Hürriyet yazarı Ahmet Hakan, 2019'un 'en'lerini seçti... Tabii ki hem Rusya’yı hem Amerika’yı masaya oturtması bakımından BA-RIŞ PINARI HAREKÂTI... Tabii ki SELÇUK BAYRAKTAR... Savunma sanayisinde devrim gibi atılım yapmamıza neden oldu ve ismi üzerinde tam bir mutabakat sağladı. Tabii ki KADIN CİNAYETLERİ... En munis, en hümanist, en barışçı, en seve-cen, en karınca incitmez insanlarımıza bile “İdam isteriz idam” dedirterek delirtti. Tabii ki 5.8’LİK DEPREM... İstanbul şöyle bir sarsılınca... Hepimiz hatırladık depremi... Ama sonra? Tabii ki attık unutma bahçesine. Tabii ki GEREKİRSE İNCİRLİK’İ KAPATIRIZ çıkışıdır... Bu zamana kadar dile getirilmesi teklif dahi edilemeyen bu çıkışı Cumhurbaşkanı Erdoğan yaptı. Tabii ki TRUMP... Dost mudur düşman mıdır, yararlı mıdır zararlı mıdır, melek midir şeytan mıdır? Bir bilemedik valla! Tabii ki seçimin iptalinden sonra yaptığı konuşma sırasında Ekrem İmamoğlu’nun CEKET ÇIKARMASI. Tabii ki BURHAN KUZU... Sinirlerini hoplattıkları tarafından bile belirli bir sempatiyle karşılanıyor ki... Az şey değildir bu! Tabii ki BEREN SAAT-KENAN DOĞULU ÇİFTİ... O kadar ki... Türkiye’nin yarısı ayrıldıklarını sanıyor, yarısı da barıştıklarını... Tabii ki SUUDİ KONSOLOSLUĞU... “Testere” diye bir dizi süper kanlı film var. O filmlerdeki mekânlar bile Suudi Konsolosluğu’nun yanında tatil yeri gibi kalır. Üç gün adından söz edilmese... “Hayrola? Bir şeyi mi var? Başına bir şey mi geldi?” falan diye düşünüyoruz. O derece yani. Tabii ki DAVUTOĞLU-BABACAN İKİLİSİ... 17 yıldır AK Parti’nin kaybetmesini bekleyenlere bir yıl boyunca acayip hayaller kurdurmayı başardılar. Tabii ki GRETA... Önce “Ne şirin çocuk... Ne güzel işler yapıyor” falan dendi ama sonunda arkasındaki süper güçler biraz fazla belirince işin tadı kaçtı. Adam bir tür soğuktan gelen casus gibi... Dostluğuna sığındığımız anda üşüyoruz. Tabii ki DİLBERAY... Çilekeş bir hayatın en dobra yansımasıydı o... Orada bir yerlerde olması hepimizin içini ısıtıyordu. Tabii ki SURİYELİLER... “Siyasi tartışmalarda en fazla kullandığımız kelime hangisi oldu?” sorusunun tek kelimelik cevabı vardır: Suriyeliler! Tabii ki KILIÇDAROĞLU’NA SALDIRI... Şehit cenazesinde yaşanan linç girişimi, toplumsal bütünlüğümüze esaslı darbe vurma potansiyeli taşıyordu hafazanallah! Tabii ki TARIK AKAN, MÜNİR ÖZKUL VE DİĞERLERİ... Kısacası eski Türkiye’nin hepimizi birleştiren değerlerini bu yıl da çok ama çok özledik. Tabii ki RESTORASYON... Kelimeyi duyar duymaz... “Eyvah” dedik... “Tehlike geliyorum diyor” dedik... “Tarihi ağlatacaklar” dedik... Dedik de dedik yani. Tabii ki HAYVAN DOSTLARIMIZ... Bu yıl da... Bol bol zulüm gördü-ler, bol bol tekmelendiler, bol bol zehirlendiler, bol bol sahipsiz kaldılar. Tabii ki TÜRK POPU... Rap adı verilen devasa silindir öyle bir ezip geçti ki üzerinden... Hande Yener bile neredeyse vefat ilanı verecekti. Tabii ki FATİH TERİM... Başarısıyla olay, başarısızlığıyla olay, konuşmasıyla olay, suskunluğuyla olay, açık konuşmasıyla olay, imasıyla olay... Adam olay yani... Tabii ki CAN YAMAN... Bir kariyer planı bu kadar mı kötü yapılır? Bir çıkış bu kadar mı hızlı inişe geçer? Bir çuval incir bu kadar mı berbat edilir? Falan... Tabii ki VENEZUELA DARBESİ... Amerikan destekli darbelerin yüz karası... Sekiz kere denediler, yine de başaramadılar. Tabii ki CANAN KARATAY... “Artık söyleyecek pek bir şeyi kalmadı” diyorduk ki... Tavuk döner çıkışıyla yine gündeme geldi. Hız kesmedi, kesmiyor, kesmeyecek. Tabii ki İSMET PAŞA... Önceki yıllarda gün geçmiyordu ki bir vesileyle İsmet Paşa’nın üstüne gidilmesin. Bu yıl biraz da olsa Paşa’nın rahat bırakıldığı bir yıl oldu. Tabii ki MANSUR YAVAŞ... Yılın sonuna doğru Sinan Aygün bombasına maruz kalmasaydı... Daha da yılın en işine bakanı olacaktı ama neyse artık. Büyük ölçüde penceresiz, genellikle izbe, biraz dar, hep alt katta ve gizli kalsın temennisiyle gidilen mekânlar... Bütün ünlüler bir yıl boyunca buralardaydı. Tabii ki THE IRISHMAN... Televizyonda gösterildiği ve üç buçuk saat olduğu için... Çay koy-duk, telefona baktık, ertesi güne bıraktık falan... Tabii ki AZİZ SANCAR HOCA... En Kemalistimizden en muhafa-zakârımıza hepimizin önünde ceket iliklediği nadide bir şahsiyet oldu yıl boyunca... Tabii ki NOTRE DAME’IN KAMBURU... Paris’te o kilise yanmasaydı asla gündeme gelmeyecek olan o enfes klasik, talihsiz yangın nedeniyle popüler oldu. Tabii ki SOĞUK... Bakmayın bugünlerde havaların buz gibi olmasına... Aralığın üçüncü haftasında bile paltolarımıza elimizi sürmeye gerek duymadık. Tabii ki yine yeni yeniden CÜBBELİ... “Sahabe-i Kiram da en iyi deveye binerdi” falan türü açıklamalarıyla bu sene de kulaklarının bol bol çınlamasına yol açtı. Tabii KEDİM SEKTER... 2019 yılı boyunca... Sürekli uyudu, şuradan şuraya hareket etmedi, en ilginç olaylara bile kafasını çevirip bakmadı, miskinlikte zirve yaptı.