Şükrü KÜÇÜKŞAHİN
Oluşturulma Tarihi: Eylül 22, 2010 00:00
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün için Türkiye’de laikliğin tehlikede olduğunu düşünmediğini belirterek, “Bunun altını doldurmak lazım, askıda kalır, gerekçelendiremem” dedi. Kılıçdaroğlu, türban sorununu ise samimi olarak çözmek istediklerini söyledi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Alman Sosyal Demokrat Partisi’nin davetlisi olarak bulunduğu Berlin’deki temaslarını dün Yeşiller ve Sol parti yöneticileri ile yaptığı görüşmelerle bitirdi. Her iki partinin de CHP ile işbirliği kararı verdiği bu görüşmelerde, Sol Parti Başkanı Klaus Ernst, “Sizin devrimci ruhunuzu, devrimci duruşunuzu beğeniyorum” derken, Yeşiller Eşbaşkanı Cem Özdemir, “Biz Türkiye’de AKP’ye değil seçilmiş hükümete destek veriyoruz. Bundan sonra gelip sizinle mitingler yapabiliriz” dedi. Kılıçdaroğlu, önceki gün Fredrich Ebert Vakfı’nda yaptığı konuşmada ise CHP ile Avrupalı sosyal demokratlar arasındaki buzların erimesini istediklerini belirtti. Kılıçdaroğlu, “Cehenneme giden yollar, iyi niyet taşları ile döşeli” ifadesini anımsatarak, “Biz iyi niyet taşları ile cehenneme gitmek istemiyoruz” dedi.
Altını doldurmalıyız
Almanya’dan ayrılmadan önce de Türk ve Alman gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kılıçdaroğlu, şu mesajları verdi: “Anayasa Mahkemesi’nin AKP konusunda verdiği bir karar var, laiklikle ilgili. Ben bugün için laikliğin tehlikede olduğunu düşünmüyorum. Eğer tehlikede dersek bunun altını doldurmak lazım, askıda kalır, gerekçelendiremem. Din alanında özgürlükleri daha da genişletmek gerektiği de görülüyor. Ancak burada sorun dinin siyasal amaçlar için kullanılması, siyasallaştırılması. Bunun da önüne geçmek gerek.
Türbanda uzlaşma olmalı
Türban Türkiye’nin bir gerçeği. AİHM’nin, Anayasa Mahkemesi’nin kararları var. Sorun uzlaşma ile çözülmeli. Sokaktaki kadının kıyafeti ile ilgilenen zaten yok. Sorun üniversitede. Bu kızlarımız okumalı ve samimi olarak söylüyorum bu sorun çözülmeli. Onların okuma olanaklarını artırmalıyız. Onların üzerindeki her türlü baskıyı ortadan kaldırmalıyız.
Avcı’nın kitabı önemli
Hanefi Avcı’nın kitabı son derece önemli. Kendisi önemli görevlerde bulunmuş bir emniyet müdürü. Bakanlara şikâyet dilekçesi veriyor, bunlar aylarca işleme konmayınca oturup bu kitabı yazıyor. Bakanlar bunu nasıl işleme koymaz? İddialara gelince eğer Gülen cemaatinin devleti ele geçirme düşüncesi varsa bu vahimdir. Ama bunu ortaya çıkarması gereken de devletin kendisidir.
Medya raporu hazırlayacağız
Kendimizi iyi anlattığımızı düşünüyoruz ve karşılığını da bulduk. Kuşkularımızı açık yüreklilikle dil getirdik. Bize yeni bir CHP gördüklerini, bundan memnun olduklarını söylediler. Ama süreci bir görüşme ile bağlı tutmak mümkün değil, Önümüzdeki süreçte de sürecek. Örneğin bir medya raporu hazırlayıp Avrupa’daki çevrelere yollayacağız, medyaya yapılan baskıları buralarda anlatacağız. Yapılanın reform olmadığını anlattık ve kafalarda soru işaretleri, kuşkular yarattık. Bunu önemsemek gerek. Anlatmaya devam edeceğiz.”
Yeşil randevu
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün Almanya’nın başkenti Berlin’de Yeşiller Partisi eşbaşkanları Claudia Roth ve Cem Özdemir ile görüştü. Toplantıya CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk
Koç, CHP Genel Sekreter Yardımcısı Gülsün Bilgehan, Yeşiller Partisi Federal Meclis üyeleri Ekin Deligöz ve Mehmet Kılıç ile Yeşiller Partisi Berlin Eyalet Meclisi üyeleri Canan Bayram ve Özcan Mutlu da katıldı.
Roth: CHP’nin havası değişmiş
YEŞİLLER Partisi Eşbaşkanı Claudia Roth, CHP’nin eski genel başkanı Deniz Baykal’ın, Avrupa perspektifi yönünde çaba harcamadığını, Avrupa’ya ve azınlıklara karşı zaman zaman sert söylemlerde bulunduğunu savundu. Kılıçdaroğlu ile yaptıkları görüşmede ise çok farklı görüşlerin dile getirildiğini anlatan Roth, bunu Türkiye’deki muhalefet için ümit dolu yeni bir başlangıç olarak gördüğünü söyledi. Türkiye’nin en önemli sorununun, Kürt sorununun barışçı ve siyasi yollardan çözülmesi olduğunu belirten Roth, bu konuda CHP içinde de şimdi farklı bir havanın estiğini kaydetti.
Bekir Coşkun’u aradı
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci yazar Bekir Coşkun’a telefon ederek üzüntülerini iletti. Kılıçdaroğlu, Almanya’dan ayrılmadan önce de gazetecilere bu konuda şunları söyledi: “Bir saygın gazetecinin (Bekir Coşkun) işine son verildi. Hayırlı olsun referandum ilk sonucunu verdi! Batılı dostlarımız medya özgürlüğü konusuna dikkat etsin. Hangi ülke Anayasa değiştirir de üniversiteler konuşmaz. AB bunu niye sormaz? Sivil- asker ilişkileri, demokratik temele oturtulmalıdır. Eğer bir darbe olursa tankın karşısına ilk ben çıkarım. Ancak baskıcı sivil bir hükümetin, diktacı bir rejimden farkı yoktur.”