Maden ocağı sahibi: "Sizi döve döve mi çalıştırdım"
Güncelleme Tarihi:
Işıl ARSLAN- Sezgin EREN- Faruk KAHRAMAN/ MUSTAFAKEMALPAŞA(Bursa), (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Ocak 21, 2010 18:27
BURSA'nın Mustafakemalpaşa İlçesi'nde grizu patlaması sonucu 19 işçinin öldüğü kömür ocağının sahibi Nurullah Ercan, Devecikonağı Köyü'nde yaşamını kaybeden madenciler için mevlit okutarak 600 kişiye yemek verdi.
Maden ocağında işçilerle görüşen ve buradaki görüşmeler sonucu ocağın kapatılıp kapatılmayacağına karar vereceğini söyleyen Ercan, işçilere seslenirken medyaya sitem etti. Ercan, “Allah aşkına söyleyin. Sizi sokakta kırbaçla toplayıp döve döve mi çalıştırdım?” dedi.
‘Bükköy Madencilik A.Ş.' Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan, 10 Aralık 2009 akşamı 19 işçinin yaşamını yitirdiği maden ocağında işçilerle görüştü. Hafta sonuna kadar Mustafakemalpaşa'da kalacağını ve durum değerlendirmesi yapacağını anlatan Ercan, “Bu ocak çalışacaksa eğer, daha uzun vadeli planlar yapmak zorundayız. Çok zordayım arkadaşlar. Çok fazla basında eleştirildim” diye konuştu.
Bu işi, ihtiyacı olmadığı halde sadece mesleği olduğu için yaptığını anlatan Ercan, “Böyle bir kazada her şey bitti. Bana güç verecek birisi varsa o sizlersiniz. Bu işletmeyi siz istiyorsanız, istiyorum. İstemiyorsanız kapatırım. Bu tür işletmelerde olması gereken doğru yönetim, doğru planlama, doğru çalışan ve doğru sahip. Biz bir harpteyiz. Harp cephede kazanılır. Siz cephede savaşan, biz de planlayanlarız. Bu işletme 25 yıldır burada var. Bu işletmenin imkanları var. Fakat imkanlar kullanılmamış benim haberim yok” diye konuştu.
“ALLAH BU KADERİ YAZMIŞ”
Ercan, işçilerin, “Bu konuda suçun varsa yılda 3- 5 kez gelmen” sözleri üzerine kendisinin her zaman tabana inememediğini belirterek şöyle dedi:
“Sizinle her zaman görüşemiyorum. Ama burada çalışan arkadaşlarımızın da kusuru varmış. İşletmede sigara içiliyormuş. Bu ocakta Allah'a binlerce kez şükür olsun ki diğer kömür işletmelerinde olan gaz yok. Bu felaketin nedeni ya üçüncü dinamit ya sigara ya da başka bir kıvılcım. Gazla irtibatlandığında bu felaketi yaşadık. 10 binde 1 olacak felaket bizi buldu. Allah bu kaderi yazmış bize ve başımıza bu felaket geldi.”
Cumartesi günü işçilerle yeniden bir araya gelmek için sözleşen Ercan, basın mensuplarının soru sormak istemesi üzerine elindeki kağıtları göstererek, “Bunları nasıl yazdınız?” diye sordu.
Gazetecilerin, “Biz olayı izledik ve bakanların söylediklerini yazdık” sözleri üzerine Ercan, “Ben bu işletmeyi istemiyorum. İş sahibi olmak suç getirecekse ben istemiyorum. Ya kapatıp gideceğim ya da işçiler istiyorsa oturup karar vereceğim” diye konuştu.
Devlet Bakanı Faruk Çelik'in, “Devlete şantaj yapıyor” sözünün hatırlatılması üzerine Ercan, “Ben devlete nasıl şantaj yaparım. Kısa çalışma ödeneği başvurusunu ben yapmadım ki taşeron firma yapmış. Bakan Çelik’in de böyle bir şey söylediğine inanmıyorum” dedi. Nurullah Ercan, bilirkişi raporuyla ilgili soru üzerine şöyle dedi:
“Ben Allah'ın takdirine inanan biriyim. 25 yıldır bu işletmeyle ilgili ‘Bir şey olmaz' dedim, oldu. Artık yüreğim titriyor. Bilirkişi raporunda çıkan sonuçlarsa benim bilgim dahilinde olmayan konular. Ben herkesi yerin altında denetleyemem. Oradaki yetkililer de denetleyemez. Havalandırma borusu gerekiyorsa orada çalışan kişi başka boru takıyorsa bu onun kusurudur. Burada bizim işimizde madende herkes kendinden sorumludur. Bunu herkes böyle bilsin.”
Nurullah Ercan, madendeki görüşmesinin ardından Devcikonağı Köyü'nde ölen madenciler için okuttuğu mevlide katıldı. Ercan, burada 600 kişiye yemek dağıttı.
‘Bükköy Madencilik A.Ş.' Yönetim Kurulu Başkanı Nurullah Ercan, 10 Aralık 2009 akşamı 19 işçinin yaşamını yitirdiği maden ocağında işçilerle görüştü. Hafta sonuna kadar Mustafakemalpaşa'da kalacağını ve durum değerlendirmesi yapacağını anlatan Ercan, “Bu ocak çalışacaksa eğer, daha uzun vadeli planlar yapmak zorundayız. Çok zordayım arkadaşlar. Çok fazla basında eleştirildim” diye konuştu.
Bu işi, ihtiyacı olmadığı halde sadece mesleği olduğu için yaptığını anlatan Ercan, “Böyle bir kazada her şey bitti. Bana güç verecek birisi varsa o sizlersiniz. Bu işletmeyi siz istiyorsanız, istiyorum. İstemiyorsanız kapatırım. Bu tür işletmelerde olması gereken doğru yönetim, doğru planlama, doğru çalışan ve doğru sahip. Biz bir harpteyiz. Harp cephede kazanılır. Siz cephede savaşan, biz de planlayanlarız. Bu işletme 25 yıldır burada var. Bu işletmenin imkanları var. Fakat imkanlar kullanılmamış benim haberim yok” diye konuştu.
“ALLAH BU KADERİ YAZMIŞ”
Ercan, işçilerin, “Bu konuda suçun varsa yılda 3- 5 kez gelmen” sözleri üzerine kendisinin her zaman tabana inememediğini belirterek şöyle dedi:
“Sizinle her zaman görüşemiyorum. Ama burada çalışan arkadaşlarımızın da kusuru varmış. İşletmede sigara içiliyormuş. Bu ocakta Allah'a binlerce kez şükür olsun ki diğer kömür işletmelerinde olan gaz yok. Bu felaketin nedeni ya üçüncü dinamit ya sigara ya da başka bir kıvılcım. Gazla irtibatlandığında bu felaketi yaşadık. 10 binde 1 olacak felaket bizi buldu. Allah bu kaderi yazmış bize ve başımıza bu felaket geldi.”
Cumartesi günü işçilerle yeniden bir araya gelmek için sözleşen Ercan, basın mensuplarının soru sormak istemesi üzerine elindeki kağıtları göstererek, “Bunları nasıl yazdınız?” diye sordu.
Gazetecilerin, “Biz olayı izledik ve bakanların söylediklerini yazdık” sözleri üzerine Ercan, “Ben bu işletmeyi istemiyorum. İş sahibi olmak suç getirecekse ben istemiyorum. Ya kapatıp gideceğim ya da işçiler istiyorsa oturup karar vereceğim” diye konuştu.
Devlet Bakanı Faruk Çelik'in, “Devlete şantaj yapıyor” sözünün hatırlatılması üzerine Ercan, “Ben devlete nasıl şantaj yaparım. Kısa çalışma ödeneği başvurusunu ben yapmadım ki taşeron firma yapmış. Bakan Çelik’in de böyle bir şey söylediğine inanmıyorum” dedi. Nurullah Ercan, bilirkişi raporuyla ilgili soru üzerine şöyle dedi:
“Ben Allah'ın takdirine inanan biriyim. 25 yıldır bu işletmeyle ilgili ‘Bir şey olmaz' dedim, oldu. Artık yüreğim titriyor. Bilirkişi raporunda çıkan sonuçlarsa benim bilgim dahilinde olmayan konular. Ben herkesi yerin altında denetleyemem. Oradaki yetkililer de denetleyemez. Havalandırma borusu gerekiyorsa orada çalışan kişi başka boru takıyorsa bu onun kusurudur. Burada bizim işimizde madende herkes kendinden sorumludur. Bunu herkes böyle bilsin.”
Nurullah Ercan, madendeki görüşmesinin ardından Devcikonağı Köyü'nde ölen madenciler için okuttuğu mevlide katıldı. Ercan, burada 600 kişiye yemek dağıttı.