Gri duvarlardan rengarenk resimlere: Decolife

Sao Paolo’nun kırsal kesiminde doğup büyüyen ve çocukluğundan beri resim yapan Andre, nam-ı diğer Decolife, 19 yaşında kendini belediyenin ceza sebebiyle kendi yaptığı rengarenk grafitilerini gri duvar boyasıyla boyarken buluyor. İlk resmini 15 yaşındayken satan, 16 yaşındayken resim ve grafiti yapabilmek için kanvas ve sprey masraflarını karşılayabilmek adına elektrik meslek okuluna gidip elektrikçilik yapmaya başlayan Andre için 2010 yılında aldığı bu belediye cezası, önemli bir dönüm noktası oluyor ve bir galeriye gidip işlerini sergileyecek birini bulmaya karar veriyor.

Andre Ruiz de Freitas, kendini temsil edecek birilerini bulmaya karar verdiği andan itibaren çocukluğundan beri takma ad olarak kullandığı Deco ve grafitilerine attığı imza olan anonim adı “LIFE”ı birleştirerek Decolife kimliğini buluyor. Decolife, hayatı ve şehirlere keşfetmek üzere, işlerini yiyecek, etkinlik biletleri ve barınma karşılığı vererek dilini hiç bilmediği Avrupa’nın çeşitli şehirlerinde hem dünyayı tanıyor hem de sanatıyla izini dünyanın farklı yerlerindeki duvar ve kanvaslara bırakıyor.

Şu an Londra’da yaşayan Decolife’ın site ve sosyal medya hesaplarında “self-taught” yani, kendi kendine öğreten, kendi kendini yetiştiren ressam ve heykeltıraş yazıyor. x-ist’te galerinin misafir sever çalışanları ile yaptığımız sohbette, Decolife’ın gerçekten de kendisi için kararlı bir öğretmen olduğunu öğreniyorum. Hiç sanat eğitimi almamış Decolife, bu sıralar kendi kendini eğitmeye müzelerde devam ediyor. Avrupa’da resim ve grafiti yapmak için dolaşırken müzelere gidiyor ve sanat tarihçilerince kabul edilmiş büyük dehaların resimlerini saatlerce izliyormuş. Öyle ki, bazı müzelerde güvenlik görevlileri uzun sürelik varlığından huzursuz bile oluyorlarmış J Decolife’ın son dönem kişisel eğitiminin yansımasını, x-ist’teki işlerindeki kübizm çizgilerinden de görebiliyoruz.

 Decolife, 2013’teki x-ist’teki ilk sergisi “Mind the Gap” in ardından İstanbullu sanatseverlerle aynı galeride daha önce hiçbir yerde görülmemiş resimleri buluşuyor. İngilizce’de ufuk (horizon) kelimesinden türeyen ve yatay çizgi anlamına gelen Horizontal sergisine bu ismi koyarken sanatçı, hep yeni bir şeyler yapmak, yeni bir yere ulaşmak istediğinden belki de hiç ulaşamadığı/ulaşamayacağı ufuk çizgisine ve her yeni ufuk gördüğünde toplanıp tekrardan dünyanın başka bir yerine doğru gittiği (yatay) düzenine referans vermiş. Sergide, hem galerinin duvarında bir işi olan, hem de bu dönem yoğun olarak çalıştığı ahşap üzerine akrilik işleri yer alan sanatçının hayal gücü gerçekten büyük bir dünya ve bu dünyanın resme yansımaları uzun uzun izlemelik. Çok genç olmasına rağmen kafasından geçenlere ve tek bir resimde bile kullandığı birçok farklı sembole hayran olmamak elde değil. Gezdiği ülkeler ve yaşadığı olaylardan din, sosyal sınıflar, doğa, mitoloji ve tarihe kadar birçok farklı konudan beslenen genç sanatçının Avrupa müzelerinde resimler önünde harcadığı zamanı siz de kendisinin resimleri önünde detayları inceleyerek harcayabilirsiniz.

�

Decolife, Dante’nin Cehennem, Araf ve Cennet’inden, anne-çocuk ve gündüz düşleri işlerine hepimizin zaman zaman kafa yorduğu, hayatında olan/olabilecek birçok farklı konuyu renkli bakış açısı ve resimlerin içine yerleştirdiği ilgi çekici kişisel mesajlarıyla aktarıyor. Özellikle tutsaklığı konu ettiği 3 panelli Don’t Be Afraid işi detaylarıyla sizi içine çekerken, bir aslan suratı gördüğünüz, fakat gizli kapağını kaldırdığınızda savunmasız genç bir yüz ile karşılaştığınız, sanatçının kendini anlattığı Being Brave işi insanı gülümsetecek kadar naif.

Bugüne kadar Sao Paulo ve Londra gibi dünyanın farklı şehirlerinde birçok solo sergi açmış, karma sergilere katılmış ve üçü Contemporary İstanbul olmak üzere sanat fuarlarında yer almış sanatçı, kendini tek bir alanda limitlemediğini söylüyor. Stüdyo, galeri ve sokak duvarlarının hepsinin kendisine ayrı ayrı bir şey ifade ettiğini ve sanatsal olarak ayrı bir yüzleşmeye sebep olduğunu söyleyen Decolife, yakında sokak sanatı zenginliği ile dikkat çeken Kadıköy duvarlarına graffiti yapmak istiyormuş.  

Decolife’ın kişisel sergisini 11 Haziran’a kadar x-ist’te ziyaret edebilir ve rengarenk resimlerindeki sembolleri keşfe çıkabilirsiniz.

*Yazıyı yazarken sanatçının bloğundaki röportajdan yararlanılmıştır.

irmakozer.com Tarafından hazırlanmıştır.