira yapar. Söyledikleri rakamın 3 katından fazla çıkıyor. Akıl hocanız kimler, kılavuzunuz kim? Bu aynı zamanda 4 işlemi dahi yapamama durumudur. Bu bir skandaldır. Mızrak çuvala sığmaz o hale geldi. Samimi bir tavsiyede bulunacağım. Kağıthane’ye Kağıttepe dedi. Oy vereceği sandığı bulamadı, hayır demeye çağırdı kendisi hayır diyemedi. (Yürüyen merdiven diye bağırana) Bunlar tabii insanlık halidir. O kadar ileri gitmeyeyim, her insanın başına gelir. Kendinize iyi bir ekip seçmezseniz bu tür olaylar olur.
BDP’ye:
Orhan Miroğlu’nu tehdit faşizm değil midir
Buradan BDP’ye soruyorum. Orhan Miroğlu’na yönelik tehditler faşizm değil de nedir? Son günlerde Odatv’ye bu kadar sahip çıkan temsilciler, niçin Miroğlu için kalemlerinizi konuşturmuyorsunuz? Şivan Perver toprağına, vatanına sesleniyor. Toprağına, vatanına bu kadar hasret içinde, ‘İnan ki seni özledim’ diyen sanatçıyı tehdit etmek sadece Kürtlerin değil insanlığın sesini kesmek değil de nedir? Bir yandan demokrasi diğer yandan temel hak ve özgürlükler diyeceksiniz, öbür yandan Hakkâri de İmam Aziz Efendi’yi öldüreceksiniz. Yangına koşanları katledenlere, İstanbul da Serap yavrumuzu yakanlara sahip çıkacak, kucak açıp sahip çıkacaksınız.