Güncelleme Tarihi:
Dünkü basın toplantısında çok ağır konuşan Eminağaoğlu, "Adalet Bakanı yargının üstünden elini çeksin" diyerek, özetle şunları söyledi:
Kanadoğlu’na medya infazı yapıldı
Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Danıştay saldırısı ve Yargıtay’a suikast iddiaları ile bağlantılı gösterildi, evi daha aranmadan devlet televizyonundan bilgi verildi, medya infazı yapıldı.
Soruşturmayı siyasi irade yapıyor
Sadece Cumhuriyet savcısına bağlı bir adli kolluk kurmaktan ısrarla kaçan, tüm ülkelerdeki gelişmelere gözlerini kapatarak bağımsız bir ülke Başsavcılığı kurmaktan uzak duran siyasi irade, Cumhuriyet savcısına bağlı olmayan, ancak kendisini savcı olarak niteleyerek, kendisine bağlı bir polis teşkilatıyla bu soruşturmaların yürütülmesini sağlamış, kendisine karşı işlendiği ileri sürülen olayları neredeyse kendisi sorgular hale gelmiştir.
Ergenekon’u polis yazdı
Terörle Mücadele Yasası’nın birinci maddesini yorumlama yetkisi sadece yargı organlarına ait iken, bu maddeyi emniyet birimleri yorumlayarak, soruşturma (Ergenekon) bunun üzerine inşa edildi. 91, 230 ve 248. sayfalarında da görüldüğü üzere polis iddianamenin yazımına doğrudan katkı yapmaktan geri bile durmamıştır.
Adalet Bakanı elini çeksin
Etki altında kalmadan, tarafsız bir soruşturmanın yürütülmesi için yeterince Cumhuriyet savcısının sadece bu soruşturmayla görevlendirilmelidir.
Soruşturma, yasa hükmü uyarınca bizzat Cumhuriyet savcılarınca yürütülmesinin sağlanmalıdır.
Bu konuda Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun kararname ya da yetkilendirme ile işlem yapmalıdır.
Polis CMK’daki konumu içinde tutulmalıdır.
Siyasi iradenin etkisini yaratabilecek etkenler ortadan kaldırılmalı, Adalet Bakanı yargı üzerinden elini çekmelidir.
Güdümlü yargı olmayacak
Yargının bağımsızlığına sürekli/aşırı müdahale etmek, yargıyı kendi çıkarlarına uygun ve güdümlü hale getirmek isteyenler ve ortakları bilmelidirler ki, Ergenekon, güdümlü yargı yaratmanın izdüşümü olmayacaktır. Cumhuriyetin yargıç ve savcıları buna izin vermeyecektir.
Yargı ’darbe’den hesap sorar
Yargı da demokrasinin sigortasıdır. Bunun için yargı bağımsız olmalı, etki altında tutulmamalı, tarafsızlığına el uzatılmamalıdır. Yargı her türlü darbeden, eli kolu ayağı bağlanmadığı sürece hesap soracaktır.
İşkencenin yerini dinleme aldı
Telefon dinlemeleri ve ucu açık teknik izlemeler, herkesin beynine, geçmişteki yaşananların da ötesinde işkence niteliğinde kazınmış, bunlar özel yaşamı ilgilendirsin ilgilendirmesin, insanların önüne kanıt ve suçlama olarak konulan tek metin haline gelmiştir.
Başbakan doğrudan sürecin içinde
Tüm adli dinlemeler, yürütme organı karşısında hiçbir kurumsal güvencesi olmayan ve tüm faaliyetlerinden derhal Başbakan’a bilgi vermekle görevlendirilen, kuruluşu bir reform nitelemesiyle sunulan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na devredilmiş, siyasi iktidar ileride atılacak soruşturma adımlarını ima ve beyanlarla, sürecin doğrudan içerisinde yer almaktan geri durmamıştır. Bu durum soruşturmaların yönlendirme içinde yapılıp yapılmadığı sorularını ciddi biçimde gündeme taşımıştır.
Polis devleti ve dikta yönetimi
70 milyon terör şüphesi içinde görülmektedir. Bu durum, bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde değil, ancak bir polis devleti ve dikta yönetiminde söz konusu olabilir. Herkes için irtibat ve takip sağlayacak bilgiler toplanmış, böyle bir cesaret ortamının içinde görev yapan polis, soruşturmanın sahibi olarak kendisini görmeye başlamış ve bu merkezde çalışmalarını yürütmüştür. Bu çalışma ortamında polisin istekleri karşısında yargı organları noter pozisyonuna sokulmak istenmiştir.
YARSAV YARSAP oldu
Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun çıkışına basın toplantısından birkaç dakika sonra şu yanıtı verdi:
"YARSAV bilindiği gibi bir dernektir. Yargı camiamızı temsil etmemektedir. Sayın Başkan’ı ben de izledim. Bu açıklamadan sonra benim hafızam da yenilendi. YARSAV, YARSAP oldu. Savcılar ve yargıçlar partisi haline dönüşmüştür. Bu tür konuşmaları Sayın Deniz Baykal’dan dinliyorduk, bugün de Eminağaoğlu’ndan dinlemiş olduk."