Güncelleme Tarihi:
SİLİVRİ CEZAEVİ ÖNÜ ANA BABA GÜNÜ
İkinci “Ergenekon” davasının öğleden önceki bölümünde, tutuklu ve tutuksuz toplam 48 sanığın kimlik tespiti yapıldı.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında kimlik tespiti yapılan tutuksuz sanık Tanju Güvendiren, emekli albay olduğunu belirterek, aylık gelirinin de 14 bin TL olduğunu söyledi.
Tutuklu sanıklardan Tuncay Özkan da kimlik tespiti sırasında Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün ikametgah adresini sorması üzerine, ikametgahının Silivri Cezaevi olduğunu ifade etti.
Üniversite mezunu olduğunu belirten Özkan, Yeni Parti Genel Başkanı olduğunu ve gazetecilik yaptığını bildirdi.
MAHKEME BAŞKANI KIZDI
Bu sırada duruşma salonunun izleyici bölümünde oturan bazı kişiler, Özkan'ı alkışladı. Başkan Şengün de, “Burası duruşma salonu, hepinizi dışarı attırırım” diyerek uyarıda bulundu. Özkan da “10 aydır göremedikleri bir insan için müsamaha gösterin efendim” dedi. Başkan Şengün ise duruşma salonunda alkışa izin vermeyeceğini söyledi. Tuncay Özkan, soru üzerine kitaplarıyla birlikte aylık gelirinin 4 bin TL olduğunu belirtti.
Tutuklu sanıklardan Adil Serdar Saçan da Polis Akademisi mezunu olduğunu ve Hukuk Fakültesi'ni bitirdiğini ifade etti.
Başkan Şengün'ün aylık gelirini sorduğu Saçan, “Buraya gelmeden önce avukattım. Fiilen avukatlık yapmıyorum. Polislikten atıldım. Mesleğe geri döndüm, ama başlamadan tutuklandım. Gelirim yok, emekli değilim” dedi.
“ERGENEKON EMEKLİSİYİM”
Tutuklu sanıklardan Gürbüz Çapan da Başkan Şengün'ün mesleğini sorması üzerine şöyle konuştu:
“Doktorum. Ben suç işlerim. Türkiye'de ne kadar suç varsa ben işlerim. Daha önce Dev-Yol sanığı olarak yargılandım. Ergenekon çıkar, oraya sanık yaparlar. Mafya diye yargılandım. Profesyonel suçluyum. 10 yıldır mahkemelerdeyim. Bütün gelirimi avukatlarımla beraber paylaşıyoruz. Benzin istasyonum ve kiradaki mülklerimle beraber aylık 20 bin TL gelirim var.”
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün sosyal güvencesini sorması üzerine Çapan, önce “Ergenekon emeklisiyim”, daha sonra da “Pardon” diyerek “devlet emeklisi” olduğunu söyledi. Yaşlı ve hasta olduğunu belirten Çapan, devlet ne zaman çağırırsa geldiğini ama tutuklandığını ifade etti.
Tutuksuz sanıklardan Mesut Özcan da kalp cerrahı olduğunu belirterek, aylık gelirinin 20 bin TL olduğunu bildirdi.
Yine 21 yıllık gazeteci olduğunu belirten tutuksuz sanık Adnan Bulut ise dava nedeniyle işsiz kaldığını belirtti.
Tutuksuz sanıklardan Mahir Akkar da Başkan Şengün'ün mesleğini sorması üzerine “Savcılar bana iddianamede bazı meslekler tayin etmişler. Onları mı söyleyeyim?” dedi. Mağdur olduğunu ifade eden Akkar, alt komşusuyla yaptığı konuşmaların iddianamede yer aldığını, basın kökenli olduğunu, ancak dava nedeniyle çalışamadığını, babasını kaybetmesinin ardından “Ergenekon”da sanık olarak yer aldığını dile getirdi.
Tutuksuz sanıklardan Fatma Sibel Yüksek de nüfusa kayıtlı olduğu yeri elindeki not kağıdından okuyarak, evlendiğini söyledi.
Tutuklu sanıklardan Osman Gürbüz de çay bahçesi işlettiğini, kira geliriyle birlikte aylık kazancının 3 bin TL olduğunu belirtti.
Yine tutuksuz sanıklardan Ertaç Giray da avukatlık yaptığını ve aylık gelirinin 5 bin 500 TL olduğunu kaydederken, tutuklu sanıklardan Durmuş Ali Özoğlu ise kirada oturduğunu ifade etti.
Özoğlu, “Bir yıldır rehin olarak tutuluyorum. Kiraya zam gelmiştir. Yazarım, yayınevim var. Aylık gelirim 2 bin TL” dedi.
Tutuklu sanıklardan Kemal Aydın da Kızılay Genel Merkezi'nden başmüfettiş olarak emekli olduğunu, tutuklu sanık Neriman Aydın ise bu dava nedeniyle bankacılık mesleğinden emekliye ayrıldığını dile getirdi.
Tutuklu sanık Mehmet Ali Çelebi, muvazzaf subay, tutuksuz sanık Önder Koç muvazzaf subay, tutuksuz sanık Noyan Çalıkuşu TSK'da görevli asker olduğunu belirtti.
Tutuksuz sanık Hasan Hüseyin Uçar da muvazzaf subay olduğunu ve Siirt'e tayininin çıktığını söyledi.
Tutuksuz sanık Yaşar Tozkoparan da Kara Harp Okulu öğrencisi olduğunu ifade ederken, öğrenci olduğunu belirten tutuksuz sanık Doğukan Yorulmaz ise aylık gelirinin de Kredi ve Yurtlar Kurumu'ndan aldığı 180 TL olduğunu bildirdi.
Tutuksuz sanık Ercüment Ovalı da Karadeniz Teknik Üniversitesi'nde öğretim üyesi olduğunu ve aylık gelirinin 18 bin TL olduğunu anlattı.
İDDİANAMEDEN ÖNCE SANIKLARA SÖZ HAKKI
İkinci “Ergenekon” davasında, iddianamenin okunmasına başlanmadan önce sanık ve avukatlara söz verildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada tutuklu sanık Emcet Olcayto, 249 klasörlük iddianamede 76 bin evrak bulunduğunu belirterek, iddianamenin 34 sayfalık dizi pusulası olduğunu söyledi.
Savcılığın 34 sayfaya 249 klasörün içeriğini sığdırdığını dile getiren Olcayto, “savcılığın artniyetli olduğunu ve savunma haklarını kısıtladığını” önü sürdü. Olcayto, dizi pusulalarıyla ilgili tutuklu sanıkların savunma haklarının genişletilmesi için mahkemenin bir çalışma yapmasını istedi.
Emcet Olcayto, cezaevinde DVD ortamındaki 76 bin sayfaya ulaşmanın zor olduğunu, bilgisayar kullanma imkanlarının kısıtlı bulunduğunu ederek “Toplam 12 saat bilgisayarda delil klasörlerini inceleme fırsatı bulduk. Hepsini tamamlamamız için saatte 20 klasör incelememiz, bir saniyede 2 sayfa okumamız lazım. Bizden böyle bir şey bekleyen vicdan sahibi varsa bilmek istiyoruz. Bu sanıklar nasıl kendini savunacak, nasıl hazırlanacak? 76 bin sayfayı haftada 3 saat bilgisayar kullanarak nasıl okuyacağız? Koğuşta da 76 bin sayfayı koyacak yerimiz yok?” diye konuştu.
Cezaevinin kendi daktilosunu içeri almadığını öne süren Olcayto, “İdari dava açmak için yazılı cevap verin dedim. Bilgisayar alınmaz diye cevap verdiler. Ben size dilekçe yazacağım. 8 sayfayı yazmak 4-5 saat sürdü. Nazım Hikmet daktilo ile şiir yazmış. 2009 yılına geldik cezaevinde daktilo yasak. Daktilomu istiyorum” dedi.
TUNCAY ÖZKAN'IN İSTEĞİ
Tutuklu sanık Tuncay Özkan da iddianamede kendisiyle ilgili suçlamalar olan TCK'nın 311, 312 ve 314. maddeleri ile 6136 sayılı Ateşli Silahlar Kanunu konusunda kendisiyle ilgili hukuki ve fiziki gerekçelerin iddianamede yer almadığını söyledi.
Mahkemenin hangi sayfada bu suçlarla ilgili hukuki ve fiili gerekçelerin yer aldığını kendisine bildirmesini isteyen Özkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Neyle suçlandığımı bilmiyorum. Savunma yapmak istiyorum. İddianamenin mahkemede okunmaması için de bir talebim var. 10 aydır tutukluyum. Bir yıldır tutuklu olanlar var. İddianameyi herkes okudu. İddianamede okunmadan duruşmalara aralıksız devam edilsin. Yine 2 Ergenekon davası arasında birleştirme gerekçesi bulunmadığını düşünüyorum. Birinci ve ikinci iddianamedeki sanıklar arasındaki sosyal bağlar olabilir. Birleştirme yapılmadan duruşmaya devam edilsin.”
Tutuklu sanık Adil Serdar Saçan da iddianamede Doğu Perinçek'in konuşmasının kendisinin yaptığının belirtildiğini ifade ederek, “Mahkeme savunmaya matuf taleplerimizi soruyor. Taleplerimizi iletiyoruz. Duruşmada öğrenirsiniz diyorlar. Niye sordunuz o zaman?” dedi.
Savunmaya yönelik gelen CD'lerin cezaevi idaresi tarafından kopyalandığını ve bunların başka yerlere verilebileceğini öne süren Saçan, “Koğuşlarda televizyon var. Kuş, serçe bile avluya inmiyor. İnternete bağlanamayız. Radyo yayınını alamayız. Bilgisayar olsa ne zararı olabilir. Günde 3 saat bilgisayar olsa da bize yetmez. Şu anda savunmamızı yapacak durumda değilim. Düzeltilmesini istediğim konular düzeltilmedi” şeklinde konuştu.
Tutuklu sanık Durmuş Ali Özoğlu ise bir yılı aşkın cezaevinde olduğunu belirterek, mahkeme üyelerinin telefonlarının dinlenip dinlenmediğini öğrenmek istediğini söyledi. Telefonları dinlediği için cezaevinde olduğunu iddia eden Özoğlu, “Bizi tehdit etme durumları yoktu. Esir almaları lazımdı. Esir alındım ben. Telefon konuşmalarımdan dolayı hakkımda 3 müebbet hapis isteniyor. Sizlerin de telefon konuşmaları bu savcıların elindeyse benim savunmam havaya gidecektir” dedi.
Mahkeme heyeti Başkanı Köksal Şengün de telefon dinlemeleriyle ilgili bilgi sahibi olmadıklarını, sadece dinlenebileceklerinin söylediğini kaydetti.
Tutuklu sanık Birol Başaran da aslında bilgisayar konusunda bir sorun yaşamadıklarını, sadece aynı davanın sanıklarının yan yana gelerek savunma hazırlamalarının engellenmek istendiğini öne sürdü. Başaran, mahkemenin sanıkların yan yana gelmelerinde bir sorun olmadığını cezaevine yönetimine bildirmesini belirtti.
Tutuklu sanık Kemal Aydın da adil yargılama hakkının sağlanmasını istediğini belirterek, kendisiyle ilgili aynı iddialarda bulunan bazı sanıkların tutuksuz olarak yargılandığını söyledi.
Aydın, mahkemenin tüm tutuklu sanıkları tutuksuz hale getirmesini istedi. Bunun üzerine salondaki izleyiciler bölümünde bulunan bazı kişiler, alkış tuttu.
DELİLLERE İTİRAZ
Tutuklu sanık emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün avukatı Ali Rıza Dizdar da “Bilirkişi olarak 5 polis CD'leri çözmüş, fakat yeminleri yok. Bu gizli tanıkların bilirkişilerin geçerliliği yok. Bu deliller usule uygun olmadığı için adil yargılanma olmaz. Dosyadan çıkarılmasını istiyoruz. Ben bu mahkemenin kuruluşunu reddediyorum” dedi.
Başkan Şengün'ün bunu açıklamasını isteyince, Dizdar, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne göre delillerin tam olarak teslim edilmesi gerektiğini ifade ederek, “Bu dosyada deliller karmakarışık. Mahkeme bu iddianameyi kabul etmekle adil yargılama yapmıyor. Ben de bu yüzden sizi reddediyorum” diye konuştu.
Müvekkilinin duruşmaya gelmek istediğini, ancak celp gitmediği için getirilmediğini belirten Dizdar, müvekkili Ersöz'ün 100 sayfa savunma hazırladığını söyledi.
Mahkemenin bir süre önce tahliye olan Arif Doğan'ın durumunu sorduğunu, ancak müvekkilini sormadığını görüşünü aktaran Dizdar, “Sayın savcılıktan yalan yanlış haberler gidiyor basına. Biz bazı gazeteleri mi takip edeceğiz?” dedi. Bu sözleri bazı izleyiciler alkışladı.
İZLEYİCİLERE UYARI
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, izleyicilere son ihtarda bulunduğunu belirterek salonun tamamını boşalttıracağını söyledi.
Bu arada Başkan Şengün ile tutuklu sanıklar arasında bazı sözlü diyalogların yaşandığını gözlendi. Başkan Şengün, Tuncay Özkan'a yönelik “Samanyolunu yargılamıyoruz burada” dedi.
Şengün, tutuklu sanıklara yönelik de “Abuk subuk konuşmayın, kurallara uymak zorundasınız” derken, Gürbüz Çapan ile yaptığı diyalog sırasında da “Burada sizi mahkeme korur” diye konuştu.
Duruşma, avukatların beyanlarının alınmasıyla devam ediyor.
Bu arada, tutuksuz sanıklardan Ferda Paksüt'ün, eşi Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt ile birlikte duruşmadan çıktıktan araçlarına binerek cezaevinden ayrıldıkları gözlendi.
DURUŞMA 6 AĞUSTOS GÜNÜNE ERTELENDİ
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, üçüncü “Ergenekon” iddianamesinin incelenecek olması nedeniyle ikinci “Ergenekon” davasının duruşmasını 6 Ağustos Perşembe gününe erteledi.
Duruşmada, Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, verilen aranın ardından alınan kararları açıkladı.
Başkan Şengün, bir kısım sanıklar ve müdafilerinin, mahkemenin bir üyesini ve mahkeme heyetinin tamamını reddettiklerinin anlaşıldığını belirterek, bu hususlar açıklığa kavuşuncaya kadar, bu oturumda gerek sanıklar ve müdafileri gerekse iddia makamı tarafından ileri sürülen beyan ve talepler hakkında ret konuları sonuçlandıktan sonra karar verileceğini açıkladı.
Mahkeme, tutuklu sanıklar ile kimlik tespiti yapılamayan sanıkların mutlaka duruşmada hazır edilmeleri için yazı yazılmasını, iddianame tebliğ edilemeyen sanıklara da iddianamenin tebliğ edilmesini hükme bağladı.
Bir kısım sanıklar ve müdafilerinin tahliye taleplerinin, ret konusuna ilişkin ara karar yerine getirildikten sonra oturum arasında değerlendirilmesine
karar veren mahkeme, ret konusuna ilişkin ara karar gereklerinin yerine
getirilmesi süreci ile bugün mahkemelerine intikal eden ve 2009/94 iddianame değerlendirme numarası alan İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 17 Temmuz 2009 tarihli düzenlemiş olduğu 2009/1498 soruşturma, 2009/565 nolu iddianamenin değerlendirme süreci dikkate alınarak, duruşmayı 6 Ağustos Perşembe günü saat 09.30'a bıraktı.