Güncelleme Tarihi:
İstanbul Boğazı'nda yaşanan gemi kazasının ardından hasar gören Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'nda bulunan maddi değeri yüksek piyano, sökülerek depoya götürüldü.
Sabah saatlerinde yalıya gelen işçiler, ayaklarını ve pedalını söktükleri piyanoyu bütün halinde ambalajladı.
Piyano daha sonra bir minibüse yüklenerek, Kayışdağı'ndaki bir depoya götürüldü. Kaza anında piyanonun zarar görmediği öğrenildi.
Dünya üzerinde sadece 3 tane olduğu belirtilen piyano, değerli eşya taşımacılığı yapan bir ekip tarafından sarılarak yalıdan çıkarıldı.Maddi değeri çok yüksek olduğu ifade edilen piyano araca yüklendi.
Özel ve değerli eşya taşımacılığı yapan Sebahattin Akyol, “Çok pahalı bir piyano. Alman malı. Fiyatı aşağı yukarı 350-400 bin lira” dedi.
Piyanonun kazada hasar almadığını belirten Akyol, “Biz bu ürünleri kontrol ederek teslim alıyoruz. Yalının denizden tarafına zaten bizi yaklaştırmadılar. Piyano da hasar gören yerde değildi” şeklinde konuştu.
Yalı sahipleri çarpma sonucu yalıdaki bazı antika eserler ve özel eşyaların da denize düştüğünü söylemişti. Ailenin avukatı, "Yalı ve içindeki eşyalar 200 yıllık. Ne kadar maddi zarar var bilemiyoruz. Hekimbaşı Salih Efendi'nin odasındaki özel eşyaları hepsi perişan olmuş durumda.” diye konuşmuştu.
Öte yandan yalı malikleri, gemi firması için haciz başvurusu yaptı. Başvuruda, geminin çarpması nedeni ile yalının tarihi eser niteliğini kaybettiği kaydedildi. Başvuruda, davacıların uğradığı zararın tazmini için, şimdilik 50 milyon dolarlık zararın teminat altına alınması için, İstanbul Liman sahasında bulunan 9231377 IMO numaralı Malta bayraklı Vitaspirit isimli geminin ihtiyati haczine karar verilmesi istendi. (Dinçer GÖKÇE)
ANTİKA ESERLER DENİZE DÜŞTÜ
Başvuruda, yalının yeniden inşasını Anıtlar Kurulu iznine tabu olduğu belirtilerek “İnşa edilmesinin en az 40-50 milyon dolar maliyete yol açacağı” belirtildi. Başvuruda ayrıca, çarpma nedeni ile maliklere ait antika eserler ve özel eşyaların denize düştüğü kaydedildi.
HACİZ KARARI VERİLDİ
Denizcilik İhtisas Mahkemesi sıfatı ile dosyaya bakan Ticaret Mahkemesi, yapılan başvuruyu kabul ederek, gemi için ihtiyati haciz kararı verdi. Tarihi yalının malikleri adına dosyayı takip eden avukatlar Nazlı Selek ve Erdal Gökçe, konuya ilişkin yaptıkları açıklamada “Şimdilik 50 milyon dolar için, yalı maliklerinin başvurusuyla geminin ihtiyaten haczine karar verildi. Şu an geminin ihtiyati haciz ve seferden meni için Liman Başkanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü’ne bildirimler yapılmakta. Zarar tespit çalışmaları devam etmekte” dedi.
Öte yandan İstanbul Boğazı’nda cumartesi günü Malta bayraklı, Vitaspirit adlı geminin çarptığı Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’yla ilgili İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’nden iki kişilik ekip dün inceleme başlattı.
Kaza sonrası temeli sarsılan, duvarlarında ağır hasar bulunan yalının denize doğru kaydığı tespit edildi.
Ayrıca yalının restoran tarafında bulunan taşıyıcı duvarlarında eğilmeler belirlendi. Boğaziçi İmar Müdürlüğü ekipleri yalı sahiplerine kayma ve yıkılmalara karşı önlem alınması için çalışma izin verdi.
Kazayı değerlendiren Türk Kılavuz Kaptanları Derneği Başkanı ve Bahçeşehir Üniversitesi Türk Boğazları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Saim Oğuzülgen, “Kaza çok hafif atlatıldı. Şayet geminin karinesi yarılıp yakıtı denize aksaydı bugün İstanbul Boğazı’nda ciddi bir çevre kirliliğinden söz ediyor olacaktık” dedi.
Kaza konusunda kimsenin yapabilecek bir şeyi olmadığını söyleyen Oğuzülgen şöyle konuştu: “Geminin 12 mil civarı sürati var, 20 kilometreye denk gelir. 50 bin tona yakın yükünün olduğunu da düşündüğümüzde bu gücü tutabilecek bir güç o mesafede pek yok. ‘Demir atsa tutardı’ gibi tartışmalar yapılıyor ama bence öyle bir ortamda hiçbir gemi kaptanı o demiri atma cesaretini gösteremez. Çünkü arkasından gelen akıntı var ve demir attığı zaman akıntıyla dönecek, bu kez geminin kıç tarafı sahile çarpacaktı. Gemilerin bu alanlarında makine dairesinin, yakıt tanklarının olduğu daha boş alanlar vardır. Bu daha büyük komplikasyonlara yol açabilirdi.”
YALIYA çarpan Malta bandıralı ‘Vitaspirit’ yük gemisinin sahibi görünen Yunan şirketi ‘Vita Management’ şirketi kaza için üzüntüsünü dile getirdi. Açıklamada geminin ana makinesindeki sorun üzerine rotasından çıktığı belirtilirken yardımları için Türk makamlarına teşekkür edildi.
KAZA, KAZIĞI ORTAYA ÇIKARDI
FATİH Sultan Mehmet Köprüsü’nün altından geçerken kuru yük gemisinin tarihi Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’na çarpma görüntüleri yayınlanınca, CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclis üyeleri, yalıya komşu Lacivert ve Uskumru balık restoranlarının kazık çakarak denize doğru büyütüldüğünü tespit etti.
Hüseyin Sağ, Nadir Ataman ve Deniz Erzincan, İBB’ye bağlı Boğaziçi İmar Müdürlüğü ile İstanbul 6 Numaralı Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne kaçak büyümeyi ihbar ettiler.
CHP’li üyeler, suç duyurusunda şu soruları yöneltti: “Söz konusu taşınmaz ve alanlarda Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü’ne müracaat edilmesi gerekmektedir. Taşınmazlarla ilgili müdürlüğünüz ve diğer kurumlar tarafından izinlere aykırı yapılaşmaya karşı işlem yapılmış mıdır? Yapıldıysa savcılığa suç duyurusunda bulunulmuş mudur?” (Fatma AKSU / İSTANBUL)
Tarihçi ve seyahat seyahat yazarı Saffet Emre Tonguç ise 'insanın içi acıyor' diyerek feci kazayı şöyle yorumlamıştı:
Tonguç, Malta bayraklı geminin çarptığı Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'na ilişkin yaptığı açıklamada, Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı'nın Boğaz'ın en güzel yalılarından birisi olduğunu ifade ederek, yalının böyle bir kazaya kurban gitmesinden dolayı üzüntü duyduğunu dile getirdi.
Yalıya ismini veren Hekimbaşı Salih Efendi'nin, Osmanlı Devleti'nde açılan ilk tıp okulundan mezun, üç sultanın doktorluğunu yapmış çok önemli bir isim olduğunu anlatan Tonguç, "Bunların içinde 2. Mahmud ve 1. Abdülhamid de var.
Salih Efendi, Sultan 1. Abdülmecid 1861 yılında tüberkülozdan öldüğünde saray başhekimiymiş" bilgisini verdi.
Saffet Emre Tonguç, yalının bahçesinde yetiştirilen bir gül olduğunu ve bu gül türünün 'Hekimbaşı gülü' diye anıldığını anlattı.
Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı 'Binbir Gece'de dizisinde ve son olarak Ferzan Özpetek'in İstanbul Kırmızısı filminde kullanıldı.