BURSA, DİYARBAKIR, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Aralık 08, 2010 14:33
İMRALI’da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken Abdullah Öcalan'ın, avukatlarıyla yaptığı görüşmede kendilerine yakın sinemacı ve gazetecilerden belgeselinin yapılmasını istediği ortaya çıktı. PKK'nın eylemsizlik kararının sona ermesiyle ilgili sözlerinin yanlış anlaşıldığını belirten Öcalan'ın, ‘eylemsizlik takvini’ mart ayın değil haziran ayı olarak düzelettiği ileri sürüldü.
Abdullah Öcalan'ın, geçen hafta hava koşulları nedeniyle İmralı'ya gidemeyen avukatları Muharrem Şahin, Mehmet Bayraktar ve Cengiz Çiçek ile bu pazartesi günü yaptığı görüşmeye ilişkin notlar, PKK'ya yakınlığıyla bilinen internet sitelerinde yayımlandı. Öcalan, avukatlarıyla yaptığı görüşmede iddiaya göre şunları söyledi:
“BENİM BELGESELİMİ YAPIN”: Benimle ilgili belgesel yapılmalı. Bu konularda yeteneği olan, bu konuların uzmanı gazeteciler, sinemacılar bizim yöreye (Şanlıurfa'nın Halfeti İlçesi Ömerli Köyü) gidilip, köy ve çevrede gerçi birçoğıu ölmüştür ama yaşayanlardan benimle ilgili anısı olanları dinleyip, kameraya çekebilirler. Bu konuda
sinema hatta belgesel de yapabilirler. Yine araştırma yapılıp, not tutabilirler. Bunların hepsi tarihtir, müthiş bir arşiv konusudur. Bu konuda geç kalınmamalıdır. Tarihimizin daha iyi anlaşılması için bu çalışmalar yapılmalıdır. Bu konular önemli, yarın-öbür gün geç kalınabilir. İşte gazeteciler, sinemacılar öyle köşeye çekilerek iş yapacaklarına, bu tür önemli çalışmalar içine girebilirler. Bu çekimler ve çalışmalar aydınlar, yazarlar ve özellikle edebiyatçılar için çok önemlidir. İleride edebiyatlar için bulunmaz bir şeydir.”
EYLEMSİZLİK KARARI: Eylemsizlik kararıyla ilgili 1 Mart konusu yanlış anlaşılmamalıdır. Ben, mart ayında gelişmeler ışığında çok kapsamlı bir değerlendirme yapacağım. Bu konuda Kandil de mart aylında değerlendirme yapacağını belirtmişti. Benim marttan kastım budur. Mart ayında önemli değerlendirmelerimiz olacak, süreci tekrar ele alacağız. Nihai karar tarihi, haziran ayıdır. Bunlar bu şekilde anlaşılmalıdır.
KANDİL TEK BAŞINA GERİ ÇEKEMEZ: Yasal, anayasal güvenceler sağlanırsa silahsızlanma sürecinin önü açılır. Ben silahsızlanma konusunda tek yetkili olurum. Kandil bile bu konuda tek başına tek bir PKK'lıyı geri çekemez, tek başına yetkili değildir. Ben Kandil’le gelişmeleri tartışırım ve bu doğrultuda adımlar atarız. Ben zaten daha önce verdiğim Yol haritamda da bu konuyu işlemiştim.
PKK’LILAR ÇATIŞMADAN UZAK DURSUN: Zorunlu ihtiyaçlar dışında, hayati şeyler olmadıkça çatışma riski doğuracak alanlara girmemelidirler. Çatışma riski taşıyan ortamlardan uzak durmalıdır. İşte Hakkari’deki yaşanan çatışmalar gibi olmamalıdır. Biliniyor orada bir imam öldürüldü, sonra 9 gerilla (PKK'lı) katledildi, daha sonra da 9 köylü katledildi. Çatışmasızlık posizyonuna uyulmazsa bu tür olaylar tekrar yaşanabilir.
DEMOKRATİK ÖZERKLİK: KCK'nın (Kürdistan Topluluklar Birliği) ve PKK'lının bu dönemdeki en önemli görevi, yeni özerklik statüsü dönemine uygun olarak demokratik siyasi çalışmalara, bulundukları yerlerde güç vermek ve katkı sunmaktır. Herkes süreç karşısında rolünü ve görevini oynamalıdır. Son dönemde işte bu Miroğlu (Taraf Gazetesi yazarı Orhan Miroğlu) ismi de geçiyor, tehdit edildiği söyleniyor. KCK, bireyleri tehdit etmez. Daha çok Türk İntikam Tugayı gibi oluşumlara bu tür bireyleri hedef yapıyorlar. Buna dikkat edilmelidir. Geçmişte de buna benzer birçok olay oldu. Öyle bizde bir bireyi hedef gösterme, tehdit etme olmaz. Biz eleştirilere her zaman açığız, eleştirinin gerekliliğine de inanıyoruz.
Bu arada Abdullah Öcalan’ın avukatları Ömer Güneş, Mehmet Sabır Taş, Mahmet Sani Kıkılkaya ve Erdal Safalı, bu haftanın görüşmesini yapmak üzere bu sabah İmralı Adası'na gitti.