Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Başkanlık ve yarı başkanlık sistemi benim siyasette arzumdur. Olmasını isterim, arzu ederim'' dedi. Kendisi için ideal olanın Amerikan modeli olduğunu söyleyen Erdoğan, Türkiye'nin bunu başarması halinde, ciddi bir sıçrama yapacağına inandığını bildirdi.Başbakan Erdoğan atv'de yayımlanan ''Ankara'da Sabah'' adlı programda Sabah Gazetesi'nin Ankara temsilcisi Muharrem Sarıkaya ile
Haber Müdürü Okan MüderrisoÄŸlu'nun sorularını yanıtladı.    CÄ°DDÄ° SIÇRAMA ErdoÄŸan, bir soruyu yanıtlarken, baÅŸkanlık ve yarı baÅŸkanlık sisteminin siyasette arzusu olduÄŸunu belirterek şöyle konuÅŸtu:''Tabii bunun için de ülkedeki tüm kurumların halkla bütünleÅŸerek bir konsensüsün saÄŸlanması ÅŸarttır. Bu konsensüs saÄŸlanmadan bu geçiÅŸ de saÄŸlıklı olmaz. Ama bunu baÅŸardığımız anda ben Türkiye'nin ciddi bir sıçrama yapacağına inanıyorum'' dedi.    ErdoÄŸan, ''BaÅŸkanlık mı yarı baÅŸkanlık mı?'' sorusu üzerine, ''Her ikisinde de aynı ÅŸeyi düşünüyorum. Benim için tabii ideal olanı Amerikan modelidir'' dedi.    Amerikan modelinde yasama ile yürütme arasındaki müdahalelerin ortadan kalktığını anlatan ErdoÄŸan, ''Yani bir milletvekili eÄŸer bakan olduysa, milletvekilliÄŸini bırakıyor sadece bakan oluyor. Kaldı ki, dışarıdan da siz oraya bakan rahatlıkla atayabiliyorsunuz'' dedi.    MÄ°LLETVEKÄ°LLERÄ°NÄ°N YANILGISI Türkiye'deki sıkıntının buradan kaynaklandığını, her milletvekilinin seçildiÄŸi bölgedeki insanlara ''adama iÅŸ'' mantığıyla iÅŸ buldukça oy alacağını zannettiÄŸini ifade eden ErdoÄŸan, şöyle devam etti:    ''Aslında böyle bir mantık yok, böyle bir anlayış yok. Bunların hepsi yüktür, bunların hepsi aslında ülke ekonomisini çökerten nedenlerin bana göre en önemlilerinden bir tanesidir. Bugüne kadar eÄŸer bu kadrolar ÅŸiÅŸmiÅŸse, netice alınamamışsa bunun altında hep bu gerçekler yatmaktadır. Ama bu olmadığı zaman yürütmede olanların böyle bir sorumluluÄŸu olmayacaktır. SorumluluÄŸu olmayacağı için de yasamadan gelen insanlara haklı taleplerinde 'evet' diyecektir, ama haksız taleplerinde de rahatlıkla bunu reddedecektir.''    ErdoÄŸan, ''BaÅŸbakanlık görevini üstleneli bir ay oldu, toplum sizin sanki çok daha uzun süredir bu görevde olduÄŸunuz algılaması içinde. Sizde de bu algılama var mı?'' sorusu üzerine, ''Şüphesiz bir toplumla herÅŸeyi müşterek algılamak durumundayız. Fakat bu müşterek algılama bunu çözmüyor. Aslolan bir defa makamlar, o makamlarda oturanların oradaki uygulamalarıyla deÄŸer kazanır, yoksa bu makamlarınhepsi gelip geçicidir. Nitekim eÄŸer makamların kendilerine bir ÅŸey kazandıracağını bekleyenler, umanlar olmuÅŸsa, geçmiÅŸte olduÄŸu gibi onlar makamlarla birlikte gelip gitmiÅŸ olurlar'' dedi.     ''SÄ°YASET KÄ°N GÃœTMEZ, KÄ°N KABUL ETMEZ''         ''Siyasi çizginizde zaman zaman kırıklık yaratılmaya çalışıldı. Geriye dönüp baktığınızda o yolu nasıl deÄŸerlendiriyorsunuz?'' sorusuna karşılık ErdoÄŸan, hiçbir zaman halkına, devletine kırgın olmadığını her zaman söylediÄŸini hatırlattı. ErdoÄŸan, ÅŸunları kaydetti:    ''Siyaset kin gütmez, kin kabul etmez. EÄŸer siz siyaseti kinle, intikam hırsıyla taşımaya, götürmeye çalışırsanız o zaman zaten baÅŸarılı olamazsınız. Onun için geçmiÅŸi her zaman unutmak ve geleceÄŸe güvenle bakmak durumundasınız. Benim ÅŸu anda bir baÅŸbakan olarak görevim, dün bu tür davranışlar içinde olanlara karşı herhangi bir kingütmek deÄŸil, tam aksine bu organizeyi, bu barışı saÄŸlamak suretiyle bu çalışmayı sürdürmek durumundayız. Çünkü devlet yönetiyoruz.''     ''MEDYANIN SÃœREKLÄ° ALKIÅžLAMASINI Ä°STEMEDÄ°M''     ErdoÄŸan, geçen haftaki grup toplantısında medyayı herhangi bir ayrım yapmadan eleÅŸtirdiÄŸi hatırlatılarak, ''Medya sizce hep alkışlamalı mıdır?'' sorusu üzerine, ''Ben hiçbir zaman medyanın bizi sürekli alkışlamasını istemedim'' dedi.    Medyanın haklı, doÄŸru tespitlerini yapması ve ikazlarını sürdürmesi gerektiÄŸini belirten ErdoÄŸan, medyanın bunun yanı sıra o özgürlüğünü de bir sorumluluk bilinci içinde sürdürmesi gerektiÄŸini vurguladı. ErdoÄŸan, ''Fakat özgürlük hiçbir zaman bir baÅŸkasının özgürlük alanını iÅŸgal etmek de deÄŸildir. Özgürlük aynı zamanda bir sorumluluktur. Ben bunu iÅŸliyorum ve diyorum ki, yani bir hükümet hakkında veya bir BaÅŸbakan hakkında, CumhurbaÅŸkanı, Genelkurmay, bir kurum veya vatandaÅŸ hakkında bir ÅŸeyler ortaya konulurken bunların bir belgeye, bir bilgiye dayalı olması lazım'' dedi.    "ASPARAGAS BÄ°ZÄ° ÃœZÃœYOR"Irak olayında medyanın ulusal birliÄŸi koruyucu bir tavır içinde olmasını sürekli ikaz ettiklerini hatırlatan ErdoÄŸan, ''Niye? Burada kaybedersek, ülke olarak, millet olarak, devlet olarak kaybediyoruz'' diye konuÅŸtu. ErdoÄŸan, Ä°ngiltere, Amerika gibi Batı ülkelerinin medyalarında kendi yönetimleriyle, Türkiye'deki gibi bir çatışma bulunmadığına dikkati çekti. ErdoÄŸan, ''Olmayan ÅŸeylerin varmış gibi gösterilmesi, asparagas haberlerin ortaya konulması maalesef bizleri üzüyor'' dedi.     KADROLAÅžMA ELEÅžTÄ°RÄ°LERÄ°Â Â Â Â KadrolaÅŸma iddialarına iliÅŸkin soruyu da yanıtlayan ErdoÄŸan, üst bürokrasinin siyasi yönetimlerle gelip siyasi yönetimlerle gitmesi gerektiÄŸini söyledi. ''Bizim cumhuriyet hükümetimiz, bir bürokratik cumhuriyet deÄŸildir, bir demokratik cumhuriyettir'' diyen ErdoÄŸan, ''Bu demokratik cumhuriyette, hükümetler seçimle gelir, seçimle gider.GelmiÅŸtir ve seçimle de gidecektir. Seçimle gelip, seçimle gidecek olan bu hükümet, şüphesiz ki yanında bürokrasiyi yönlendirecek ekibiyle de bulunması gerekir. Bu ÅŸekilde üst bürokrasinin yönlendirilmesi lazım'' dedi.    Bugüne kadar gazetelerde bu konuda yazılıp çizilenlerin büyük kısmının gerçekle ilgisi bulunmadığını bildiren ErdoÄŸan, şöyle devam etti:    LÄ°YAKATLÄ° ÃœST BÃœROKRASÄ°''Böyle bir kadrolaÅŸma, alt bürokrasiyi böyle bir ÅŸekilde deÄŸiÅŸtirme falan bunlar yoktur. Fakat, takdir edersiniz ki, bundan önceki siyasi iktidar, eÄŸer adeta sandığa gömüldüyse bunun bir nedeni vardır. Onların paylaÅŸmış olduÄŸu üst bürokrasideki partizanca veya ideolojik yaklaşımlar neticesinde bir batış sözkonusu olmuÅŸtur, ülke yönetilememiÅŸtir'' dedi.    ErdoÄŸan, ''vücut dilini anlayan, söylemlerini kavrayan'' dürüst, ilkeli, ehliyetli ve liyakatli bir kadronun üst bürokraside bulunması gerektiÄŸini vurgulayarak, ''Bu adımlar atılırken, asla görevinde baÅŸarılı, sevilen, orada bu iÅŸi hakikaten halkıyla bütünleÅŸerek çözmüş olan hiç bir bürokrata bizim hiçbir bakanlığımızda onu oradan alıp baÅŸka bir yere götürmek diye bir ÅŸey sözkonusu deÄŸildir'' dedi.FAÄ°Z DIÅžI FAZLATürkiye'nin ne zaman düzlüğe çıkacağına yönelik bir soru üzerine ErdoÄŸan, Türkiye'nin ÅŸu anda bir büyüme trendine girdiÄŸine inandığını söyledi.    Faiz dışı fazlada iyi bir noktaya gelindiÄŸini, büyümede hedefleri yakalayacaklarını kaydeden ErdoÄŸan, bu konuda kendilerine güvendiklerini ifade etti.   Niyet mektubunun oybirliÄŸi ile imzalandığına iÅŸaret eden ErdoÄŸan, Türkiye'nin bugüne kadar çok ağır borçlandığını, bugün iyi bir noktada olduklarını, daha iyi bir noktaya geleceklerine inandığını kaydetti.    ErdoÄŸan, kaynak arayışları çerçevesinde, orman arazileri konusunda yaptıkları çalışmalara göre, 5 milyar metrekarelik alanın iÅŸgal altında olması nedeniyle orman arazisi özelliÄŸini kaybettiÄŸini anlattı. ErdoÄŸan, bu alanın üzerinde 400 bin konut veya baÅŸka binaların bulunduÄŸunu belirterek, orman özelliÄŸinden çıkmış bu alanın Hazine'ye gelir kaydetmeleri gerektiÄŸini söyledi. ErdoÄŸan, ''Bunları yıkamayacağımıza göre, yeniden orman yapamayacağımıza göre, meÅŸru mal mülk sahibi olan vatandaÅŸlarımıza haksızlık olmaması lazım. 'Burayı iÅŸgal ettiysen bedelini öde' dememiz lazım. Çıkaracağımız yasayla, bunlardan bu bedeli tahsis ediyoruz'' diye konuÅŸtu.     ''BÄ°Z HALA DÜŞÜNÃœYORUZ''       ErdoÄŸan, sözlerini şöyle sürdürdü:    ''Yeni dönemin bir farklı anlayışı oluÅŸacak. Nedir? ÖzelleÅŸtirme. Bazıları, ''özelleÅŸtirmeyle peÅŸkeÅŸ çekiyorsunuz' diyor. Neyi peÅŸkeÅŸ çekiyoruz? Åžu anda TaÅŸ Kömürü iÅŸletmelerini devlet her yıl 300-350 trilyon sübvanse ediyor. Bu kaynağı niye aktaralım? Bu kaynağı aktarmak da öbür vatandaşın hakkı deÄŸil mi? Onun hakkını alıyorsun, orada çalışanlara aktarıyorsun. Verimsiz çalışan bir iÅŸletme, teknolojisi geri. Çalışan insanları politik düşüncelere, çalıştırıyoruz.    KOMÃœNÄ°ST BLOK ÖZELLEÅžTÄ°RME ATAÄžINDAÖnümüzde deneyimler var. Komünist bloÄŸun halini gördük. Åžu anda onlar korkunç bir özelleÅŸtirmeyle atak halindeler. Biz hala düşünüyoruz, yapalım mı yapmayalım mı diye. Bu iÅŸi özel sektöre bırakılım. Özel sektör bu iÅŸin acısını hisseder, eli taşın altındadır. Devlette bu iÅŸi yönetenler, maalesef bu iÅŸin acısını duymuyor, 'ay sonunda maşımı alacağım' diyor, öbürü 'ay sonunda maaÅŸ ödeyeceÄŸim' diyor.''       ÖzelleÅŸtirmede, yargı kararıyla yeniden devletleÅŸtirilmelerin nasıl aşılacağının sorulmasına karşılık ErdoÄŸan, ''Bizim bütün derdimiz bu hızlı özelleÅŸtirmeyi gerçekleÅŸtirebilmek'' dedi.     Adımlarını, kurallar içerisinde atmanın gayreti içinde olduklarını, o kuralların dışına çıkarak yapamayacaklarını ifade eden ErdoÄŸan, Danıştay'ın bir yerde hükümetin de danışmanı konumunda olduÄŸunu dile getirdi. ÇALIÅžANA ENFLASYONUNUN ÃœSTÃœNDE GELÄ°R''Yanı başımızdaki geliÅŸen olay, bizi çok daha korkunç bir felakete ekonomik noktada taşıyabilirdi'' diyen ErdoÄŸan, bu riskten kurtulabilmek için böyle bir adımı atmalarının ÅŸart olduÄŸunu vurguladı. ErdoÄŸan, şöyle devam etti:    ''Åžu anda bir kereye mahsus verdikleri ek vergiler için, yarın için 'iyi ki bunu vermiÅŸiz, bunun karşılığını çok daha fazlasıyla aldık' denilecektir. Attığımız adımlarda, faiz yükünü azaltınca halkımıza yansıyan yanı artık düşük olacaktır. Halkımız bunun bedelini ödememeye baÅŸlayacak. İşçimizin, memurumuzun özlük haklarında ideale doÄŸru gitmeyi hedefliyoruz. En azından enflasyonun üzerinde şöyle bir 2 puan filan yakalamayı hedefliyoruz.''"TÃœRKÄ°YE IRAK'IN YENÄ°DEN YAPILANMASINDA ROL ALACAK" ''Irak'ta bundan sonra nasıl yeniden yapılanma olacak? Özellikle Kuzey Irak'ta Türkiye'nin kırmızı çizgeleri ihlal edildi mi? New York Times Gazetesi'nde Türkiye'nin masaya oturma ÅŸansını kaybettiÄŸi deÄŸerlendirmeleri var?'' sorusunu yanıtlarken BaÅŸbakan ÅŸunları kaydetti:    ''ABD basınındaki bu tür yorumlar, hem ABD'lileri hem bizi ÅŸaşırtıyor. Nedense böyle çok garip yorumlar çıkıyor, anlayamıyorum.    Resmi talepler de var. Bu kırmızı çizgilerle ilgili olarak ÅŸu ana kadar ciddi bir olumsuzluk yok. Irak'ın gerek siyasi yapılanmasında gerek fiziki yapılanmasında inanıyorum ki Türkiye rol alacaktır. Olaya reel olarak baktığımızda, kendilerinin çıkarını da düşündüğümüzde, inanıyorum ki Türkiye'den yapacakları bu tür alımlar onlar için çok daha faydalı olacaktır. Ä°nÅŸaat malzemelerinin temininden tutunuz da buradaki taÅŸeron hizmetlere varıncaya kadar bunlar onlarla mukayese edilmeyecek derecede daha ucuz.''    ''Ekonomide tamam ama siyasi yapılanmada talep geldi mi?'' sorusuna ErdoÄŸan, siyasi yapılanmada da bu tür taleplerin gelmeye baÅŸladığını belirterek, ''Biz de buna olumlu bakıyoruz. Åžu anda gerek DışiÅŸlerimiz gerek Genelkurmay bu çalışmaları deÄŸerlendiriyor'' dedi.    VASIFLI ELEMAN TALEBÄ°''Teklif, sadece askeri destek mi yoksa Irak'ın yeniden yapılanmasını saÄŸlayacak modernizasyonun içinde bulunmak mı?'' sorusu üzerine ErdoÄŸan, sadece asker talebi olmadığını, fiziki yapılanmaya yönelik vasıflı eleman talebi de olduÄŸunu söyledi.     ErdoÄŸan, Hayfa-Kerkük hattından söz edildiÄŸinin hatırlatılması üzerine, bunu ÅŸu anda ciddi bir ÅŸey olarak görmediÄŸini ve görmek de istemediÄŸini ifade ederek, bunun çok ciddi çaÄŸrışımlar yapabileceÄŸini ve ABD'yi de sıkıntıya düşürebileceÄŸini söyledi.    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, AB'nin ve BirleÅŸmiÅŸ Milletler'in, Irak'la ilgiliTürkiye'den ciddi anlamda gıda alımı olacağını söyledi.     KIBRIS SORUNU     BaÅŸbakan ErdoÄŸan, Kıbrıs sorunu ile ilgili bir soru üzerine, iÅŸin başından beri 'çözümsüzlük çözüm deÄŸildir' dediÄŸini ifade ederek, ''Bugün de aynı ÅŸeyi söylüyorum. Ben hiçbir zaman KKTC CumhurbaÅŸkanı Rauf DenktaÅŸ'ın ÅŸahsına yönelik atıfta bulunmadım'' dedi.    Politika ve üslup noktasında sorumluluk taşıyanın sadece DenktaÅŸ olmadığını Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin de sorumluluk taşıdığını kaydeden ErdoÄŸan, şöyle devam etti:    ''AB ziyaretleri çerçevesinde yaptığımız görüşmelerde, Kopenhag kriterleri içerisinde Kıbrıs diye bir olayın olmadığını söyledik. 'Niçin siz hep önümüze Kıbrıs'ı sürüyorsunuz ve niçin hep Kuzey'i konuÅŸuyorsunuz da Güney'i konuÅŸmuyorsunuz' dedik. Burada Kuzey ne kadar özverili olacaksa Güney de o kadar özverili olmalı ki ortak noktada buluÅŸalım. EÄŸer bu saÄŸlanamazsa bunu da çözmek mümkün olmayacaktır. Bizim burada bir önceliÄŸimiz var, bu öncelik Türkiye'nin garantörlüğüdür, Kuzey Kıbrıs'ın buradaki egemenlik haklarıdır, göçmenler konusunun çözümüdür. Burada ısrarla Rumlar'ın Kuzey'e göçü isteniyor. Böyle bir ÅŸeyi çözeceÄŸiniz zaman öncelikli olarak bu iÅŸten baÅŸlarsanız yolu tıkamış olursunuz. Orada barış adına bu sefer siz yeniden savaşı körüklersiniz.''     AB FOTOÄžRAFI     Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin AB fotoÄŸrafında yer almasını önemsemediklerini belirten ErdoÄŸan, ''Bence bu konuda çok ciddi bir yanlış yapıldı. Onlar, o aile fotoÄŸrafını yarın kendileri için bir yüzkarası olarak görecekler. Çünkü, AB müktesebatı içerisinde sorunlarını halletmemiÅŸ bir ülke AB'ye alınamaz. Bu durum onları yarın huzursuz edecek ve onlar da bu yanlışlarını anlayacaklar, ama bunu anlamak yetmiyor. Asıl önemli olan geri adım atmaktır. Atarlar mı atmazlar mı bunu zaman gösterecek'' diye konuÅŸtu.    Kıbrıs sorunu konusunda bugüne kadar yapılan görüşmeler hakkında da bilgi veren ErdoÄŸan, sorunun çözümü konusunda müzakereye açık olan sürecin devamını istediklerini belirterek, ''Hiç bir zaman müzakeredenkaçan bir taraf olmamalıyız. Sonuna kadar müzakereden yana olduÄŸumuzu ortaya koymalıyız'' dedi.         ''MÄ°LLÄ° GÖRÜŞ GENELGESÄ°''    BaÅŸbakan ErdoÄŸan, ''DışiÅŸleri Bakanı Abdullah Gül'ün yayınladığı, büyükelçiliklerin Milli Görüş teÅŸkilatlarına itibar etmesine iliÅŸkin genelge söz konusu... Bunda geçmiÅŸe dönük beklenti var mı yoksa, onları kucaklama çabası mı söz konusu?'' sorusunu şöyle yanıtladı:    ''Bugün yurtdışındaki tüm işçilerimiz çeÅŸitli vakıfların çatısı altında hizmet götürüyorlar. Onlar büyükelçilerimizin eli ayağı durumundadırlar, eÄŸer saÄŸlıklı çalışırlarsa. Ama bunlar saÄŸlıklı çalışamıyorsa, o zaman orada siz ülke itibariyle zayıf durumdasınız. Åžimdi biz bu avantajımızı ne yazık ki bugüne kadar kullanamadık. Teröre bulaÅŸmadıktan sonra, bir fiili eylemin içerisinde olmadıktan sonra, ülke hassasiyetlerini koruyan derneklerle, vakıflarla niçin bizim büyükelçiliklerimiz iletiÅŸim içinde olmasın?    "TERÖRE BULAÅžMAMIÅž DERNEKLER"Ä°letiÅŸim içinde olacak ki oradaki Türk toplumunu kucaklasın ve onlarla beraber sürekli hareket halinde olarak hatta oradaki belki de idare yapılara onların da nüfuz etmesini saÄŸlasın. Onlar oradaki merkezi ve yerel yönetimlere girmeli, bu faaliyetleri sürdürebilmesi için o cemiyetlerle irtibat halinde olmalı. Ama büyükelçiliklerimiz bize 'Maalesef biz bu dernekleri bir araya getiremiyoruz' diye dert yanıyorlar. Niye iÅŸte bu tür sıkıntılar nedeniyle. Bunları bir araya getirip ülkemizin de oradaki vatandaÅŸların menfaatine olan adımları atmamızı büyükelçiliklerimiz saÄŸlayabilir ve böylece de biz oraların parlamentolarına girme imkanı yakalarız. Buna yönelik iyi niyetli adımlardır, ama bunu farklı istikametlere çekmek sorumlu gazetecilik anlayışından uzak yaklaşımlardır.''    Bir baÅŸka soruyu yanıtlarken ErdoÄŸan, genelgede herhangi bir dernek veya vakıf ismi verilmediÄŸini, ''teröre bulaÅŸmamış tüm dernekler'' denildiÄŸini söyledi. Â
button