Güncelleme Tarihi:
Sanıklardan korucu başı ve eski Belediye Başkanı Kamil Atağ'ın kardeşi olan ancak nüfus kaydı amcasının oğlu A.B'nin üzerine yapılan ve halen Midyat Cezaevinde hükümlü olan Binzet, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiği dilekçesinde, dosyada bulunan faili meçhul cinayetlere ilişkin ifadelerinin düzeltilmesini talep etti.
“AİLEME VE TEMİZÖZ'E NEFRET DUYGUSU BESLEDİM”
Binzet, dilekçesinde, küçük yaşta kendisini okutmayıp köy korucusu yapan ailesine ve silah altına alınmasına onay verdiği için de Albay Cemal Temizöz'e karşı nefret duygusu beslediğini anlattı.
Aile bireyleri ve Albay Temizöz hakkında abartılı ifadelerde bulunduğunu belirten Binzet, dilekçesinde şu ifadelere yer verdi:
“Cezaevine düşmemle beraber ailevi sorunlarımdan dolayı ağır bir bunalım yaşadım ve beni suça iten nedenlerin altında ailemi sorumlu tuttum. Çocukluk yaşımda silah altına alındım, okutulmadım. Ailemin böyle bir ortamda beni büyütmesi ve daha sonra yalnız bırakmaları, onlara karşı kinlenmeme neden olduğu gibi o dönemde Cizre İlçe Jandarma Komutanı olarak görev yapan Cemal Temizöz'ün silah altına alınmama onay vermesi de kendisine karşı nefret almama neden olmuştur. Çünkü Temizöz, ailemin eğitimsizlik durumunu biliyordu, engel olabilirdi. Bu nedenlerden dolayı hayatımı yakanların bir nebze de olsa acı çekmelerini istedim.”
Dilekçede, değişik ağızlardan duyduğu birçok olayı toparlayarak, ağabeyi Kamil Atağ, oğlu Temer Atağ ve Albay Temizöz'ün üzerine attığını iddia eden Binzet, “Ama hayat, ne olursa olsun iftira ile aslı olmayan atıflarla hiç kimsenin zarar görmesine değmez” dedi.
Tanık Mehmet Nuri Binzet'in savcılığa gönderdiği 2 sayfadan oluşan dilekçe, yargılamanın yapılacağı Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dava dosyasına konuldu.
104 SAYFALIK İDDİANAME
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianame, sanık Albay Temizöz'ün 1993 yılında Cizre'de “terörle mücadele ediliyor” görüntüsü altında “korucu, itirafçı ve uzman çavuşlardan oluşan bir grup oluşturduğu” öne sürülmüştü.
“Söz konusu grubun süreç içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım ettiğini değerlendirdiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına aldıkları kişileri sorguladığı”na yer verilen iddianamede, bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü iddia edilmişti.
İddianamede, “Tükenmez kalem” ve “Sokak lambası” adı verilen iki gizli tanık ile Mehmet Nuri Binzet'in ifadeleri de yer almıştı.
Tanık Binzet, ifadesinde, ağabeyi Kamil Atağ'a ait Cudi Mahallesi'ndeki evin alt katına sorgu odaları yapıldığını, o yıllarda buraya terör örgütü PKK'ya yardım ettiği düşünülen kişilerin getirilip sorgulandığını iddia etmişti.
İddianamede, kendisinin de birçok defa bu sorgulara katıldığını itiraf eden tanık Binzet'in “O dönemde binbaşı olan Cemal Temizöz'ün emri ile ağabeyim Kamil Atağ, İskan Arslan ile Nadir Neyci adlı şahısları gözaltına alarak buraya getirdi. Burada sorgulanan şahıslar daha sonra infaz edildi” ifadeleri yer alıyor.
Ayrıca, “gizli tanık” olarak ifadeleri bulunan kişilerle tanık Mehmet Nuri Binzet'in beyanlarının, söz konusu öldürme eylemleriyle ilgili elde edilen verilerdeki bilgilerle benzerlik arz ettiği de ifade edilen iddianamede, şöyle denilmişti:
“Anlatılan eylemlerde, maktullerin gözaltına alınmaları, alan kişilerin aynı kişiler olması, beyaz renkli Renault marka bir araç ile alınmaları, kalaşnikof tüfeği ya da tabanca ile öldürülmeleri, benzer yerlerde öldürülmeleri, birçoğunun özensiz 8-10 cm toprak altına üzerine taş koyulmak suretiyle gömülmeleri, üzerlerinden kimlik belgelerinin çıkmaması gibi verilerin benzerlik arz ettikleri belirlenmiştir. Eylem içerisinde olmayan bir kişinin bu bilgileri bilmesinin mümkün olmadığı bundan dolayı gizli tanıklar 'Tükenmez kalem' ve 'Sokak lambası' ile tanık Mehmet Nuri Binzet'in beyanlarının doğruluk arz ettiği değerlendirilmektedir.”
MÜEBBET HAPİS İSTEMİ
İddianamede, 765 Sayılı TCK'nın “adam öldürmek”, “cürüm işlemek için teşekkül oluşturma” ve “adam öldürmeye azmettirmek” suçlarından sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Tamer Atağ'ın 2, Adem Yakin'in 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat Altın'ın (Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ hakkında ise bir kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası isteniyor.
Sanıkların yargılanmasına 11 Eylül 2009 tarihinde 6. Ağır Ceza Mahkemesinde başlanacak.