Görevimiz tehlike

Güncelleme Tarihi:

Görevimiz tehlike
Oluşturulma Tarihi: Şubat 06, 2010 00:00

Afganistan’daki ABD ve Uluslararası Güvenlik Destek Gücü ISAF’ın komutanı General Stanley A. McChrystal, Türk birliklerinin Afgan güvenlik güçleriyle birlikte Kabil ve çevresinde güvenliği sağlamaya başladıklarını açıkladı.

Haberin Devamı

“Türk birlikleri Kabil’de güvenliği sağlamanın yanı sıra ayaklanmaya karşı mücadelede de çok başarılı” diyen General McChrystal, sorularımızı söyle yanıtladı:

Muhteşemler... Bunu çok iyi yapıyorlar

Yeni strateji çerçevesinde Türkiye’den ne bekliyor sunuz?

Türk askerlerinin resmi rolü Kabil ve çevresinde Afganistan hükümet güçleri ile birlikte güvenliği sağlamak. Bunu çok iyi yapıyorlar. Muhteşemler. Bir başka resmi olmayan rolleri daha var. O da ayaklanmaya karşı mücadele. Orada da çok başarılılar. Kültürel yakınlıkları nedeniyle sadece Afganistan halkı ile değil, Afganistan Hükümeti ile de çok özel ve etkili biçimde ilişki kuruyorlar. Türkiye’den yeni bir talepte bulunmak NATO’da siyasi seviyede ele alınmalıdır. Bu benim işim değil. Ama şunu söyleyebilirim. Afganistan Hükümeti Kabil’de güvenlik konularında liderliği üzerine aldı. Bu ortakların rolünü azaltmıyor. Ama bugüne kadar uygulanan eğitimlerden farklı bir uygulama gerekiyor. Türk askerleri Afgan askerlerini eğitiyorlar, bazı değişiklikler var. Altı yıl önceye göre daha gelişmiş güvenlik birimleri ile ortak çalışılıyor. Bu büyük bir misyon.

Eğitimde çavuşlara çok ihtiyacımız var

Yeni stratejinin eğitim misyonu ne anlama geliyor?

Bu çok büyük bir misyon. Afgan asker ve polis gücünü yetiştirmeyi ve güvenlik sorumluluğunu onlara bırakmayı amaçlıyoruz. Amaç hükümetin ülke çapında kontrolü sağlaması. Profesyonel yetenekleri geliştirmek için müttefiklerimizden daha fazla sayıda eğitimciye ihtiyaç var. Çavuşlara mesela. Okullar açmayı, eğitim kampları geliştirmeyi planlıyoruz. Okuma yazma da öğreteceğiz, yolsuzlukla mücadele programları uygulayacağız. Olumlu olan şu ki, bu güne kadar güvenlik için halktan çok büyük ölçüde başvuru aldık. Eğitimin özelliği güvenlik güçlerini sahada eğitmek. İlk eğitimden sonra onları sahaya göndereceğiz. Sahada öğrenecekler. Onların arasından liderler yetiştirmek istiyoruz. Yeni stratejiye göre her bölgedeki Afgan güçlerinin yanına o bölgeden sorumlu ittifak gücünü partner olarak vereceğiz. Mesela Türk birlikleri böyle bir programa başladı. Afganistanlılarla birlikte eğitim yapıyor, devriye çıkıyor, birlikte operasyonlara gidiyorlar. Birlikte yaşıyor ve birlikte örgütlüyorlar. Birbirlerine anlayışı derinleşiyor.

Komuta entegrasyonu nasıl olacak?

Üzerinde çalıştığımız konu. Biz Afganistan güvenlik güçlerine resmen komuta etmiyoruz. Onlar egemen bir ülkenin güçleri. Ama her noktada Afgan ve birlikte çalıştıkları ittifak komutanları arasında ilişki var. Planlama ve güçlerin birlikte hareketi ortak kararlarla oluyor. Tabii 44 üye ülkenin bulunduğu bir yerde komuta entegrasyonu kolay değil. O yüzden komutanlarımıza esneklik tanıyorum. Kendi çözümlerini kendileri bulacaklar.

Türk askeri Kabil’de güvenlik devriyesi

Türk birliklerini Afgan güvenlik güçleri ile birlikteyken kim koruyacak?

Her nokta, her yerel komutan kuvvetlerini korumak için taktik kararlarını alacak. Eğer savaş gücü olmayan bir birlik olarak Afgan birliklerine eşlik ediyorsanız, o noktada askerlerini riske atmamak komutanın vereceği karara bağlı olacak.

Yeni durum Türk birlikleri için ne alama geliyor?

Türkler Kabil ve çevresinde güvenlik için devriye geziyor. Ama Türk askerleri aktif operasyonların dışında değiller. Ancak çok dikkatliler ve işlerinde çok iyiler.

Gizli bağ, Afgan halkına seygiyle yaklaşmanız

ABD’nin Afganistan ve Pakistan Özel Temsilcisi Richard Holbrooke Türk birliklerinin Afganistan’da çok özel bir konuma sahip olduklarını söylüyor. Bu Müslüman olmalarından mı kaynaklanıyor?

Tabii ki her üye ülkenin önemi ve katkısı büyük. Ama Türkiye NATO üyesi, Afganistan tarihi ile bağları var ve Müslüman. Bunları alt alta koyduğunuzda diğer müttefiklerin hiçbirinde olmayan özellikler olduğunu göreceksiniz. Biz bazen askerleri sayı gibi görüyoruz. Bin asker, bin eş, bin anne baba, bin çocuk demek. Yaralandığımızda ya da hayatlarımızı kaybettiğimizde en büyük bedeli onlar ödüyor. Türk askerleri Afgan halkı için savaşıyor, onlara hizmet ediyor ve bunun karşılığında ne zengin oluyorlar ne bir şey kazanıyorlar. Bazen onlara bakarken, Afgan halkına öyle bir empati ve sevgi ile yaklaştıklarını görüyorum ki işte Türk askerlerinin Afganistan halkı ile gizli bağı bu diyorum.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!