Tıksırana kadar içiyorlar
Güncelleme Tarihi:
ANKARA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2011 00:00
Başbakan Tayyip Erdoğan, hükümetinin 8 yıldır hiçbir özgürlüğü kısıtlamadığını belirterek, “Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar içiyorlar” dedi.
ERDOĞAN'DAN ÖNEMLİ AÇIKLAMALAR / WEB TV
AK Parti’nin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, hükümet aleyhine zorlama kampanyalar olduğunu öne sürerek, özetle şunları söyledi:
Tütün ve alkol konusundaki bazı modern düzenlemeleri, heykel tartışmasını, yargının verdiği kararları, RTÜK uygulamalarını, hükümetle, bizimle ilgili olup olmadığına dahi bakmadan, bizim aleyhimize bir kampanyaya dönüştürme gayreti içindeler. Bunlar, hükümet aleyhine yürütülen zorlama kampanyalardır. Her seçim öncesinde AK Parti’yi yıpratmak için başlatılan o malum tezgahların bir yenisidir.
Mahremiyet önemlidir
(Muhteşem Yüzyıl dizisi için) Aile, mahremiyet, tarih ve tarihi şahsiyetler, tarihi şahsiyetlerin manevi değerleri bizim için son derece önemlidir. Biz köksüz bir millet, köksüz bir devlet değiliz. Evrensel değerleri benimsemiş, özgürlüklere saygı duyan, başkasının özgürlüğünü kısıtlamadığı, hakaret etmediği sürece her türlü fikrin serbestçe ifade edilmesini savunan bir partiyiz.
Hangi yaşama müdahale ettik
Sekiz yıldır hangi özgürlüğü kısıtladık? Özgürlük alanlarını genişletmekten başka sekiz yıldır kimin yaşam tarzına, giyimine kuşamına müdahale ettik? Herkes istediği gibi giyiniyor, eğleniyor, içiyor. Hangisine dedik ki, sen ne kadar viski, şarap içiyorsun, ne kadar bira tüketiyorsun? Böyle bir derdimiz oldu mu? Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar. Affedersiniz, trafik polislerinin trafik kazalarında yakaladıkları kimler, bu kazalarda yakaladıkları kimler? Her tür var, onları da yakalamasınlar mı? Kazayı yaptıkları halde, bunlara karşı herhangi bir şey ödetmesinler mi? Bunların yaptıklarını ölümle mi, yaralanmayla mı ödeyeceğiz?
Yandaş medya diyeceksin, candaş medyanın bütün mensuplarını partine davet edeceksin, partinden şu anda aday yapmaya hazırlanacaksın. Sevsinler seni, bunu kimse yutmaz. Yüzün kızarması edeptendir. Atalarımız güzel söylemiş, utanmak edeptendir. Maalesef yüzlerin kızarmadığı, edebin rafa kaldırıldığı bir muhalefetle karşı karşıyayız. Artık sivil muhalefetin de edebi terbiyeyi terk ettiği bir süreçten geçiyoruz. Her türlü özgürlüğü savunurlar ama bir o kadar da entelektüel despotturlar.
Tahliye kararını biz mi verdik?
Taraflar birbirini suçlamak yerine otursun, soruna birlikte köklü çözümler üretsin istiyoruz. Ne var ki, muhalefetin de istismarıyla, sürecin faturasının hükümete kesilmek istendiğini görüyoruz. Bu tahliye kararlarını hükümet mi verdi? Bu tahliye kararlarını yargı verdi. Bu süreçte İçişleri Bakanlığımız, güvenlik güçlerimiz bütün gayretlerini göstererek aramaya her yerde devam edecekler. Temennim, kısa zamanda yakalanmaları ve yargıya teslime edilmeleri.
Karşıyaka alsın diksin
Benim hükümetim sanat şaheserlerine sahip çıkmış onları ayağa kaldırmıştır. Soruyorum bugüne kadar AK Parti hükümeti, acaba bir tane heykel yıktı mı? Yok. Şimdi nedir bu kıyamet, dert başka. Ha şimdi Karşıkaya Belediyesi talip olmuş, ne kadar güzel, gelsin alsın, gitsin ve Karşıyaka’da diksin. Hiç müdahalemiz yok. Eyvallah yapsınlar. Bu heykeltıraş çok başarılı dünyada şöyle tanınmış böyle tanınmış. Doğrudur başarılı da olabilir. Ona saygı da duyarım. Ama kusura bakmasınlar, o tarihi eserlerin olduğu yerde böyle bir olayın yaşanmasına, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararına rağmen bunun oraya dikilmesine sorumluluk mevkiinde olan biri olarak müsaade edemem.
AK Parti’nin genişletilmiş il başkanları toplantısında konuşan Erdoğan, hükümet aleyhine zorlama kampanyalar olduğunu öne sürerek, özetle şunları söyledi:
Tütün ve alkol konusundaki bazı modern düzenlemeleri, heykel tartışmasını, yargının verdiği kararları, RTÜK uygulamalarını, hükümetle, bizimle ilgili olup olmadığına dahi bakmadan, bizim aleyhimize bir kampanyaya dönüştürme gayreti içindeler. Bunlar, hükümet aleyhine yürütülen zorlama kampanyalardır. Her seçim öncesinde AK Parti’yi yıpratmak için başlatılan o malum tezgahların bir yenisidir.
Mahremiyet önemlidir
(Muhteşem Yüzyıl dizisi için) Aile, mahremiyet, tarih ve tarihi şahsiyetler, tarihi şahsiyetlerin manevi değerleri bizim için son derece önemlidir. Biz köksüz bir millet, köksüz bir devlet değiliz. Evrensel değerleri benimsemiş, özgürlüklere saygı duyan, başkasının özgürlüğünü kısıtlamadığı, hakaret etmediği sürece her türlü fikrin serbestçe ifade edilmesini savunan bir partiyiz.
Hangi yaşama müdahale ettik
Sekiz yıldır hangi özgürlüğü kısıtladık? Özgürlük alanlarını genişletmekten başka sekiz yıldır kimin yaşam tarzına, giyimine kuşamına müdahale ettik? Herkes istediği gibi giyiniyor, eğleniyor, içiyor. Hangisine dedik ki, sen ne kadar viski, şarap içiyorsun, ne kadar bira tüketiyorsun? Böyle bir derdimiz oldu mu? Aksırıncaya tıksırıncaya kadar içiyorlar. Affedersiniz, trafik polislerinin trafik kazalarında yakaladıkları kimler, bu kazalarda yakaladıkları kimler? Her tür var, onları da yakalamasınlar mı? Kazayı yaptıkları halde, bunlara karşı herhangi bir şey ödetmesinler mi? Bunların yaptıklarını ölümle mi, yaralanmayla mı ödeyeceğiz?
Yandaş medya diyeceksin, candaş medyanın bütün mensuplarını partine davet edeceksin, partinden şu anda aday yapmaya hazırlanacaksın. Sevsinler seni, bunu kimse yutmaz. Yüzün kızarması edeptendir. Atalarımız güzel söylemiş, utanmak edeptendir. Maalesef yüzlerin kızarmadığı, edebin rafa kaldırıldığı bir muhalefetle karşı karşıyayız. Artık sivil muhalefetin de edebi terbiyeyi terk ettiği bir süreçten geçiyoruz. Her türlü özgürlüğü savunurlar ama bir o kadar da entelektüel despotturlar.
Tahliye kararını biz mi verdik?
Taraflar birbirini suçlamak yerine otursun, soruna birlikte köklü çözümler üretsin istiyoruz. Ne var ki, muhalefetin de istismarıyla, sürecin faturasının hükümete kesilmek istendiğini görüyoruz. Bu tahliye kararlarını hükümet mi verdi? Bu tahliye kararlarını yargı verdi. Bu süreçte İçişleri Bakanlığımız, güvenlik güçlerimiz bütün gayretlerini göstererek aramaya her yerde devam edecekler. Temennim, kısa zamanda yakalanmaları ve yargıya teslime edilmeleri.
Karşıyaka alsın diksin
Benim hükümetim sanat şaheserlerine sahip çıkmış onları ayağa kaldırmıştır. Soruyorum bugüne kadar AK Parti hükümeti, acaba bir tane heykel yıktı mı? Yok. Şimdi nedir bu kıyamet, dert başka. Ha şimdi Karşıkaya Belediyesi talip olmuş, ne kadar güzel, gelsin alsın, gitsin ve Karşıyaka’da diksin. Hiç müdahalemiz yok. Eyvallah yapsınlar. Bu heykeltıraş çok başarılı dünyada şöyle tanınmış böyle tanınmış. Doğrudur başarılı da olabilir. Ona saygı da duyarım. Ama kusura bakmasınlar, o tarihi eserlerin olduğu yerde böyle bir olayın yaşanmasına, Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’nun kararına rağmen bunun oraya dikilmesine sorumluluk mevkiinde olan biri olarak müsaade edemem.