Güncelleme Tarihi:
Başbakan Erdoğan, memleketi Rize'nin Güneysu ilçesinde katıldığı “Anadolu Soruyor” adlı programda, uydudan yayın yapan bazı yerel televizyonların temsilcilerinin sorularını canlı yayında yanıtladı.
Bir gazetecinin, Yüksek Askeri Şura (YAŞ)'da önemli kararlar alındığını ve hükümetin inisiyatif kullandığını belirterek, “Sivil-asker ilişkileri, sizin döneminizde rotasına giriyor mu? YAŞ'tan dolayı komutanlarda bir kırgınlık var mı?” sorusu üzerine Başbakan Erdoğan, “Herşey aslında, istenilen... Zaman zaman olmasa bile rotasındaydı. Ama bu defa olay biraz daha farklı bir şekilde değerlendirildi” diye konuştu.
Teamüllerin başka, yasaların başka olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
“Biz Türk Silahlı Kuvvetlerimizi teamüllerle yönetemeyiz. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin kanunu vardır, yasası vardır ve Yüksek Askeri Şura bir istişari kuruldur. Bu istişari kurul bir karar alır ve bu kararı kime verir? Milli Savunma Bakanı, Başbakan, Cumhurbaşkanı'na sunar. Milli Savunma Bakanı inha yapar, Başbakan imzasını atar, Cumhurbaşkanına sunar.
Genelkurmay Başkanına gelince, Genelkurmay Başkanı konusu inhayı gerektirmez. Orada ise Bakanlar Kurulu kararını verir. Bakanlar Kurulu kararı Cumhurbaşkanına gider. Cumhurbaşkanı da Genelkurmay Başkanı ile ilgili kararını verir. Yani teamül vesaire falan bu tür şeyler çalışmaz. Yeri gelir teamülü kullanır. Bu da olur, olmaz diye birşey yok. Ama teamülün dışına çıkılmaz mı, çıkılır. Burada da tabii ki bu işin bedelini ödeyecek olan kamuoyunda, halk karşısında neresidir? Sivil yönetimdir, sivil idaredir. Dolayısıyla bu dünyada böyle, batıda böyle. Biz NATO ülkesiyiz, NATO ülkelerinin hepsinde böyle. Biz olması gerekeni yaptık.
Biz generallerimizin kalkıp da 'şu şöyledir, bu böyledir' gibi, isimleri üzerinde herhangi bir spekülasyona girmeyi de istemeyiz. Bu konularla ilgili birşey varsa bu da zaten askeri yargı kendi içinde yapabileceği gibi ama sivil bir zeminde olmuş şeyler varsa sivil yargı yapması gerektiği şekilde yapar, yapması da lazım. Çünkü bu kurum şaibe kaldırmaz. Silahlı Kuvvetlerimizin şaibesiz bir şekilde geleceğe yürümesi lazım. Burada kimsenin bu kuruma şaibeler kondurmaya ya da şaibelerle dolaşmasına zemin hazırlamaya... Bu bizim için de geçerlidir, en üst rütbedeki Genelkurmay Başkanı'ndan altındaki generallere varıncaya kadar onlar için de geçerlidir. Bizim burada her zaman için Genelkurmay Başkanımızla ve generallerimizle el ele vermemiz lazım, dayanışma içinde olmamız lazım. Bu tür spekülasyonlara fırsat vermemek gerekir. Bu tür yanlışlar yapanlar varsa bunları da asla o kurumun içerisinde bırakmamız lazım.”
Bakan arkadaşlarına her zaman “Kesinlikle böyle birşey yakaladığınız anda affetmeyeceksiniz. Hemen anında suç duyurusunda bulunun” dediğini ifade eden Erdoğan, “Yolsuzluğa karışmış, şuna karışmış, buna karışmış... Bu adamlar devletin içerisinde bulunamaz. Geldi mi önüne bilgi, hiç hafife alma, hemen incelet. Gerçekten doğru mudur değil midir? İncelet ve kararını ver” diye konuştu.
Bu yıl enerji soruşturmaları olduğunu ve halen hapiste olanlar bulunduğunu dile getiren Erdoğan, bu konuda suç duyurusunu bizzat kendisinin yaptığını kaydetti.
Emniyette de benzer şeyler olduğunu anlatan Erdoğan, “Emniyette yaptığını burada niye yapmıyor?” diye eleştirildiğini söyledi. Silahlı Kuvvetlerin yasasıyla emniyetin konumunun ve yasasının farklı olduğuna dikkati çeken Erdoğan, bazı medya mensuplarının bunu karıştırdığını, yazılı ve görsel medyanın bu süreçleri daha hassas ve dikkatli takip etmesini istedi.
'BEN YARSAV'A NASIL GÜVENECEĞİM'
Erdoğan, “Bugün CHP, MHP, BDP, o malum medya, hatta YARSAV falan... Bunlar bir araya geldiler. Şimdi ben YARSAV üyesi olan yargı mensuplarına nasıl güveneceğim, nasıl güvenebilirim? Çünkü açık, net kalkıp da iktidarı eleştiriyorsa hakaretler ediyorsa ben böyle bir yargı mensubuna nasıl güvenebilirim?” dedi.
“Ülkede gerilim politikası oluşturuyor” havasını vermemek için çok dikkatli ve titiz davrandıklarını ifade eden Erdoğan, “umulmadık yerlerde umulmadık şeyler çıktığını” söyledi.
“Türkiye'de siyasi iktidarları kimin belirlediğini 7,5 yıllık süre içerisinde çok yakından gördüklerini” dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bu açıklanan dosyalar, şunlar bunlar vs. Bunlar bir şeyi ortaya koyuyor. İktidarlar üzerinde kimlerin tasarrufta bulunma gayreti içerisinde olduğunu çok iyi gördük. Ama burada demek ki bir duruş gerekiyordu. Ben hep şunu söylüyorum: Medyanın bu noktadaki tavrı bizler için çok önemli. Bana da soruyorlar, 'yani bu medyanın ileri gelenler acaba derin devletin sesi mi?' böyle bir soru bana soruyorlar. 'Onu bilemem ama' diyorum ben de Anadolu medyasının derin milletin sesi olduğunu biliyorum. Şimdi derin milletin sesi olarak sizlerin üzerine düşen çok önemli bir görev var. Çünkü bu iş, bir millet projesi olarak takip edilirse biz bu işi çözeriz. Şu olay bir darbe anayasası. Ama öbür tarafta da milletin anayasası var. Bu milletin anayasasını savunacak olanlar sizlersiniz.
Bugün bir kısım medya, şu anda hiçbir zaman bir araya gelemeyenlerle bir araya geldiler. Bugün CHP, MHP, BDP, o malum medya, hatta YARSAV falan... Bunlar bir araya geldiler. Şimdi ben YARSAV üyesi olan yargı mensuplarına nasıl güveneceğim, nasıl güvenebilirim? Çünkü açık, net kalkıp da iktidarı eleştiriyorsa hakaretler ediyorsa ben böyle bir yargı mensubuna nasılm güvenebilirim? Ben orada böyle bir oluşuma karşıyım. 'Efendim Avrupa...' Avrupa Birliğinin söylediği, tümünü kuşatan bir yargı birliğidir. Herkesin istediği gibi orada bir birlik kurması değildir.”
1980 öncesinde polis teşkilatının içinde Pol-Der, Pol-Bir gibi oluşumlar olduğunu belirten Erdoğan, “En önemli kurumlarımızın içerisinde savaşlar oluyordu. Şimdi yargının içerİsinde böyle bir yere doğru gidiyoruz. Yargıtay binasının içerisine gidiyor dernek, orada açıklama yapıyor. Böyle saçmalık olur mu?” diye konuştu.