Güncelleme Tarihi:
|
Olaylar öylesine hızla akıyor ki;
Size anında sıcak yorum yapmak için biraz hızlı davranmak gerekiyor…
Bu da işte öyle bir yorum…
Soru şu:
Başbakan-Genelkurmay Başkanı görüşmesinde ne oldu:
- Biz ne anlayacağız…
İşte cevap:
“Kurumlar arası güven bunalımı oluşturmaya yönelik faaliyetler tüm Türkiye’ye zarar verir. Bu iddialar karşısında sorumluluk sahibi onurlu ve tutarlı bir duruş sergilenmelidir. Bu mesele sadece AKP’nin değil bütün Türkiye’nin meselesidir.”
Başbakan Erdoğan’ın grupta söylediği bu söz her şeyi açıklıyor…
Org. Başbuğ’la yaptığı görüşmenin şifresini çözmemizi sağlıyor.
Sonuç şu:
-Normalleşelim. Devletin kurumları arasında güven bunalımı varmış gibi göstermeye çalışanlara izin vermeyelim…
Sıcak gelişmeye gelince;
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın grup konuşması, “Hükümet’le Genelkurmay arasında gerginlik ve güven bunalımı var ” söylentilerini ortadan kaldırmaya yönelikti…
En azından Başbakan ile Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ arasındaki görüşmenin ritmi üslubu ve sonucu da bu grup konuşmasıyla ortaya çıktı…
Karar: “NORMALLEŞME”
Önceki gün Başbakan şöyle demişti:
“Son günlerde gazetelerin haberlerini görüyorsunuz. AK Parti üzerinde oynanması düşünülen oyunları görüyorsunuz…”
Erdoğan bu sözleriyle o zaman sanki belge kesin doğruymuş gibi bir izlenim yaratmıştı.
Hemen ardından Başbakan YardımcısıCemil Çiçek Bakanlar Kurulu toplantısından çıkıp belgenin doğru olduğunu ima eden çok sert bir açıklama daha yapmıştı. Çiçek, “Bu olayın mağduru AK Parti’dir”diyerek, belgeyi doğru kabul ettiklerinin mesajını vermişti.
Genelkurmay Başkanı ise, “Ben böyle bir talimat vermedim” demişti..
İşte karşılıklı bu açıklamalarla Ankara “toz duman” olmuştu…
Kulisler karışmış, gerilim yükselmişti. Yaygın görüş şuydu:
“Hükümet ile Genelkurmay arasında güven bunalımı var”
İşte kulislerin gerilim rüzgarlarıyla dalgalandığı, Ankara’nın yeniden bir “sisler bulvarı”na dönmeye başladığı saatlerde Genelkurmay Başkanı Org. İlker Başbuğ, Başbakan Erdoğan’la görüştü…
Bu görüşmede neler konuşulduğu sorusu bir medya ordusu tarafından araştırılıyordu.
Ve içerideki havayı Başbakan’ın grup konuşmasından alabildik…
Sonuç şu:
-Bu olay devletin en önemli kurumları arasında bir “çatışma gibi” gösterilmemeli. Buna çanak tutanlara izin verilmesin. Yargı sürecini etkileyecek demeçlerden uzak durulsun…
Belli ki Genelkurmay Başkanı, Başbakan’a tam bir soruşturma güvencesi verdi. Bazı endişelerini aktardı.
Bu endişelerin başında ise şu var;”Sahte bir belgeyle hükümetle genelkurmayı karşı karşıya getirme tuzağıydı…”
Başbakan bu endişeyi ciddiye almış ki, önceki günkü konuşmasına göre çok daha yumuşak ve sabırlı bir üslup kullandı. Şöyle dedi:
“Kurumlar arası güven bunalımı oluşturmaya yönelik faaliyetler tüm Türkiye’ye zarar verir. Bu iddialar karşısında sorumluluk sahibi onurlu ve tutarlı bir duruş sergilenmelidir. Bu mesele sadece AK Parti’nin değil bütün Türkiye’nin meselesidir.”
Daha da önemlisi var…
Erdoğan ilk kez, belgenin sahte çıkması ihtimalinden de sözetti.
Ve şöyle dedi:
Önceki hafta bir gazete partimize yönelik gizli planlar yapıldığını iddia etti. Eğer bu iddialar gerçek dışıysa devletin kurumlarını karşı karşıya getirmek gibi niyetler taşıyorsa evet bu vahimdir
Bu sözlerin özeti şudur:
Başbakan ilk gün gösterdiği tepkinin birileri tarafından “kurumlar arasında güven bunalımı var” gibi bir kampanyaya dönüştürüldüğünü görmüştür…
Org. Başbuğ’la yaptığı görüşmeden sonra belgenin sahte olup olmadığı konusunun netleşmesinin beklenmesinin doğru olacağı kanaatine varmıştır.
Burada bir diğer ayrıntı…
Başbakan’ın sivil savcıların da harekete geçmesi için suç duyurusunda bulunacaklarını söylemesidir…
Başbakan ve Genelkurmay Başkanı’nın ortak kararı şudur:
Her durumda sivil-asker yargı kararını versin. Ondan sonra birlikte hesap soralım…
O zamana kadar kurumlar arasında “güven bunalımı” varmış gibi göstermek isteyenlere fırsat vermeyelim…