ANKA
Oluşturulma Tarihi: Ocak 15, 2010 14:54
İmralı’da hükümlü terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan, İmralı Cezaevi’ne getirilen 5 hükümlü ile birlikte 12 Ocak tarihinden itibaren cezaevindeki şartlar düzeltilinceye ve tüm haklar verilinceye kadar ortak görüşe çıkmama kararı aldıklarını açıkladı. Öcalan, “Bundan sonra bu durumlar düzeltilmeyene kadar ortak görüşe çıkmayacağım” dedi.
ANKA'nın haberini İmralı’da hükümlü terör örgütü PKK’nın lideri Abdullah Öcalan, İmralı Cezaevi’ne getirilen 5 hükümlü ile birlikte 12 Ocak tarihinden itibaren cezaevindeki şartlar düzeltilinceye ve tüm haklar verilinceye kadar ortak görüşe çıkmama kararı aldıklarını açıkladı. Öcalan, “Bundan sonra bu durumlar düzeltilmeyene kadar ortak görüşe çıkmayacağım” dedi. İmralı’daki bulunduğu odadan şikayet eden ve sağlık durumunun iyi olmadığını bildiren Öcalan, "Odamın dışında jeneratör çalıştırılıyor sürekli ses çıkarıyor. Bu da beni çok rahatsız ediyor” diye konuştu. Kendisine verilen hücre cezasının onaylandığını açıklayan Öcalan, demokratik açılımı değerlendirirken, askeri operasyonların artacağını söyledi ve “İşte Şubat ve Mart ayları geliyor. Ben nötr hale geleceğim aradan çekileceğim” dedi.
ANF’nin haberine göre Öcalan, avukatlarıyla görüştü. Görüşmede kaldığı İmralı’daki cezaevi koşullarını değerlendiren Öcalan, daha önceki problemlerden farklı olarak yeni yerde nefes alma sorunu uykusuzluk durumu yaşadığını söyledi. Öcalan, “Hiç doğru dürüst uyuyamıyorum. Uyku ciddi bir problem. Yeni yapılan yer ustalıkla ve bilinçli olarak yapılmış, sistemli bir yerdir. Çok özel ve bilinçli olarak ve ince planlamayla yapılmış bir yerdir. Çok masraf edilmiş, bundan sonra bunun düzeltilme durumunun olacağını da zannetmiyorum. Kendimi 15 metre derinlikte bir kuyunun dibinde gibi hissediyorum. Nefessiz kalıyorum, uyuyamıyorum. Odanın havalandırmasını pencereyi açarak sağlıyorum. Havalandırmada oturamıyorum. Havalandırma yeri yüksekçe beton duvarlardan oluşan ve sadece beş ile yedi metre uzunluğunda olan bir alandan oluşuyor. Eski havalandırmadan daha küçük. Üstü de tam açık değil. Sadece orada yürüyebiliyorum. Ancak derinliğin etkisiyle basınç yüksek” dedi.
Havalandırmada diğer hükümlülerle bir araya gelemediğini söyleyen Öcalan, “Haftada on saat görüşme hakkımız varken haftada sadece bir saat görüşebiliyoruz. Bakanlığın açıklaması uygulanmıyor. Bugüne kadar toplam dört kez görüştüm. Ancak son görüşmede görüşme süresini elli dakikaya indirdiler” dedi.
ORTAK GÖRÜŞE ÇIKMAYACAĞIZ
Adalet Bakanı’nın açıklamalarını bile İmralı da uygulamadıklarını iddia eden Öcalan, “Mevcut yasa ve yönetmeliklerini dahi uygulamıyorlar. Eğer doğru dürüst bunlar uygulanmayacaksa görüşmenin ne anlamı var. Biz de dün arkadaşlarla durumu değerlendirdik. Bu şartlar düzeltilinceye ve tüm haklarımız verilinceye kadar ortak görüşe çıkmama kararı aldık. Bundan sonra bu durumlar düzeltilmeyene kadar ortak görüşe çıkmayacağım” diye konuştu.
Hükümlülerle görüşmelerini iki yetkili önünde yaptıklarını anlatan Öcalan, “Kısa bir süre öncesine kadar burada Kürtçe konuşma yasağı vardı. Fakat bu yasak yönetmelikle kaldırıldı ancak biz henüz Kürtçe konuşmayı hiç denemedik. İzin verip vermeyeceklerini bilmiyoruz. Denersek izin verilip verilmeyeceği ortaya çıkar. Buradaki şartlar çok zor, diğer arkadaşların önceki yerlerine göre çok daha ağır şartlar. Ben bu şartlara alışkınım, yine dayanırım ama arkadaşlara yazık ediliyor. Avukatlarım ve ailem dışında diğer buradaki yetkililerle konuşma şansım yok.
Yemek verirlerken bile yemeği koyup sonra tabağı alıyorlar, aramızda hiçbir konuşma geçmiyor. Burada kural dışı hiç bir şey olmuyor. Odamın dışında jeneratör çalıştırılıyor sürekli ses çıkarıyor. Bu da beni çok rahatsız ediyor” diye konuştu.
HÜCRE CEZASI ONAYLANDIÖcalan, daha önce verilen 20 günlük hücre cezası onaylandığını belirterek, şöyle dedi:
“Onaylandığına dair karar tarafıma tebliğ edildi. Ancak kararın ne zaman uygulanacağını bilmiyorum. Herhalde yakında uygulamaya koyarlar. Yine 160 sayfalık savunmamın, Yol haritasına ilişkin kısmının AİHM’e gönderilmesi için talepte bulunmuştum. Gelen cevapta AİHM’e gönderilmeyeceğini belirtmişler. Bu savunmamın eğitim, propaganda ve talimat içerdiği gerekçesiyle gönderilmeyeceği belirtilmiş. Bu doğru değil. Ben kimseye talimat vermiyorum. Eğitim deniliyor ama benim zaten bütün savunmalarım birer eğitimdir. Ben buradan kimseye talimat vermiyorum, bunu doğru da bulmuyorum. Bu esaret koşullarında, bir hükümlü koşullarında bunu yapmam mümkün değildir, bu durumda bunu yapmayı ahlaki de bulmuyorum. Ancak görüşlerimi ifade etmeye devam edeceğim. Kimse benim düşüncelerimi ifade etmemi engelleyemez. Ölümüm pahasına bile olsa görüşlerimi söylemeye devam edeceğim. Benim burada yaptığım tespitler talimat değil, bir sosyolojik çözümlemedir, sosyolojik tespitlerdir.”
BEN ARADAN ÇEKİLECEĞİM
Öcalan, İmralı’daki koşullarımın ağırlığından çok anlaşılmamasının kendisini zorladığını ifade etti. Öcalan, “Kürtler çok direngen bir halktır ama başlarına nasıl bir tezgahın örüldüğünü tam anlayamıyorlar, bunun farkında değiller. Ben Şubat-Mart’tan sonra ne gelişir bilemiyorum. Savaşsınlar, barışsınlar demiyorum, talimat vermiyorum, ne yaparlarsa kendi kararlarını kendileri vermelidir. Kürtler kendi onurlarını korumayacaklar mı, kendi haklarından vaz mı geçecekler onlar karar verecekler. Öyle anlaşılıyor ki operasyonlara daha da yoğunluklu devam edecekler, tasfiye planı devrededir. Üzerimize daha da gelecekler. Her açıdan üzerimize gelecekler, bizi nefessiz bırakacaklar. Arkasından da askeri operasyon gelebilir. İşte Şubat ve Mart ayları geliyor. Ben nötr hale geleceğim aradan çekileceğim. Eğer çözüm için gelirlerse ben burada her zaman katkı sunmaya hazırım” diye konuştu.
BENİ ÖLDÜRÜRLERSE ÖLDÜRÜRLERÖcalan, daha önce İmralı da kendisine yönelik bazı olumsuzluklar yaşandığını, provokasyon yaratılmaya çalışıldığını iddia etti. Öcalan, “İşte üstüme çullandılar. Ben tepki verdim. Neden yapıyorsunuz dedim. Ancak onlar tavırlarından geri adım atmadılar. Karşılık verseydim belki beni öldürebilirlerdi de. Neden karşılık vermedim? Çünkü ölmek iyi bir şey değil. Ben burada kendim ölümüme sebebiyet vermeyeceğim, kendi hayatımı sonlandırmayacağım ama onlar öldürürse öldürebilirler. Halkımın moralini yüksek tutmak, halkımın barış ve özgürlük ümidini korumak için daha fazla yaşamaya çalışıyorum” dedi.