Güncelleme Tarihi:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, CHP'nin son kurultayında parti tüzüğü değişikliği ile ilgili uygulama yapılmadığı düşüncesinde olduklarını belirterek, “Bu nedenle kurultay gerekmiyor. Bizim talep yazımızda, kurultayın gerekmediği açıklandı. Sadece kurultaydan sonra tüm işlemlerde yeni tüzüğün uygulanması gerekli” dedi.
Çırağan Sarayı'nda dün başlayan ve bugün de devam eden “Uluslararası Yüksek Mahkemeler Zirvesi”ne katılan Yalçınkaya, basın mensuplarının “CHP kurultaya gitmek zorunda mı?” şeklindeki sorusu üzerine, “Biz kararlarımızla konuşuyoruz. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının CHP'ye gönderdiği yazı kesin nitelikte. Yazımızın içeriğini okumuşsunuzdur. O metinde parti tarafından neler yapılacağı açık” diye konuştu.
Yalçınkaya, “Son kurultayda parti tüzüğü değişikliği ile ilgili uygulama yapılmadı düşüncesindeyiz. Bu nedenle kurultay gerekmiyor. Bizim talep yazımızda, kurultayın gerekmediği açıklandı. Sadece kurultaydan sonra yeni tüzüğün uygulanması gerekli” dedi.
Bir gazetecinin, CHP'li bazı yetkililerin, kurultayın şart olduğu şeklinde düşünceleri olduğunu belirtmesi üzerine Yalçınkaya, “Bizim yazımızda öyle bir şey yok. Kurultay gerekmiyor diye yazdık. Sadece kurultaydan sonraki parti meclisi yürütme kurulunun oluşumu, il ve ilçelerdeki oluşumları, tüzük değişikliğine göre yenilenmesi gerekiyor” diye konuştu.
Kurultayda yeni tüzükle ilgili uygulama yapılmadığınını tekrarlayan Yalçınkaya, “Kurultayda da tüzük değişikliği uygulandı deniliyor. Bizim görüşümüze göre uygulama yapılmadı” şeklinde düşüncelerini aktardı.
Yalçınkaya, “CHP Genel Sekreterinin, güçlü CHP Genel Başkan Yardımcısı yapılarak uyarı yazısının delineceği belirtiliyor. CHP bunu yaparsa uyarı yazınızın gereğini yapmış olur mu?” şeklindeki soruya da konunun kendisiyle ilgili olmadığını, parti içindeki demokratik uygulamalarla ilgili bir konu olduğunu bildirdi.
Abdurrahman Yalçınkaya, “CHP, yazınızın gereğini getirmezse ne olur? CHP'ye kapatma davası açılır mı? Süreç nasıl işler?” şeklindeki soruya da kararları ile konuşacaklarını için şimdiden kesin bir şey söyleyemediğini ifade etti.
Yalçınkaya, “İstanbul'da 'darbe günlükleri' soruşturması Ankara'ya gönderildi. Ankara özel yetkili Cumhuriyet savcılığına gidecek. Bu 'Ergenekon' davasını etkiler mi? 'Ergenekon' soruşturmasına bakan Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, 'Darbe günlükleri ikinci davanın özüdür' dedi. Bu nasıl bir süreç” şeklindeki soruya da “Ben de sizin gibi gazetelerden okuduğum kadarıyla ancak görevi kötüye iddiası varsa, görevsizlikle ilgili yargılamaya gidebilir. Siz de öyle yorumlamışsınız. Onun dışında benim söyleyeceğim yok” karşılığını verdi.
“İP'YE KAPATMA DAVASI AÇMADIĞI” ELEŞTİRİSİ
“İşçi Partisi'nin birçok yöneticisi, Ergenekon terör örgütü yöneticisi olduğu gerekçesiyle yargılanıyor. İP hakkında kapatma davası açmadınız. Yargıtay 1. Başkanlık Kurulu, 'Abdurrahman Bey taktir hakkını kullanmıştır' dedi. Siyasiler, İP'ye dava açmamanızı eleştiriyor” denilen Yalçınkaya, siyasi parti hakkında dava açmaları için bir odaklaşma kriteri, süreklilik ve devamlılık ve kesin delil arandığını söyledi.
“Biz şimdilik şu anda, kesin delil görmüyoruz. Mahkeme sonuçlanmadı. Daha iddianamelerin okunma safhasında. Savunmalar alınıyor” diyen Yalçınkaya, “Başörtüsü konusunda açıklamalarınız oldu. Siyasi partilerden açıklamalar geldi. Meclis Başkanı açıklama yaptı. Açıklamaları nasıl değerlendiriyorsunuz?” şeklindeki soruyu da “Toplantıda başta söyledim. Biz hakimlerin konuşması bir kereye mahsustur. Ondan sonra ağır eleştiriler de olsa cevap verme hakkımız yok. Neden? Biz siyasetçi değiliz” şeklinde yanıtladı.
Yalçınkaya, “AK Parti'nin, CHP ile başörtüsü konusunda görüşmesinden 15 dakika sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının açıklaması geldi” denilmesi üzerine de şöyle konuştu:
“Açıklamalarımız hiçbir zaman parlamento ile ilgili değildir. Bunu sanıyorum yanlış anlaşılma niteliğinde görüyorum. O açıklamanın içeriği sadece siyasi partilerle ilgili. Baskı niteliğinde değildir. Sadece siyasal partilere, biz Anayasal hükümleri hatırlatıyoruz.”
BAŞÖRTÜSÜ KONUSU
Yalçınkaya, “1997 yılından önce üniversitelerde başörtü yasağı yoktu ve sorun da yoktu. Öğrenciler başörtülü olarak derslere giriyordu” denilmesi üzerine o konuya girmek istemediğini belirtti.
“1997 yılında üniversitede başörtüsüne tepki olmuyordu. 1997 yılından sonra ne değişti de yasak başladı ve hala sürüyor? Meclis 411 milletvekili karar da alsa, alınan karar kapatma gerekçesi yapılabiliyor” denilen Yalçınkaya, “Mahkeme kararlarıyla sunduk. Bizim, Başsavcılığın ilgisi yok. Biz sadece yüksek mahkeme kararlarının uygulamasını takip ediyoruz” dedi.
Yalçınkaya, “Başörtüsü açıklamanızın arkasında mısınız?” şeklinde soruya da “Açıklama da değil o. Basın açıklaması niteliğinde görüyorsunuz tabii. Biz anayasal kurum olarak görevlerimizden biri de anayasanın korunmasını, yüksek mahkeme kararlarını, yerel mahkeme kararlarının korunması ve uygulanmasını sağlamakla görevliyiz. Açıklamamıza bakın. Onun dışında düşüncemiz yok” karşılığını verdi.