Güncelleme Tarihi:
İşte tutuklu sanıkların listesi
Argun'un 1205 yıl, Okudan'ın 40 yıl hapsi isteniyor
Adana Adliyesi'nde görev yapan hakim ve savcıların telefonlarının dinlenmesine, bazıları hakkında soruşturma açılmasına da neden olan davanın bugün başlayan ilk duruşmasının yaklaşık 1 hafta sürmesi bekleniyor.
Suç örgütü kurup çeşitli hastaneler için girdikleri ihalelerde devleti 350 milyon lira zarara uğrattığı iddiasıyla geçen yıl Okyanus Şirketler Grubu'na yönelik olarak Konya merkezli yapılan operasyonda yakalanıp tutuklanan ve davanın görüleceği Adana Özel Yetkili 8'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nce öncelikle yargılanmalarına karar verilen tutuklu 45 kişi, 3 araçla sabah erken saatte cezaevinden duruşmanın yapılacağı eski adliye binasına getirildi. Eski adliye binası sanık sayısının fazlalığını nedeniyle bu dava için yeniden özel olarak düzenlendi.
Hakim ve savcılar dinlenmiş |
Bu davanın soruşturması kapsamında, ‘soruşturmaya müdahil oldukları’ iddiasıyla Adana Adliyesi'nde görev yapan hakim ve savcıların da telefonlarının dinlemeye alındığı ortaya çıktı. Dava iddianamesinde, Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde Onkoloji Merkezi açılmasının engellenmesi ve ardından bu merkeze radyoterapi cihazı alımıyla ilgili açılan ihalenin iptal edilmesi üzerine şirket sahibi Argun'un, AKP Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya'dan ihaleye yönelik yardım istemesiyle ilgili telefon görüşmelerine de yer verildi. Ayrıca, Rektör Süleyman Okudan'ın, rektörlük seçimlerinde çete yardımı aldığı da kaydedildi. Dosyadaki telefon konuşmalarında Argun'un, rektörlük seçimleriyle ilgili Okudan'a, “Önce Allah'a sonra bize güven. Gittiği yere kadar götürürüm inşallah” dediği belirtildi. Bu arada, Argun ile örgüt üyeleri İlker Turdan, Hüseyin Taşdöğen ve Metin Ulama'nın şirket merkezindeki odalarında yapılan incelemelerde, çocuk ve hayvan pornosu içerikli fotoğraf ve video görüntüleri bulunduğu da iddianamede belirtildi. Müstehcenlik ile ilgili suç dosyası ise Konya Cumhuriyet Savcılığı'na gönderildi. |
Çok sayıda sanık yakını, araçların giriş yapacağı Adliyenin arka kapısı önünde bekledi. Cezaevi araçları geldiğinde bir grup tarafından ‘Süleyman hoca sen bizim her şeyimizsin’ sloganları atıldı. Cezaevi araçlarından en son indirilen kişi Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan oldu. Cezaevi araçlarının park ettiği adliye bahçesinden nezarethaneye doğru jandarmaların kolları arasında götürülürken, Adliye penceresinden bir grup da ‘Seni seviyoruz rektörüm’ diye bağırıp, alkış tuttu. Rektör de dönüp, “Ben de sizi seviyorum” dedi. Okyanus Şirketler Grubu Başkanı Nusret Argun da yanında bir sanıkla birlikte jandarma eşliğinde nezarethaneye alındı. Argun'un elinde, savunması olduğu sanılan bir dosya görüldü.
Sanıklar getirilmeden önce araçların gireceği yerde bekleyen yaklaşık 50 kişi, ‘Üniversitemizin mimarı Süleyman Okudan’, ‘Kalplerimizin rektörü Süleyman Okudan’, ‘Özgür üniversitenin rektörüne özgürlük’, ‘Selçuk Üniversitesi'ni geliştiren rektör’, ‘Ülkemizi, üniversitemizi ve rektörümüzü çok seviyoruz’ yazılı dövizler taşıdı.
Sanık sayısının fazlalığı ve duruşmaların uzun süre alacağı düşünülerek, duruşmalar için eski adliye binasında özel olarak düzenlenen salonda dava dosyası açılarak duruşmaya geçildi. 756 sayfa, 188 klasörden oluşan iddianame sayfasının fazlalığı nedeniyle ‘İkinci Ergenekon’ olarak adlandırılan davanın ilk duruşması başlarken, mahkeme başkanı sanıklara iddianameyi okuyup okumadıklarını sordu. Sanıkların iddianamede haklarındaki suçlamaları bildiklerini söylemeleri üzerine kimlik tespitine geçildi.
AFYONKARAHİSAR BELEDİYE BAŞKANI DA YARGILANIYOR
Davada yargılanan 234 sanık arasında şirket sahibi Argun ve Rektör Okudan'ın dışında, AKP İl Başkanı iken 29 Mart'ta aynı partiden aday gösterilip, seçimi kazanan Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban, AKP Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya'nın kardeşi Ubeydullah Çetinkaya ile Selçuk Üniversitesi'nin 2 dekanı, 2 hukuk profesörü, çeşitli hastanelerde görevli 15 başhekim, 16 başhekim yardımcısı, 28 doktor, 7 hastane müdürü, 18 hastane müdür yardımcısı, 3 avukat da bulunuyor. İddianamede, 220'nci sanık konumunda olan tutuksuz Başkan Çoban, ‘suç örgütü içerisindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek ve isteyerek yardım etmek, ihaleye fesat karıştırma’ suçlamasına karşılık savunma yapacak.
‘4 yılda büyük mal varlığı edindi’
İDDİANAMEDE, Okyanus Taahhüt A.Ş.’nin sahibi Nusret Argun’un 4 yıl içindeki mal varlığındaki artışa da yer verildi. Argun’un mal varlığı ile ilgili yapılan yazışmalarda 2004’de 6 gayrimenkulünün bulunduğu kaydına rastlanmasına karşın 2008’de mal varlığında çok ciddi artışın olduğuna dikkat çekilen iddianamede bu artışın kaynağı şöyle belirtildi:
“Nusret Argun’un sahibi olduğu Okyanus Taahhüt A.Ş.’de kendisine ait 34 milyon 300 bin TL, hiçbir geliri olmayan eşi ev kadını Fikriye Argun’un 11 milyon 900 bin TL, üniversite öğrencisi oğlu Ömer Kazım Argun’un 11 milyon 899 bin 600 TL, memur kızı Ayşenur Argun’un 11 milyon 899 bin 600 TL şirket hisseleri bulunmaktadır. Nusret Argun ve ailesine ait 142 gayrimenkul kaydına rastlanmıştır. Yine kendi, eşi ve çocukları adına 6 lüks araç kayıtlıdır. 5 ayrı şirkette de hisseleri ortaya çıkmıştır. 2004 yılından bu tarihe kadar 4 yıllık süre zarfında mal varlıklarında çok ciddi bir artışın olduğu, bu artışın ise kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan ihalelere fesat karıştırmak suretiyle almış oldukları ihalelerden elde ettikleri haksız kazanç karşılığında elde ettikleri tespit edilmiştir.”
SİMİT SATICILIĞINDAN PATRONLUĞA
Şirketi son yıllarda yıldızı parlayan Anadolu şirketlerinden biri olan 50 yaşındaki Nusret Argun, işçi ailenin 6 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi. O yıllarını ‘Bazen ayağımıza giyecek çorap bulamazdık’ diye anlatan Argun’un ilk işi matbaacılık. Ticarete çocukluğunda simit satarak, ayakkabı boyayarak atılan, ardından tıp fakültesinin kampusunda fotokopi çeken Argun’un asıl birikimini, hizmet sektöründe yaptığı belirtiliyor. Devletin temizlik ve yemek ihalelerini alarak büyüyen Argun, taşeronluktan holding patronluğuna yükseldi. Argun, bugün enerji, turizm, inşaat- taahhüt, konut, alışveriş merkezleri, servis hizmetleri, sağlık ve plastik alanlarında faaliyet gösteren pek çok şirketin sahibi. Okyanus Şirketler Grubu’nun bugün yaklaşık 2.5 milyar dolarlık varlığa sahip olduğu ileri sürülüyor.
REKTÖR: "ZORAKİ ÖRGÜT ÜYESİ YAPILDIM"
Okyanus Operasyonu'nda tutuklu sanıkların kimlik tespiti yaklaşık 2 saat sürdü. Daha sonra iddianamenin özetini okundu, ardından sanıkların savunmalarının alınmasına geçildi. İlk önce, kalp rahatsızlığı bulunan Kahramanmaraş Teşhis Sağlık Limited Şirketi ortağı radyoloji uzmanı Dr. Bekir Börekçi'nin savunması alındı. Mahkeme Başkanı, Börekçi'ye suç unsuru 2 telefon görüşmesiyle 3 ihaleyi sordu. Börekçi de suçlamaları kabul etmeyerek, “İhaleden sonra yaptığım telefon görüşmeleri sanki ihale öncesi yapılmış gibi bir takım suçmuş gibi monte edilmiştir. Firmaları engellememiz diye bir şey söz konusu olamaz” dedi.
Daha sonra ise Selçuk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Süleyman Okudan yaklaşık 1 saat 15 dakika ifade verdi. “Türkiye'nin en kariyerli üniversitesinin rektörüyüm. 5 aydır özgürlüğüm kısıtlı. Bir örgüte üye olmak, üniversite ihalelerini vermekle suçlanıyorum. Size sormak istiyorum. ‘Telefon konuşmalarının dışında ne suç işlemişim? Telefonlarımın dinlenmesine dair mahkeme kararı gösterebilir misiniz?” diyerek savunmasına başlayan Prof. Dr. Okudan, Sincan 1'inci Sulh Ceza Mahkemesi'nce telefon dinlenmesiyle ilgili kararın dosyada bulunamadığını belirterek şöyle devam etti:
“İki nedenle telefonum dinlenmiş olabilir. Birincisi, ihtiyaç dolayısıyla dinlenen biriyle yaptığım telefon konuşması, ikincisi ise hukuk dışı olanıdır. Hakim kararı olmadan dinlenen telefon konuşması iddianameye dayanak gösterilebilir mi? Bir hukuk devletinde üniversite rektörünün bir örgüt üyesi yapılmasına üzülüyorum. Zoraki örgüt üyesi yapıldım. Bunu ne hukuken ne de vicdanen kabul etmiyorum. Telefon konuşmalarım içerik olarak da ne anlama geldiği araştırılmamış, gerçek bağlamından koparılarak delil olarak gösterilmiştir. Delil olarak gösterilmesi de kabul edilemez.”
Rektörlük seçimi sırasında Okyanus Şirketleri sahibi Nusret Argun ile yaptığı telefon konuşmasını iddianameden okuyan Rektör Okudan, “Bu konuşmalar günlük hayatta her zaman yapılacak konuşmalardır. Ancak iddianamede, örgüt lideri ile örgüt üyesi arasında yapılan konuşmalar olarak geçmektedir. Ben sadece Prof. Dr. Neyhan Ergene'nin adaylığının doğru olup olmadığımı sordum. Konuşmalarımın baskı ve tehditle alakası yoktur. Suçlama onur kırıcıdır, kolluğun kurguladığı şemada, şahsıma yer verilmiştir. Hakkımdaki suçlamaların dayanağı yoktur. Varsayımlardan ibarettir. Nusret Argun, benim rektör olmadan önce 16 yıldır, üniversiteden iş alıp yapmıştır. Sanki, ben rektör olduktan sonra iş aldığı belirtiliyor. Nusret Argun, Konya'da çok sayıda kamu işlerini yapmıştır. Hatta Konya Adliye binasını yapmıştır” dedi.
Okudan, AKP Konya Milletvekili Abdullah Çetinkaya ile Nusret Argun arasındaki telefon konuşmasına da dikkat çekerek, “Nusret Argun, milletvekilleri, yargı organları ve üst düzey bürokratlarla konuşmalar yapmıştır. Hatta milletvekili ile yaptığı konuşma da iddianamede yer almamıştır. Örgüt şemasında onlar ayrılmıştır. Maalesef bana yer verilmiştir. Hiçbir ihale komisyonunda bulunmadım, ihalenin nasıl yapıldığı bilmem” diyerek kendini savundu.
EVİNDEKİ 1 MİLYON DOLARI AÇIKLADI
Gözaltına alındığı sırada evindeki kasada bulunan 1 milyon dolara da açıklık getirmek istediğini söyleyen Okudan, şunları söyledi:
“Rektör seçildikten sonra villamı, iki lüks muayenehanemi sattım. Eşim ve benim bunca yıllık kazancımız ile eşimin emekli ikramiyesinin toplamı 700 bin TL. Yargısız infaz yaptılar. Evimde, büromda çıkan her şey, bir kaç saat içinde televizyonlarda çarpıtılarak verilmiştir. Bu yargısız infaz değil mi? Memurlarca günlerce yüzlerce evrak getiriliyor imza atıyorum. Bu suçu kasten işlediğimden söz edilemez. İhalede görevim yoktu. Ben hiç kimseye ‘Nusret Argun'dan bir şey alın’ demiş değilim. 2003'te rektör oldum. Üniversitede öğrenciler öğretim üyelerini dövüyorlardı. Ben tabuları yıkarak üniversiteye huzur getirdim. Elimden geleni yaptım. Tabuları yıktığım için radikal gruplar benimle uğraştılar. Yüce adaleti yanıtlamaya çalıştılar ama yanıltamadılar. Onların suçlamalarına aracı olmayacağınıza, en doğru kararı vereceğinize inanıyorum.”
Nusret Argun'un avukatı Rektör Okudan'a, Konya Emniyet Müdürü Salih Tuzcu'nun kendisine Nusret Argun'a ihale vermemesi konusunda baskı yapıp yapmadığının sorulmasını istedi. Rektör Okudan da “Emniyet Müdürü, bana ‘Bu nokta noktaya niye ihale veriyorsun’ diye sitemde bulundu. Ben de ‘Vermiyorum’ dedim. Komisyondan aldıklarını kendisine kibarca anlattım” dedi. Bu sırada Argun'un avukatının ısrarı üzerine Okudan, konuşmasında ‘Nokta nokta’ olarak söylediği kelimenin ‘puşt’ olduğuna dair açıklık getirdi. Okudan'ın avukatı Bahri Öztürk de Rektör Okudan'ın tutukluluğunun devam etmesi halinde, Rektörlüğünün düşeceğini belirterek tahliyesini istedi.
ÜNİVERSİTEDEN DESTEK
Bu arada, Selçuk Üniversitesi rektör yardımcıları, dekan ve öğretim üyeleri, Rektör Prof. Dr. Süleyman Okudan'a destek için Konya'dan Adana'ya gitti. Aralarında Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Şefik Bilir, Prof. Dr. Kürşat Turğut, bazı dekan ve meslek yüksek okulu müdürleri ile öğretim üyelerinin bulunduğu yaklaşık 100 kişi, rektörlük binası önünden 2 otobüs ve 1 midibüsle sabaha karşı saat 02.00 sıralarında Adana'ya gitmek için yola çıktı. Fen Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi Yrd. Doç, Dr. Taner Sezer, “Yıllardır beraber çalıştığım dostumun yalnız bırakmamak için Adana'ya mahkemeye gidiyorum. Benimkisi, bir vefa borcu. En azından Konya'nın havasını oraya götürmek istiyoruz. Tabi mahkemenin kararını değiştirecek değiliz. Seydişehir Meslek Yüksek Okulu öğretim görevlisi Mehmet Bakanlar da “Rektörümüzün bu şehre ve öğretim üyelerini yaptığı hizmetten dolayı ona Adana'da yalnız bırakmak istemedik” dedi.