Devlet, dayak yiyen eşleri korumalı

Güncelleme Tarihi:

Devlet, dayak yiyen eşleri korumalı
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 13, 2010 00:00

Romantik kararlarıyla tanınan İstanbul 1. Aile Mahkemesi Hâkimi İzzet Doğan, şiddet nedeniyle eşinden boşanmak isteyen kadının açtığı davada, örnek bir karara daha imza attı.

Haberin Devamı

Hâkim Doğan, kadının ‘savunmasız birey’ olarak değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Korunma isteği karşısında devletin ve yargının eylemsiz kalması söz konusu olamaz” dedi.

ÜNLÜ çiftleri boşarken yazdığı romantik kararlarla tanınan İstanbul 1. Aile Mahkemesi Hâkimi İzzet Doğan, kocası H.D.’den şiddet görünce evini terk edip sığınma evine yerleşen E.D.’nin tedbir talebiyle ilgili ilginç bir karar aldı. 1999’da evlenen ve iki çocuğu olan E.D., eşinden şiddet gördüğü, kaburgalarının kırıldığı, boğulmaya çalışıldığı iddiasıyla evini terk edip bir kamu kuruluşuna sığındı. Sürekli içki kullanan eşinin mesaj atarak tehdit ettiğini ileri süren E.D., 7 Haziran’da İstanbul 1. Aile Mahkemesi’ne başvurarak, Ailenin Korunmasına Dair 4320 sayılı yasadaki tedbirlerin uygulanmasını talep etti.
Talebi kabul eden Hâkim İzzet Doğan, bir karşılaşma halinde koca H.D.’nin E.D.’ye 15 metreden fazla yaklaşmamasına ve varsa silahının alınmasına karar verdi.

‘Şiddetin izi zor silinir’

Kararın “Gereği düşünüldü” bölümünde, Hakim Doğan şunlara dikkat çekti:
“14 Ocak 1998’de 4320 sayılı Ailenin Korunmasına Dair Kanun kabul edilmiştir. Bu yasanın genel gerekçesinde, ‘Aile içi şiddetin zararları sadece toplum açısından değil, birey açısından da tehlikeli sonuçlar yaratmaktadır. Aile içi şiddet, sevgi, şefkat ve merhamet göstermesi gereken bir kişi tarafından uygulandığından, şiddete maruz kalan aile bireyinin ruhi yapısında hayatı boyunca silinmesi zor izler bırakmaktadır’ denilmektedir.

‘Erkek egemen bakış açısı’

7 Mayıs 2004 tarihinde anayasamızda yapılan değişiklikler kapsamında ‘Kanun önünde eşitlik’ başlıklı 10. maddede değişiklik yapılarak ‘Kadın ve erkek eşit haklara sahiptir, devlet, bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür’ hükmü getirilmiştir. İşte Türkiye’nin sorunu da bu eşitliğin yaşama geçirilmemesi, uygulamalarda erkek egemen bakış açılarını değiştirememesidir. E.D, devlet tarafından korunma hakkı olan ‘Savunmasız bireyler’ kapsamı içinde değerlendirilmelidir. Başvurucunun korunma isteği karşısında devletin ve yargının eylemsiz kalması söz konusu olamaz.”

Haberin Devamı

Dönüşü yok beraberce karar verdik ayrılmaya

Haberin Devamı

HÂKİM İzzet Doğan’ın romantik kararlarından bazıları şöyle:

Sezen Aksu’nun Ahmet Utlu’dan boşanma gerekçesinde: “Şarkılarında, ‘Ben her bahar aşık olurum, rüzgâr olur, yağmur olurum’ diye seslenen, onurlu bir aşk için sevdiğine başkaldıran, ‘Yakarım dünyayı uğruna ama sana eğilmem, öyle sınırsız, öyle derin, öyle çok severim ki’ diyebilen... İşte bu iki insan, ‘Dönüşü yok beraberce karar verdik ayrılmaya’ demişler, belki onlara göre, şimdi artık kelimeler yetersiz, anlamı yok.”

Emel Sayın’ın David Younnes’den boşanma gerekçesinde: “Evlilik aşk demektir, sevgi demektir. Sevgi emektir, özveridir, paylaşmaktır, düşünmektir. Belki her insandan, sevdiğini bir ozan duyarlılığında ‘O şimdi ne yapıyor, nasıl, kederli mi mutlu mu’ diyerek her an düşünmesi, araması beklenemez. Ne var ki, yaşamın olağan akışına göre, insan eşini bir ozan duyarlılığında olmasa bile düşünmeli, anlamalı, ona her an yanındaymış gibi bir duyguyu, bir güvenceyi yaşatabilmelidir.”

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!