Başkanlık sistemi kafamda

Güncelleme Tarihi:

Başkanlık sistemi kafamda
Oluşturulma Tarihi: Nisan 19, 2010 00:00

Başbakan Tayyip Erdoğan, 2011 seçimlerinin ardından başkanlık sisteminin gündeme gelebileceğini, cumhurbaşkanını halkın seçmesinin bunun alıştırması olduğunu söyledi.

Haberin Devamı

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Başbakan  Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlık sistemine ilişkin sözleriyle ilgili olarak,  “Başbakan'ın başkanlık sistemi laflarını ciddiye almayın. O kendisini  kurtarmaya, güvence altına almaya bakıyor” dedi.

Baykal, HaberTürk televizyonunun canlı yayınına katılarak gündemdeki  konulara ilişkin soruları yanıtladı.

AK Parti yetkililerinin, “Anayasa değişikliği sürecinde Baykal'ın  paketten ayrılmasını önerdiği maddelerle ilgili CHP'nin Anayasa Mahkemesine  başvurmayacağına ilişkin güvence beklediğini gösteren açıklamaları olduğunun”  ifade edilmesi üzerine, böyle bir tavrı beklemenin düzenlemelerin “Anayasaya  aykırılığını kabul etmek anlamına geldiğini” söyledi.

Anayasa'yı ihlal ederek hukuka saygılı olunamayacağını belirten Baykal,  “Demokratik bir toplumda, bir hukuk devletinde yaptığı işe güvenen bir insanın  yaptığı işin hukuk denetimine tabi tutulmasından korkması, onun yaptığı işin  hukuk dışı olduğunu kabul etmesi demektir. Hukuk dışı bir işi, ayarlayabilirse yapma kararlılığında olduğunu gösterir” diye konuştu.  Baykal, “Anayasa
 Mahkemesine gitmeyin” diyerek yargı denetiminden kaçılamayacağını belirterek,  “Bunu söylemek bir hukuk bilinçsizliğinin, demokrasi sapkınlığının en mükemmel  örneğidir. Türkiye bu zihniyetin elinde. Sorun da bu” dedi.

Bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, Anayasa değişikliği  sürecinde gerektiği şekilde devreye girmediğini ifade eden Baykal, Türkiye krize  girdiği zaman cumhurbaşkanlığı makamından ülkenin tümünü kucaklayacak bir sesin  çıkmadığını savundu. Baykal, şöyle konuştu:

“Cumhurbaşkanlığı Türkiye'nin bir fren mekanizmasıdır. Bir frene,  hareket halindeki makinenin, insanın 'dur' diyecek mekanizmalara ihtiyacı vardır.  Almış başını gidiyor hükümet. Ne Anayasa ne hukuk ne sağduyu dinliyor. Buna 'dur,  ağır ol, sakin ol' diyecek bir otorite lazım değil mi? Şimdi yok o otorite  Türkiye'de. O nedenle iş halka düşüyor. Halbuki halk öyle her krizde devreye  girmek zorunda olmamalı. Halk kimisini cumhurbaşkanı, kimisini başbakan, kimisini  muhalefet diye görevlendirecek. Meclis olacak, mahkemeler olacak, sistem uyum  içinde olacak. Şimdi böyle bir şey yok. Bu tahrip ediliyor. Bu getirilen Anayasa  değişikliği de Türkiye'nin bu hassas mekanizmalarını, dengelerini allak bullak  etmeye yönelik bir yaklaşım. Cumhurbaşkanlığı da maalesef bu süreç karşısında  kendisine düşen, bizim de beklediğimiz, eğer inisiyatif alırsa üzerimize düşeni  fazlasıyla yapacağımızı söylediğimiz hamleler karşısında bile umursamaz, aldırmaz  onları yok sayan AKP'nin bir siyasi uzantısı konumunda tavır takınıyor.”
       
“ANAYASA MAHKEMESİ BİZİM KONTROLÜMÜZDE DEĞİLDİR'
         
Baykal, Anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesine götürmek için TBMM'de  110 imzanın bulunup bulunamayacağına ilişkin soruyu yanıtlarken de Baykal, bunun  yalnızca CHP'yi değil, parlamentoyu ilgilendiren bir konu olduğunu ve 110 imzaya  ulaşılmasına ilişkin herhangi bir sorun görmediğini kaydetti.

Dokunulmazlıklar konusundaki soruyu da yanıtlayan Baykal, CHP'nin  kuruluşundan bu yana dokunulmazlıklar konusundaki tavrının net olduğunu,  dokunulmazlıkların hem siyasetçiler hem bürokratlar açısından kaldırılmasını  talep ettiğini bildirdi.

Baykal, Başbakan Erdoğan'ın “CHP, Anayasa Mahkemesini kendi resepsiyon  salonu olarak gördü” şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine ise CHP ile  Anayasa Mahkemesi arasında gayet mesafeli ve sağlıklı bir ilişki olduğunu,  CHP'nin Anayasa Mahkemesine sık başvurmasının ise iktidarın yanlış  uygulamalarından kaynaklandığını söyledi. Başbakan Erdoğan'ın sözlerini  “yakışışıksız” bulduğunu, Yüksek Mahkeme'nin saygıyı hak eden bir kurum  olduğunu ifade eden Baykal, “Anayasa Mahkemesi hiçbir şekilde bizim  kontrolümüzde değildir” dedi.
       
BAŞKANLIK SİSTEMİ

Başbakan Erdoğan'ın başkanlık sistemine ilişkin sözleri hatırlatılarak,  “Nasıl değerlendiriyorsunuz. Başkanlık sistemi Türkiye'nin sorunlarına çözüm  olur mu?” sorusu üzerine de şunları kaydetti:

“Anayasa konusunda Sayın Başbakan'ın tavrının hala net, şeffaf,  güvenilir ve açık bir şekilde ortaya çıkmadığı bu açıklamasıyla bir kez daha  kendisini göstermiştir. Bir Anayasa değişikliği projesi uyguluyoruz, yargıyı bu  konuda düzenlemeye çalışıyoruz ama anlaşılıyor ki Başbakan'ın kafasında bir süre  sonra fırsat bulursa bambaşka bununla çelişkili bir başka modeli Türkiye'ye  dayatma düşüncesi var. Başbakan Türkiye'ye hakim olmak istiyor. Türkiye'nin  yargısına da ordusuna da bürokrasisine de sivil toplum kuruluşlarına da TOBB'una  da hakim olmak istiyor. Herkesi nefes alamaz 'benim iznime bağlı olarak faaliyet  göstereceksin' konumuna çekmeye çalışıyor. Başkanlık sisteminin de bu konuda  kendisine imkan getireceğini zannediyor. Böyle bir hevesi olduğunu gördük. Dün o  heves ortaya çıkmıştır. Ama o hevesi yaşama geçirmek bakımından Türkiye'nin daha  soğukkanlı bir şekilde meseleye yaklaşması lazım.”

Başkanlık seçimi projesinin yaşama geçirilmesi için 2011 seçimlerinden  sonra parlamentoda bu konuyu gündeme getirebilecek bir siyasi desteğin ortaya  çıkmasının gerektiğini belirten Baykal, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Hepimiz çok açıkça görüyoruz ki bu seçimler, AKP'nin siyasi gücünü,  siyasi ağırlığını, belirleyiciliğini kaybedeceği, iktidar şansının kesinlik  ortadan kalkacağı bir seçim olacaktır. Böyle bir seçim tablosu içinde, böyle bir  siyasi güç dengesi içinde Sayın Başbakan'ın önümüzdeki seçim darbesini yedikten  sonra bırakın Türkiye'de bir başkanlık sisteminin başkanı olarak ülkeye yön  vermeyi, bugünkü yapı içinde ayakta kalmanın yollarını bulması dahi olağanüstü  güç olacaktır. Çünkü iktidarı kaybettiği anda Başbakan'ın yargıya hesap vermesi  zorunluluğu ortaya çıkacaktır. Şimdi yapılmak istenen işte o ihtimale karşı  değişikliktir. Başbakan'ın başkanlık sistemi laflarını siz ciddiye almayın. O  kendisini, kurtarmaya güvence altına almaya bakıyor. Önümüzdeki seçimde iktidarı  kaybedecektir, iktidarı kaybettiği zaman da pek çok önemli konunun Yüce Divan'da  yargılanması gündeme gelecektir.”

Başbakan'ın telaşının kendisini yargılayacak Anayasa Mahkemesi'ni kendi  yakınlarıyla doldurmak olduğunu iddia eden Baykal, “Başbakan kendisi Anayasa  Mahkemesi üyeliği cübbesini üzerine giymek istiyor. 17 Anayasa Mahkemesi  üyeliğine 17 Tayyip Erdoğan yerleştirmek istiyor Sayın Başbakan. Kendisini ancak  öyle güvence altına alacağını düşünüyor. Başkanlık sistemi Başbakan'ın  hayallerini süsleyecek bir konu olmanın ötesinde bir anlam taşımaz. O dönem  bitmiştir. Başbakan siyasi gücünü ve etkisini kaybetmiştir” dedi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!