Güncelleme Tarihi:
Esenler'de yaşayan 38 yaşındaki Gazi Vahide Şefkatlioğlu, 15 Temmuz 2016'de yaşanan FETÖ'ye karşı mücadele eden kadın kahramanlarından biriydi. "Ölmek var, dönmek yok" diyerek çıktığı sokaklarda darbeciler karşısında başta 49 yaşındaki hayat arkadaşı Mehmet Şefkat Şefkatlioğlu ve bir bacağını kaybeden Vahide Şefkatlioğlu, o gün yaşadıklarını Demirören Haber Ajansı'na (DHA)anlattı.
"10-15 DAKİKA İÇİNDE BİR ANDA İNSANLAR SOKAĞA AKIN ETMEYE BAŞLADI"
O akşam darbe girişimini gelen bir telefon ile öğrendiğini belirterek sözlerine başlayan Şefkatlioğlu,
"Küçük kızım, 'anne teyzem arıyor' dedi. Telefonu aldım açtım ve dedi ki 'darbe olmuş haberin var mı?' O darbe deyince zaten direkt hemen 'ülke elden gidiyor' dedim ve koştum içeriye ağladım. Sonra eşim televizyonu açtı. Ben sonra oğlumun odasına gittim internette bakmak için. Orada da bir şey yoktu. O sıra televizyona bakmaya gittik içeriye.
Onlar bakarken ben direkt pardösümü giyindim. Dedim 'ben dışarı çıkıyorum'. Eşim, 'sen ne yapıyorsun ben ve oğlum çıkacağız' dedi. Biz o sıra Cumhurbaşkanının çağrısını duymamıştık ama biz bu vatanın evladıyız. Vatanımız, toprağımız ve bayrağımız için canımızı veririz. Ben eşim ve oğlumdan önce koştum dışarıya.
Bu sıra küçük ve büyük kızım da hazırlanmıştı ama biz önce ne var ne yok diye bakalım dedim. Bir taraftan da ailemi, kurstaki arkadaşlarımı arıyorum ve dışarı çıkın diyordum. Ülke gidiyor elden dedim. Çünkü aklıma direk Suriye geldi. Biz de onlar gibi olacağız sandım. Dışarı çıktığımızda dört yola doğru yürüdük.
Daha sonra emniyet müdürlüğüne yürüyeceğiz oraya tanklarla gelmişler dediler. Biz dışarı çıktığımızda sokaklar kalabalık değildi. İnsanlar yeni yeni çıkmaya başlamıştı. Birçoğu zaten balkondan izliyordu olanları. Döndük sonrada emniyet müdürlüğünden Atış Alanı'na doğru gidiyorduk. 10 - 15 dakika içince bir anda insanlar sokağa akın etmeye başladı. Bir yandan ağlıyorum, bir yandan dua ediyorum, bir yandan da Allah-u Ekber diye bağırıyordum. Sonra dedim ki, bu ülkenin böyle güzel vatanını seven gençleri varken, Allah'ın izniyle bu imanla bu ülke yıkılmaz" diye konuştu.
"EŞİMİN VEFATINI BİR BUÇUK AY SONRA ÖĞRENDİM"
Bulundukları bölgede kontrol sağlanmasının ardından Cumhurbaşkanını karşılamak üzere havalimanına doğru yola koyulduklarını belirten Şefkatlioğlu, "Ölmek var, dönmek yok" diye yürüdüklerini ifade ederek, "Bizim derdimiz Cumhurbaşkanımıza hemen havalimanında yetişmekti. Çok kalabalıktı. 10 -15 dakika yürüdük.
O sıra arkamı dönüp kalabalık mı diye bakmak istedim. Arkamızda sadece kırmızı bayraklar ve insanlar görünüyordu. Bir süre daha yürüdük. Ben o sıra tankı görmedim ama tankın paletinden ateşler açılmaya başlandı. Eşim 'bariyerlerden atlayalım' dedi. Ben eşime, 'Sen üstten atla, ben alttan geçeceğim' dedim. Eşim tam ayağını bariyerin üstüne koymuştu. Ben de elimi bariyerin altına koymuştum. O sıra zaten tank üstümüzden geçti. O sıra 'Allah' dedim.
Gözüm kapandı ama her şeyi duyuyordum. Bir genç, 'Ablayı kurtaralım, hastaneye kaldıralım' dedi. Sonra birileri de, 'Ambulans bekleyelim' dediler. Ondan sonra beni bir arabaya koydular. Bacağımın sallandıklarını hissediyorum ama o gün hiç acı hissetmedim. Arabada adımı soyadımı sordular. Onları söyledim. Hastaneye gittim, üstümdekileri keserek bana müdahale ettiler.
2 ay yoğun bakımda toplamda 1 yıl hastaneden kaldım. 15 gün sonra doktor bana önce bacağımın alttan kesileceğini söyledi, tabi bacağım baya bir yukarıdan kesilmişti. Çünkü kangren olmuştu ve yukarı doğru yayılmaya başlamıştı. Sağ bacağımı da kurtarmaya çalıştılar. Çünkü sağ bacağım da kopmuş ve dikmişlerdi. Elim parçalanmıştı. 6 ay kullanamadım elimi. Uyandığımda eşimin durumunu sordum. Çevremdekiler hep eşimin durumunun çok ağır olduğunu söyledi. Meğer eşim vefat etmiş. Eşimin vefatını 1 buçuk ay sonradan öğrendim" diye konuştu.
"ALLAH KORUSUN BİR KEZ DAHA OLSA GÖZÜMÜ KIRPMADAN BU VATAN İÇİN CANIMI BİN KERE VERİRİM"
Şefkatlioğlu, "Allah bana o kadar güzel bir lütuf, o kadar güzel bir şeref verdi ve beni gazi etti çok şükür. Eşimin adına gurur duyuyorum, kendi adıma gurur duyuyorum ki Allah bize böyle bir şey nasip etti. Allah bize böyle bir gururu, şerefi, onuru verdi. Ben hiç pişman değilim. O geceyi herkes 'Kanlı bir gece' diyor ama ben o geceye 'şanlı bir gece' diyorum. Çünkü ülkemizin kurtuluşu oldu.
Nasıl bir Çanakkale, Uhud, Sarıkamış kurtuluşu olduysa, 15 Temmuz da bize bir Çanakkale gibi bir kurtuluş oldu. Tarihe yazıldı. Elimizde hiçbir şey olmadan sadece bayrak ve iman gücümüzle ülkemize sahip çıktık ve ülkemizi aldık. Elhamdülillah hiç pişman değilim. Allah göstermesin, bir kez daha olsa yine çıkar, gözümü kırpmadan bu vatan için canımı bin kere veririm" ifadelerini kullandı.