Güncelleme Tarihi:
Serpil KIRKESER / İSTANBUL, (DHA) FETULLAHÇI Terör Örgütü'nün (FETÖ/PDY) futbol yapılanmasına yönelik 2'si tutuklu 6 eski futbolcu hakkında yürütülen soruşturma tamamlandı. Eski futbolcular Bekir İrtegün, Ersin Güreler, İsmail Şengül, Ömer Çatkıç, Uğur Boral ve Zafer Biryol'un "Silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapsi istendi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan 19 sayfalık iddianame kabul edildi. Eski Futbolcular önümüzdeki günlerde 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde hakim karşısına çıkacak.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu'nca hazırlanan 19 sayfalık iddianamede Fetullahçı Terör Örgütü, örgütün yapısı, kullandığı haberleşme programı Bylock hakkında genel bilgiler verildi. Şüpheli Bekir İrtegün'ün kullandığı 0... numaralı hattında örgütün gizli haberleşme programı Bylock tespit edilince gözaltına alındığı anlatılan iddianamede, İrtegün'ün alınan ifadesine iddianemede yer verildi.
"ÖRGÜTLE GAZİANTEPTE TANIŞTIM"
Bekir İrtegün, ifadesinde, "2007-2008 tarihinde o zaman Fetullah Gülen Cemaati olarak bilinen ancak şuan benim de kabul ettiğim gibi FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütü olan yapıyla Gaziantep'te tanıştım" dedi. İrtegün "Takım içinde şu an kim olduğunu hatırlamadığım ancak bu yapıya, sohbetlerine katılan oyuncular vardı. Bana da gelebileceğimi söylediler. Ben de dini açıdan bir şeyler öğrenebileceğimi düşünerek o zaman Gaziantep'te sohbetlere katılıyordum. Bizimle sohbet yapan kişi 'Ahmet' isimli bir şahıs idi. Şahsın o dönem bir okulda müdürlük yaptığını biliyorum. Takım içinde hatırladığım kadarıyla Ahmet isimli şahsın düzenlenmiş olduğu sohbetlere Ömer Çatkıç, Barış Durmaz geliyordu. Ayrıca şu an hatırlamıyorum ancak toplantılara bu şahıslar dışında da gelenler oluyordu. Ahmet bizi arar ve müsait bir zaman bulursa toplantıya çağırırdı. Toplantılarda genellikle din üzerinde konuşulurdu. Fetullah Gülen'den de bahsedilirdi. Sohbetlerin yapıldığı belirli bir yer yoktu. Bazen müdürün evinde bazen futbolcu arkadaşların evinde oluyordu. Ben ailemle yaşadığım için benim evimde hiç toplantı olmadı. Bu yapının bizim futbol camiasında bulunma sebebi tahminime göre sadece 'Biz burada da varız' şeklinde intiba uyandırmak olduğunu düşünüyorum zira bu yapının her yerde olma amaçları vardı. Bugüne kadar benden maddi bir talepleri olmadı. Meşru olmayan bir talepleri de olmadı. Sadece sohbetlere katılmamızı istiyorlardı. Bunun için de bir zorlama yoktu. Benden birkaç defa kurban talebinde bulundular. Ben de verdim. Emniyet Müdürlüğü'nde Ahmet isimli şahsı teşhis ettim" ifadelerini kullandı.
FUTBOLCULARIN İSİMLERİNİ VERDİ
İrtegün, "2009 yılında ise Fenerbahçe'ye transfer oldum. Transferden sonra Ahmet isimli şahıs beni telefonla arayarak "hayırlı olsun, seni bizim arkadaşlardan birisi arayacak." diye söyledi. Ahmet ile bu konuşmamızın üzerinden yaklaşık 3 ay geçtikten sonra Ali Şenel isimli şahıs beni telefonla arayarak Ahmet'in ismini söyledi ve 'Bir ara görüşelim" dedi. Ben de Ali'nin bu yapıdan olduğunu anladım. Bir süre sonra, bu kişiyle o dönem Fenerbahçe'de oynayan hatırladığım kadarıyla Emre Belözoğlu, Uğur Boral, Ertuğrul Taşkıran'ın da Ali Şenel ile görüştüğünü öğrendim. Ben de 2009 yılının son aylarında bu kişinin yapmış olduğu sohbetlere diğer futbolcu arkadaşlarımla katılmaya başladım. Bu kişinin de sohbetleri yukarıda anlattığım gibi Gaziantep'te olduğu şeklinde idi. Fenerbahçe'de futbol oynadığım süre içerisinde hatırladığım kadarıyla Alper Potuk, Orhan Şam, Gökhan Gönül ve Mehmet Topal da Ali Şenel isimli şahsın yapmış olduğu sohbetlerde görmüşlüğüm vardır. Zaten toplantılara hepimizin aynı anda katılması mümkün olmuyordu. Ben de hepsine katılamıyordum. Toplantılarımız genelde Anadolu Yakası'nda bu yapıya ait okullarda oluyordu. Ayrıca yine hatırladığım kadarıyla birkaç kez Emre Belözoğlu'nun evinde de buluşmuştuk. Bazen Ali Şenel isimli şahsın yanında ismini Erhan olarak bildiğim bir şahısta toplantılara katılırdı" diye konuştu.
"BİR SÜRE SONRA YAPIDAN UZAKLAŞTIM"
İrtegün bir süre sonra yapıdan uzaklaştığını kaydederek, "17-25 Aralık operasyonları olduktan sonraki süreçte bu yapıyla mevcut iktidar arasında yaşanan olaylar bu durumda etkili olmuştur" dedi. Ali Şenel isimli kişinin telefonuna Bylock indirdiğini anlatan İrtegün, "Bylock isimli programda 15 Temmuz Darbe Kalkışmasından sonra sadece bu örgüt tarafından kullanılan bir program olduğunu anladım. Ali de bu programdan birkaç kez bana dini içerikli şeyler yolladı. Gizli bir program olduğunu bilseydim bu kadar basit bir kullanıcı ismi ve şifre yazmazdım hatta hiç indirmezdim. Zaten 6 ay kadar programı kullandım. Programda legal olan GooglePlay'den indirildiği için indirdim. Söz konusu programı birkaç defa Ali'den mesaj geldi mi diye bakmak için kullandım. Bylock isimli programın FETÖ tarafından kullanıldığını ve bende de bu program olduğunu anladıktan sonra hiç hakkımda adli bir işlem yapılacağını düşünmedim. Hatta en son 2017 yılı Mart ayında yurt dışına Almanya Münih'e gittim. Darbe Kalkışmasından sonra da defalarca yurt dışına çıktım. Şayet kaçacak olsaydım yurt dışından dönmezdim hatta yurt dışında olduğumda savcılık beni çağırsaydı gelirdim" ifadelerini kullandı.
"FETÖ İLE BİR ALAKAM YOK"
FETÖ/PDY ile bir alakasının olmadığını, Ali Şenel ve Ahmet gibi şahıslarla tamamen dini birtakım bilgiler edinmek amacıyla bir araya geldiğini, sosyal hayatının da herhangi bir cemaat mensubu olmaya elverişli olmadığını kaydeden İrtegün, "Tamamen dini duygular öğrenmek amacıyla kişisel arkadaşlık kurduğum kişilerin FETÖ/PDY yapısı içerisinde olmasından dolayı şu an şüpheli konumundayım. Beni bu kişiler şu an görüldüğü üzere şüpheli konumuna sokarak mağdur etmişlerdir." dedi.
"70 KEZ BYLOCK'A BAĞLANMIŞ "
Bekir İrtegün'ün bylock'a 12 Eylül 2014 ile 1 Kasım 2014 tarihleri arasında 70 kez giriş yaptığının tespit edildiği kaydedilen iddianamede "Bekir İrtegün'ün vermiş olduğu bilgiler doğrultusunda FETÖ Terör Örgütü içerisindeki hakkında herhangi bir işlem yapılmayan başkaca şüphelilere ulaşıldığı, bundan dolayı şüphelinin etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanabileceği değerlendirilmiştir" ifadelerine yer verildi.
ŞÜPHELİ UĞUR BORAL: ÖRGÜTTE HERHANGİ BİR POZİSYONUM YOK
Bekir İrtegün'ün ifadesinde ismini vermesi üzerine ifadesine başvurulan Uğur Boral da emniyetteki ifadesinde örgütle bağlantısının 2002 yılında olduğunu, 2006 yılında Fenerbahçe'ye transfer olduktan Ali Şenel'in kendisini aradığını belirtti. Şenel'in Fenerbahçe'den başka futbolcuların da sohbetlere geldiğini söyleyerek kendisini de bu toplantılara davet ettiğini, o dönem ki yapılan sohbetlere Fenerbahçe'den takım arkadaşları olan Tuncay Şanlı, Serdar Kulbilge , Kerim Zengin, Bekir İrtegün, Emre Belözoğlu, Orhan Şam, Gökhan Gönül isimli kişilerin değişik zamanlarda değişik gruplarla katıldığını belirtti. Boral, Ali Şenel'in kendi yerine geçen Erhan Erkoç ile kendisini tanıştırdığını anlatarak, sohbetlerin genelde Üsküdar Çamlıca'da Erhan Erkoç'un evinde olduğunu, sohbet içeriklerinde Ankara'daki gibi dini içerikli hikaye ve videolar olduğunu belirtti. Boral, Tuncay Şanlı, Kerim Zengin, Serdar Kulbilge ile çok fazla vakit geçirmediği için ne sıklıkla gittiklerini bilmediği, Tuncay Şanlı'nın 1 yıl sonra İngiltere'ye transfer olduğunu, Gökhan Gönül'ün de kendisinin olduğu dönemde çok sık gelenlerden birisi olmadığını belirten Boral, Orhan, Bekir ve Emre'nin kendisinden sonra Fenerbahçe'ye transfer olduklarını, bu kişilerle daha çok sohbetlere gitmişliği olduğunu ifade etti. Boral, örgütte herhangi bir pozisyonunun olmadığını, Özgür Koç ile irtibatta olduğu dönemde Bank Asya'ya para yatırması halinde getirisinin daha fazla olacağı, paranın çok iyi değerlendirileceği gibi sözler söyleyerek Bank Asya'ya yaklaşık olarak 950 bin TL gibi bir rakam yatırdığını, ancak bir ay içinde geri çektiğini belirtti.