ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Şubat 09, 2011 00:00
Başbakan Tayyip Erdoğan, TSK’ya yönelik, “Kâğıttan kaplanmış, biz bunu asker zannedermişiz, meğer ABD içini oymuş” sözleri üzerine CHP Genel Başkan Yardımcısı Süheyl Batum için suç duyurusunda bulundu.
Erdoğan, “Orduyu adeta Amerika’nın yönetimine vermiş bir havada gösterme anlayışı, bir suçtur. Senin her yerin Anayasa hukukçusu olsa ne yazar” dedi. Erdoğan, dünkü grup toplantısında özetle şunları söyledi:
İşte kral çıplak
Bakıyorsunuz, sıfatı Anayasa hukukçusu olan bir kişi çıkıyor, garip garip şeyler ediyor. Senin her yerin Anayasa hukukçusu olsa ne yazar? Bu tür kişiler, olsa olsa elindeki Anayasa kitapçığını ezberlemiş kişi olarak meydanda dolaşır. Siyasete girdiği anda, işte kral çıplak, meydana çıkıyor.
Buradan ilan ediyorum
Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik, işte ‘Kartondan bir kağıtmış’, öbür taraftan ‘ABD içini oymuş oymuş’ diye, orduyu adeta Amerika’nın yönetimine, Amerika’nın idaresine vermiş bir havada gösterme anlayışı bir suçtur. Zonguldak böyle bir işi başlattı. Ben de buradan aynen bu suç duyurusunu ilan ediyorum. Ben de buradan özellikle TSK bizimle ilgili bir kuruluştur, dolayısıyla bu suç duyurusunu yapıyorum. Gereğinin yapılması lazım.
Futbol topu gibi oynarlar
Bu karşılıksız kalamaz. Bu karşılıksız kaldığı anda TSK ile futbol topu oynar gibi oynarlar. Bunun bedeli ödenmelidir, ödettirilmelidir. Kimse burada demokratik süreçle bunu iç içe koyamaz. Hiçbir zaman TSK’yı, biz herhangi bir ülkenin yönettiği veya içini boşalttığı gibi bir yaklaşıma prim veremeyiz.
En büyük desteği verdik
(Kıbrıs’la ilgili) Açılan pankartlar sadece edep açısından yakışıksız değil, aynı zamanda Kıbrıs Türk’ünün menfaatlerine zarar veren, Güney Kıbrıs’ın ekmeğine yağ süren mahiyettedir. KKTC’ye siyasi, ekonomik, diplomatik anlamda en büyük destek, şu 8 yıllık iktidarımız döneminde olmuştur. Kıbrıs davası bu dönemde en güçlü şekilde savunulmuş, KKTC’nin eli bu dönemde güçlendirilmiş, KKTC uluslararası platformlarda daha görünür hale gelmiş ve diyalog noktasında da aktif olmuştur.
Kıbrıs’ı alet etmeyin
Hiç kimse Kıbrıs mücadelesini kendi küçük hesaplarına alet etmesin. Özellikle anamuhalefetiyle, muhalefetiyle kimse bu konuda bizimle yarış edemez. Bugüne kadar Kıbrıs davası için hiçbir adım atmayanların, bu konuda ter dökmeyenlerin, Kıbrıs davasını kendi davası olarak dahi görmeyenlerin, şimdi çıkıp KKTC’yi hatırlamalarının, hem Kıbrıs Türk’ünün hem vatandaşlarımızın vicdanına havale ediyorum. Kıbrıs, bizim milli davamızdır. KKTC’de Kıbrıs davasına değil, Kıbrıs Rum kesiminin ayak oyunlarına hizmet eden her türlü girişim, karşısında bizi bulacaktır. Türkiye Kıbrıs meselesinde bir garantör ülkedir, KKTC’li kardeşlerine destek vermeye devam edecektir ama hiçbir spekülasyona da prim vermeyecektir. Bunu da açık söylüyorum. Kim nereye çekerse çeksin.
Kalp gözümüzle bakıyoruz
(Mısır’la ilgili) Öyle bir coğrafyada yaşıyoruz ki bölgeden meydana gelen bir olay, doğrudan ya da dolaylı olarak tüm bölgeyi etkiliyor. Nitekim Filistin bunun en somut ve en acı örneği. Aynı şekilde bu bölgede halkların arzuları hepimizin ortak meselesidir. Biz, meseleye ilkesel bakıyoruz. İnsanlık merceğinden, kardeşlik zaviyesinden, kalp gözümüzle bakıyoruz. Biz ne kimsenin iç işlerine karışırız ne durumdan vazife çıkarırız ne kendi kendimize gelin güvey oluruz. Bölgemizde huzur, güven, barış, refah olsun istiyoruz. Ortadoğu halkları, kendi sesine kulak vermeyen anlayışlardan çok çekti.