Güncelleme Tarihi:
BAŞBAKAN MUŞ'TA
MUŞ'TAN KURULTAY GÖNDERMESİ
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Ankara'da, kurultaya gitmekten fırsat bulup da halkın içine giremeyenler var. Siz onları Muş'a çağırın. Ellerine geçirdikleri aslı astarı olmayan kağıt parçalarını sallamak suretiyle benim Kayseri Belediye Başkanımı zan altında tutmak isteyenler önce kılavuzlarını değiştirsinler” dedi.
Başbakan Erdoğan, Belediye Meydanında düzenlenen Toplu Açılış Töreninde bir konuşma yaptı. Muşluların, 'eğer taş yuvarlandı, çömleğe deydi, vay çömleğin haline/ eğer çömlek yuvarlandı, taşa deydi, vay çömleğin haline' sözünü hatırlatan Başbakan Erdoğan, “İnkar politikaları benim Muşlu kardeşime kaybettirdi, terör benim Muşlu kardeşime kaybettirdi, ihmal, yatırımsızlık, işsizlik, yoksulluk benim Muşlu kardeşime kaybettirdi. Taş her zaman kazandı, ama çömlek her zaman kaybetti. Gençler kaybetti, analar, babalar kaybetti, nice nesiller kaybetti ama fesat odakları kazandı, silah tüccarları her zaman kazandı. İşte bu dönemler sona ermiştir. Bu dönemler, bizim Hükümetimiz tarafından bir daha açılmamak üzere kapatılmıştır. İnkar politikaları sona ermiştir. Kardeşliğimizi zedeleyecek her türlü girişim, elimizin tersiyle itilmiştir” dedi.
"TÜRKİYE'NİN 81 İLİNİ ŞANTİYEYE DÖNÜŞTÜRDÜK"
AK Parti hükümetinin 8 yıl önce yeni bir dönem, yeni bir süreç başlattığını anlatan Erdoğan, 8 yıl önce kollarını sıvadıklarını, “ya bismillah” ve “ayrım olmayacak” dediklerini anlatarak Türkiye'nin 81 ilini bir şantiyeye dönüştürdüklerini söyledi. İstanbul'a ne yapıyorlarsa, aynı oranda Muş'a da onu yaptıklarını kaydeden Erdoğan, Ankara'ya hangi yatırımı yapıyorlarsa, aynı oranda Bitlis'e de onu yaptıklarını dile getirdi. Edirne'yi Van'dan, Muğla'yı Diyarbakır'dan, Hakkari'yi Tekirdağ'dan ayrı tutmadıklarını kaydeden Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin doğusunda farklı, batısında farklı konuşmadıklarını, herkesi kucakladıklarını ve herkese eşit mesafede durduklarını söyledi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: “Kimsenin diline, inancına, etnik kökenine, zenginliğine, fakirliğine bakmadan, iline, ilçesine, bölgesine bakmadan, yaradılanı biz Yaradan'dan ötürü seviyoruz. Bir şey değişir, her şey değişir. Bir kapı aralanır, her yer aydınlanır. Bir küçük adım atılır, o adım büyüyerek atılıma dönüşür. Biz bir kapı araladık, biz bir adım attık, biz gönlümüzü açtık. Biz, yaptığımız kamu yatırımlarıyla, okullarla, hastanelerle, yollarla, konutlarla, şehirlerimizin geleceğini değiştirecek adımları attık.
Muş'ta bugüne kadar 1.292 yeni derslik inşa ettik. Muş'a anaokulları, ilköğretim okulları, liseler açtık. Muş'a pansiyonlar yaptık, yurtlar yaptık. En önemlisi de Muş'a, 2007 yılında Muş Alparslan Üniversitesi'ni kurduk. Burslarla, kredilerle, ücretsiz kitaplarla, şartlı nakit transferiyle, yurtlarla, pansiyonlarla eğitime çok güçlü destek veriyoruz. Muş'un çocukları bu okullarda okuyacak, Muş'un kızları okuyacak. Anneler, kızlarımızı okutacağız. Hiçbir bahane yok. Başım gözüm üstüne anacığım, başım gözüm üstüne. Biz size efendi olmaya değil, hizmetkar olmaya geldik. Muş'un gençleri liselerde, üniversitede eğitim görecek. Öbür yandan yaptığımız yollar Muş'a yatırım taşıyacak, hizmet taşıyacak, turist taşıyacak, öğrenci taşıyacak. Göreceksiniz, tüm bu yatırımlarla Muş'un artık çehresi köklü şekilde değişecek.
"BİZE İNANIN BİZE GÜVENİN"
Biz, yıllardır devam eden bir kısırdöngüyü kırıyoruz. Biz, Muş'un gençlerini, Muşlu kardeşlerimi istismar edenlerden, tek tek o istismar araçlarını çekip alıyoruz. Eğitimsizliği istismar edenler şimdi okullardan korkuyorlar. Yoksulluğu istismar edenler şimdi yatırımlardan korkuyorlar. Yol yok, su yok, okul yok, hastane yok diyerek benim bu bölgedeki vatandaşlarımı aldattılar. Bir yerde diyelim ki bir okul... Bir sıkıntı var, özellikle onu arayıp bulup televizyonlarında ekran ekran dolaştıran biliyorsunuz malum medya var. Bir hastanede, bir ya da iki odada sıkıntı yaşandığı zaman 1-2 saatlik aksama olduğu zaman onun yaygarasını koparan medya var. Ama yapılanları görmüyor aynı medya. Bütün hastaneleri birleştirmek suretiyle benim vatandaşlarıma bu hastanelerin yolunu açan bu iktidarı görmeyen bu medya bir iki hatayı bakıyorsun haber yapıyor. Ne yaparlarsa yapsınlar benim halkım gerçeği görüyor.
Sizler bizim arkamızda durdukça, bu can bu tende durdukça durmak yok yola devam diyoruz. Şimdi bu hizmetlerin gelmesinden korkuyorlar. Ben Muşlu kardeşimden rica ediyorum... Türkiye'deki değişimi birlikte gerçekleştireceğiz, Muş'taki değişimi birlikte gerçekleştireceğiz. Türkiye'yi demokrasi üzerinde birlikte inşa edeceğiz. Türkiye'nin ufkunu birlikte açacak, Türkiye'nin umudunu birlikte çoğaltacağız. Evvelallah sizin bu gayretlerinizle, bizler de inançla, azimle, gayretle yeniden büyük Türkiye'yi kuracağız. Bize inanın, bize güvenin. 8 yıl boyunca sizlere mahcup olmadık. Hamdolsun hayalkırıklığı yaşamadınız. Allah'ın izniyle sizlere bundan sonra da hayalkırıklığı yaşatmayacak, el ele, gönül gönüle hep birlikte geleceğe koşacağız.”
“BERADAYİ BERADAYİ KONUŞMASINLAR”
Muş'un, 12 Eylül tarihinde yapılan halkoylamasında, bütün tehditlere rağmen yüzde 54,1 oranında sandık başına gittiğini ve yüzde 92,2 gibi çok yüksek bir oranda “evet” dediğini belirten Başbakan Erdoğan, bu nedenle Muşlulara teşekkür etti.Bu yüksek oranın, esasında Muş'un değişime ne kadar susadığını, milli birliği, kardeşliği ne kadar hasret kaldığını gösterdiğini, demokrasiye ne kadar özlem duyduğunu ve demokratik bir anayasanın hasretini nasıl içinde taşıdığını açık açık gösterdiğini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz, sizin bize yüklediğiniz bu emanetin takipçisi olacak, onu şerefimiz, onurumuz bilecek ve her şart altında muhafaza edeceğiz. Nasıl ki bugüne kadar çetelere karşı durduysak, nasıl ki bugüne kadar milli iradeyi gaspetmek isteyenlerin karşısında durduysak, aynı şekilde sizin emanetinizi korumaya devam edeceğiz.
Bizim gelemediğimiz yerde, eserlerimiz geliyor, hizmetlerimiz geliyor, yatırımlarımız geliyor. Bu başbakan sizi ihmal eden bir başbakan değil. Sadece seçimden seçime değil, şu an olduğu gibi bu yatırımların açılışına geliyoruz. Bu meydan bundan önce de sizlerle kucaklaşmamıza şahit oldu. Ankara'da, kurultaya gitmekten fırsat bulup da halkın içine giremeyenler var. Siz onları Muş'a çağırın. Ellerine geçirdikleri aslı astarı olmayan kağıt parçalarını sallamak suretiyle benim Kayseri Belediye Başkanımı zan altında tutmak isteyenler önce kılavuzlarını değiştirsinler, kılavuzlarını. Yabancı diplomatlardan duydukları dedikodularla siyaset yapanları Muş'a çağırın. Hani, Muşlular'ın dediği gibi, 'beradayi beradayi konuşmasınlar'. Bunlar hep beradayi beradayi konuşuyorlar. Gelsinler, Muş'un nasıl değiştiğini görsünler, nereden nereye geldiğini görsünler, Muş'taki umudu, Muş'taki heyecanı hissetsinler.”