Ekonomik kriz, cinsel ilişkiyi de etkiliyor
Güncelleme Tarihi:
İsmail AKKAYA/KONYA, (DHA)
Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2009 14:43
KONYA'daki Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Talat Yurdakul, ekonomik krizin, erkeklerde cinsel organda sertleşme bozukluğuna yol açtığını söyledi.
Meram Tıp Fakültesi Üroloji Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Prof.Dr. Talat Yurdakul, ekonomik krizin cinsel yaşamı etkilediğine dikkat çekti. Prof. Dr. Yurdakul, dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ekonomik krizin, etkisini sürdürdüğünü belirterek şöyle konuştu:
“Erkeğin cinsel işlev bozukluğunda stresin çok önemli bir rolü vardır. Yüksek stres ve depresyon, erkekte cinsel istek azalmasını neden oluyor. Bunun yanında erkekte, cinsel organda sertleşme bozukluğuna yol açarak, mutlu ve güvenli cinsel hayatında önünde ciddi bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle son günlerde işyeri sahibi olanlarda ya da işini kaybedenlerde yüksek stres nedeniyle cinsel işlev bozukluklarında artma olduğunu gözlüyoruz. Cinsel işlev bozukluğu nedeniyle hekime başvuran erkek hastaların, bu rahatsızlığı yaşama nedeni olarak ekonomik faktör ve işyerlerinin daha büyük oranda yer tuttuğu tesbit edildi. Erkeklerin cinsel işlev bozukluğu yaşaması aileye de yansıyor. Stresin eşine aktarılması ile birlikte eşinde de cinsel istekte azalma görülüyor. Sonuçta karşılıklı cinsel istekte azalma söz konusudur.”
Bu tip hastalıkla karşılaşan erkeklerin, psikolojik destek alması ve tedaviye başlaması gerektiğini belirten Prof.Dr. Yurdakul, cinsel organında sertleşme bozukluğu bulunan hastaların, stresten kurtulduklarında normale dönebildiğini söyledi. Üroloji uzmanı Prof.Dr. Talat Yurdakul, şöyle devam etti:
“Aşırı kaygı yaşayanlarda, bu hastalığın devam edebileceğini, kalıcı olabileceğini söylemek mümkün. ‘Performans anksiyetesi' dediğimiz erkeğin kendi potansiyeli ile ilgili kaygıların, erkeğin düşünce sistemine neden olduğu ve her ilişki öncesi daha önce yaşadığı başarısızlığı yaşama kaygısı nedeniyle, erkeğin sertleşme problemi yaşabileceğini biliyoruz. Özellikle genç erkeklerde ve bu konuda duyarlı olan erkeklere bazen bir kere bile cinsel ilişkide başarısızlığın yaşanması erkekte yaşam boyu korkular kalıcı etkiler bırakmasına neden olabilir. Bu nedenle hastaların mutlaka yardım alması lazım. Organik hiçbir faktör olmamasına rağmen psikilojik faktörlerin giderilmesi için psikolog ve ilaç desteği alması gerekir. Erkeklerde olduğu gibi kadınlar da da ekonomik kriz nedeniyle cinsel ilişkide sorun görülebilir.”
Prof. Dr. Talat Yurdakul, erkeklerde cinsel işlev bozukluğunun kalp hastalığının belirleyicisi olduğunu anlatırken şunları söyledi:
“Ekonomik kriz dışında, ‘Metebolik sendrom’ adını verdiğimiz, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon ve obizite gibi hastalıkların birden fazlasının varlığında cinsel işlev buzukluğunun daha sık oranda görüldüğü bilimsel çalışmalarla ortaya konulduğu gerçektir. Bazen hastanın işlev bozukluğu daha sonra ortaya çıkacak olan kalp hastalığının erken habercisi olabilir. Cinsel işlev bozukluğu nedeniyle gelen bazı hastalarda, yapılan tetkiklerde hastanın yüksek kan şekeri olduğu ortala çıkıyor. O yüzden sertleşme bozukluğu bazen kalp ve kan şekeri hastalıklarının erken habercisi de olabiliyor.”
“Erkeğin cinsel işlev bozukluğunda stresin çok önemli bir rolü vardır. Yüksek stres ve depresyon, erkekte cinsel istek azalmasını neden oluyor. Bunun yanında erkekte, cinsel organda sertleşme bozukluğuna yol açarak, mutlu ve güvenli cinsel hayatında önünde ciddi bir engel olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle son günlerde işyeri sahibi olanlarda ya da işini kaybedenlerde yüksek stres nedeniyle cinsel işlev bozukluklarında artma olduğunu gözlüyoruz. Cinsel işlev bozukluğu nedeniyle hekime başvuran erkek hastaların, bu rahatsızlığı yaşama nedeni olarak ekonomik faktör ve işyerlerinin daha büyük oranda yer tuttuğu tesbit edildi. Erkeklerin cinsel işlev bozukluğu yaşaması aileye de yansıyor. Stresin eşine aktarılması ile birlikte eşinde de cinsel istekte azalma görülüyor. Sonuçta karşılıklı cinsel istekte azalma söz konusudur.”
Bu tip hastalıkla karşılaşan erkeklerin, psikolojik destek alması ve tedaviye başlaması gerektiğini belirten Prof.Dr. Yurdakul, cinsel organında sertleşme bozukluğu bulunan hastaların, stresten kurtulduklarında normale dönebildiğini söyledi. Üroloji uzmanı Prof.Dr. Talat Yurdakul, şöyle devam etti:
“Aşırı kaygı yaşayanlarda, bu hastalığın devam edebileceğini, kalıcı olabileceğini söylemek mümkün. ‘Performans anksiyetesi' dediğimiz erkeğin kendi potansiyeli ile ilgili kaygıların, erkeğin düşünce sistemine neden olduğu ve her ilişki öncesi daha önce yaşadığı başarısızlığı yaşama kaygısı nedeniyle, erkeğin sertleşme problemi yaşabileceğini biliyoruz. Özellikle genç erkeklerde ve bu konuda duyarlı olan erkeklere bazen bir kere bile cinsel ilişkide başarısızlığın yaşanması erkekte yaşam boyu korkular kalıcı etkiler bırakmasına neden olabilir. Bu nedenle hastaların mutlaka yardım alması lazım. Organik hiçbir faktör olmamasına rağmen psikilojik faktörlerin giderilmesi için psikolog ve ilaç desteği alması gerekir. Erkeklerde olduğu gibi kadınlar da da ekonomik kriz nedeniyle cinsel ilişkide sorun görülebilir.”
Prof. Dr. Talat Yurdakul, erkeklerde cinsel işlev bozukluğunun kalp hastalığının belirleyicisi olduğunu anlatırken şunları söyledi:
“Ekonomik kriz dışında, ‘Metebolik sendrom’ adını verdiğimiz, şeker hastalığı, yüksek kolesterol, yüksek tansiyon ve obizite gibi hastalıkların birden fazlasının varlığında cinsel işlev buzukluğunun daha sık oranda görüldüğü bilimsel çalışmalarla ortaya konulduğu gerçektir. Bazen hastanın işlev bozukluğu daha sonra ortaya çıkacak olan kalp hastalığının erken habercisi olabilir. Cinsel işlev bozukluğu nedeniyle gelen bazı hastalarda, yapılan tetkiklerde hastanın yüksek kan şekeri olduğu ortala çıkıyor. O yüzden sertleşme bozukluğu bazen kalp ve kan şekeri hastalıklarının erken habercisi de olabiliyor.”