Güncelleme Tarihi:
BDP 1’nci Olağanüstü kongresi devam ediyor. Kongrede, BDP Genel Başkanı Demir Çelik’in konuşmasının ardından kürsüye eşbaşkan adayı Gültan Kışanak geldi. Kışanak yaptığı konuşmada, 8 yıldan bu yana iktidar olan AKP hükümetinin bugün “siyasi darbenin, çözümsüzlüğün, tasfiyenin” iktidarı haline geldiğini savundu. AKP hükümetinin, Türkiye’nin 8 yılını çaldığını kaydeden Kışanak, AKP’nin tek taraflı ateşkes ve eylemsizlik kararlarına rağmken askeri ve siyasi operasyonlarda ısrar ettiğini, Kürt sorununun çözümü için adım atmadığını söyledi.
“İyi şeyler olacak” sözünün söylendiği Mart ayından bu yana demokrasi, hak ve özgürlükler, barış ve çözüm adına bir tek “iyi şeyden” bahsedilemeyeceğini belirten Kışanak, bu sürede 2 bin DTP’linin gözaltına alındığını, DTP’nin kapatıldığını,Türk ve Tuğluk’un da aralarında bulunduğu 37 partiliye siyasi yasak getirildiğini söyledi. Kışanak “Kimse bunu, emniyetin ve yargının bir uygulaması olarak sunmaya kalkmasın. Bu çok açık bir şekilde AKP hükümetinin, Kürt demokratik siyasetini tasfiye etme çabasıdır. Ama nafile? Çok ağır bedeller ödeyerek bu günlere getirilen özgürlük mücadelesinin temelleri öylesine güçlü atılmıştır ki; bu temelleri sarsmaya AKP’nin de gücü yetmeyecektir. AKP, bunun bedelini ödeyecektir. Bu geleneğin şimdiye kadar hiçbir partisini halk kapatmadı ama, Kürtleri demokratik siyasetin dışına atmaya çalışan partilerin hepsini halk, ya kapattı, ya da tabela partisi haline getirdi. Halkımız, AKP’yi de tabela partisi durumuna düşürecektir. Bundan hiç şüpheniz olmasın” diye konuştu.
“BAŞBAKAN DOLMABAHÇE GÖRÜŞMESİNİ AÇIKLASIN”
AKP’nin şimdiye kadar kendisini mağduriyet ve kutuplaşma siyaseti ile var ettiğini şimdi de Balyoz darbe planı üzerinden, hem mağduriyet hem de karşıtlık siyasetini piyasaya sürdüğünü ifade eden Kışanak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bugün darbecilerle AKP aynı taraftadır. Darbecilerin, toplumsal muhalefeti susturma, demokratik Kürt siyasetini tasfiye etme planlarını hayata geçiren AKP hükümetinin ta kendisidir. Bu uzlaşmanın temelleri 28 Şubat sürecinde atıldı. 2007 yılında Dolmabahçe Sarayı'nda yapılan gizli görüşmede ise yeni yol haritası belirlendi. Sayın Başbakan aksini iddia ediyorsa, çıkıp Dolmabahçe görüşmesini kamuoyuna açıklasın. Toplumu biçimlendirme planında DTP’nin nasıl tasfiye edileceği yazıyordu. AKP bunlara karşı mücadele ediyorsa, neden bizzat kendisi DTP’yi tasfiye etme planını hayata geçirdi.”
CHP VE MHP’YE “STATÜKOCU” SUÇLAMASI
Demokratik bir değişimden yana olan aydınların, sosyalistlerin, demokratların, liberallerin örgütlenmeleri gerektiğini aksi takdirde Türkiye’nin geleceğinin ‘AKP’nin sahte demokratik açılım politikalarına teslim etmiş olunacağı”nı savunan Kışanak, CHP ve MHP’yi de ‘statükocu’ olmakla suçladı. Kışanak, şunları söyledi:
“Bunlar öylesine pervazsız bir tutum sergiliyorlar ki; katliam politikalarını açıkça savunmaktan bile geri durmuyorlar. CHP, Dersim katliamını bugün bile bir çözüm modeli olarak sunma cesareti gösterebiliyor. CHP bu cesareti nereden buluyor? Acaba dünyanın başka hiçbir yerinde, sivil halkın katledilmesini savunan ve kendisine ‘sosyal demokrat’ diyen başka bir parti kalmış mıdır?Bu konuda hepimiz, tüm sol güçler, sosyalistler, demokratlar, liberaller, aydınlar özeleştiri vermek durumundayız. Bizler güçlerimizi birleştirmediğimiz, gerçek anlamda demokratik sol bir seçenek ortaya çıkartamadığımız için Türkiye, AKP ve CHP siyasetine mahkum oldu. Emekten, özgürlükten, demokrasiden, barıştan yana, demokratik sol bir seçenek ortaya çıkartmak artık hepimizin ertelenemez görevidir. Bizler Barış ve Demokrasi Partisi olarak, tüm demokrasi güçlerinin, bir araya gelerek, Türkiye’nin ihtiyacı olan “demokratik sol bir seçenek” ortaya çıkarması için üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız.”
Demokratik toplum ve demokratik siyaset geliştirilmeden, Cumhuriyetin demokratik bir öze kavuşmasının mümkün olmadığını söyleyen Kışanak, tüm demokrasi güçlerinin ortak bir mücadele hattı oluşturmak için daha güçlü bir çaba içinde olması gerektiğini dile getirdi.
BDP TÜRKİYE’NİN DEMOKRATİK ANA MUHALEFET PARTİSİ
BDP’nin Türkiye’nin’ demokratik ana muhalefet partisi’ olduğunu savunan Kışanak, artık “Kürtlerin özgürlük taleplerini, bölünme ile eş değer gören” yaklaşımların hiçbir anlamı kalmadığını, “ortak bir yaşam, ortak bir gelecek, ama nasıl?” sorusunu sormanın ve cevabını bulmanın zamanının geldiğini vurguladı. Kürtlerin en temel beklentisinin anadillerini özgürce kullanabilmek, geliştirmek ve gelecek nesillere aktarmak, kimliğini korumak olduğunu kaydeden Kışanak “Kürtler de anadillerinde eğitim görmek ve dillerini kamusal alanda kullanmak istiyorlar. Türkiye’nin demokratikleşmesinde ve Kürt sorunun çözümünde, katı merkeziyetçi idari yapının değiştirilmesi, yerel yönetimlere görev ve sorumluluk devredilmesi de önemli bir adım olacaktır. Partimizin önerdiği Demokratik Özerklik modeli, tüm Türkiye için çağdaş, demokratik bir modeldir” dedi.
“ÖCALAN MUHATAP ALINMALI”
Kürt sorununun muhatapsız çözülebilecek bir sorun olmadığını, Kürtlerin siyasal iradesi dikkate alınmadan, diyalog kurulmadan, ortak aklı bulmanın mümkün olmayacağını ifade eden Kışanak, “Barış ve Demokrasi Partisi olarak, Kürt sorunun çözümü konusunda muhatabız, her türlü diyalog ve müzakereye hazırız. Çözümsüz bırakılan Kürt sorunu, ne yazık ki sürekli çatışma üretiyor. Cumhuriyet tarihi boyunca bu hep böyle oldu. Çok büyük acıların, kayıpların, trajedilerin yaşandığı bu savaşı artık onurlu bir barışla sonlandırmanın da koşulları oluştu. Bu konuda sayın Öcalan’ın rolüne dikkat çekmek istiyorum. Hem Türkiye gerçekliğini, hem de Kürt gerçekliğini irdeleyen ve sürekli çözüm önerileri geliştiren Sayın Öcalan, hepimizin özlemi olan barışın sağlanmasında önemli bir misyona sahip. Muhatap alınmalı. Bu misyonun kaynağı, Kürt halkı ve PKK üzerindeki etki gücüdür. Öcalan’ın barış için önerdiği çözüm yöntemlerinin Kürt toplumunda kabul görmesi önemlidir” diye konuştu. (