Güncelleme Tarihi:
İSTEYENİN lisans almaya gerek olmadan çatısına güneş paneli veya arsasına rüzgar türbini kurup, elektrik üretmesine ve tükettiğinden fazlasını da sisteme satmasına olanak tanıyan düzenleme ilk meyvelerini veriyor. Bursa’ya bağlı Gürsu Belediyesi’ne ait 96 kW’lık güneş enerjisi projesi, bağlı bulunduğu dağıtım şirketine ürettiği elektrik satarak, Türkiye’nin ilk lisanssız faturasını aldı. Uygulamanın yaygınlaşmasıyla beraber, ürettiği elektrikten para kazananların sayısı artacak.
Enerjiyi paraya çevirmenin yol haritası
NASIL BİR SİSTEM
Türkiye’de ilk defa bir proje, güneş enerjisinden ürettiği elektriği şebekeye vererek, karşılığında ödeme tahsis etti. Gürsu Belediyesi’ne ait söz konusu projenin mimarı olan Merk Solar Enerji’nin Genel Müdürü Ömer Karahan, şunları anlattı: “Fotovoltaik sistem şebekeye bağlanmadan önce ilgili kurumlarca sahada testinin ve kabulünün yapılması gerekiyor. Kabulle birlikte devreye alınan sistem enerji üretmeye başlıyor ve saatlik bazda şebeke ile mahsuplaşıyor. Ay sonunda, sistem sahibi olan tüketicinin ay boyunca ürettiği ve tükettiği enerjinin mahsup edilmesiyle beraber fatura hazırlanıyor. Eğer sistemin kurulduğu tesis daha fazla tüketim yaptıysa, güneş enerji sisteminin ürettiği enerji sayesinde fatura bedeli azalıyor. Ancak, güneş enerji sistemi tesisin tüketiminden daha fazla enerji üreterek, fazlasını şebekeye verdiyse, kilovatsaati (kWh) 13.3 Dolar sent üzerinden değerlenerek ilgili dağıtım şirketine fatura ediliyor.”
ARTI DEĞİL EKSİ
Karahan’a “Dağıtım şirketlerinin vatandaşa gönderdiği elektrik faturalarından başlıca farkları neler” sorusunu yönelttiğimizde, şu yanıtı verdi: “Bu faturanın başlıca farkı, dağıtım şirketinin (UEDAŞ) lisanssız üretim yapan tüketiciye (Gürsu Belediyesi) kestiği faturada ‘İlave Tüketim’ kolonunda gözüken (-) değer. Bu (-) değer tüketicinin güneş enerji sisteminden üreterek şebekeye verdiği enerji miktarını gösteriyor. Bu miktar toplam tüketimden düşüldükten sonra, fatura geriye kalan tüketim miktarı için tüketicinin normal tarifesi üzerinden oluşturuluyor. Bu proje sayesinde yılda yaklaşık 140 bin kilovat saat (kWh) enerji üretiliyor. Bu da yaklaşık olarak 60 evin enerji ihtiyacına denk geliyor.”
Müşteri kaybetme korkusu yaşanıyor
YENİ Elektrik Piyasası Kanunu ile beraber 500 kW’lık üst sınırın 1 MW’a çıkartıldığını belirten Karahan, şunu söyledi: “Dağıtım şirketlerinin tutumları farklı yönlerde gelişiyor. Bazıları bu fırsatı kendilerine yatırım olarak bile kullanabilirken, bazıları müşteri kaybetme kaygısıyla olumsuz yönde yaklaşıyor. Orta vadede sistemlerin artması ve şebekeye enerji vermeye başlamalarıyla beraber dağıtım şirketlerinin bu konuya daha sıcak bakacağı kanısındayım. Ancak kısa vadede sektörün daha fazla problem yaşamaması adına, tüm süreç boyunca kontrolün TEDAŞ gibi kamu kurumlarında kalmaya devam etmesi gerekiyor.”
Etik tartışma
BU sistemleri ticari olarak satmaya başlayan dağıtım şirketleri görmeye başladıklarını da dile getiren Karahan, “Kendi bölgesinde elektrik dağıtımı üzerine faaliyet gösteren bir yapının bu durumdan faydalanması etik ve hukuki kurallar çerçevesinde birçok platformda tartışılıyor. Atılması gereken adımların başında dağıtım şirketlerinin bu tarz ticari faaliyetlerden uzak tutulması geliyor. Aksi takdirde monopol düzende oluşan bir piyasa ile karşı karşıya kalabiliriz” diye konuştu.
Proje nasıl işliyor?
* Projede iki adet sistem bulunuyor. İlk proje 96 kW gücündeki sistem, diğeri ise Belediye Binası’nın önünde bulunan ve çift eksende güneş takip sistemine (tracker) sahip olan 7 kW gücündeki sistem
* 96 kW’lık sistem, üretim ve tüketim yeri ayrı olan ilk uygulama özelliğini de taşıyor.
* Biraz açmak gerekirse; sistemi kurmak için yeteri kadar alanı bulunmayan tüketicilerin aynı dağıtım bölgesi içerisinde kalmak şartıyla farklı bir lokasyona kurulum yapmasına izin veriliyor. 96 kW’lık sistem Belediye Binası’nın aboneliği üzerinden kurulurken, proje mevkisi ile Belediye Binası arasında dört kilometre kadar mesafe bulunuyor. 7 kW’lık sistem ise ürettiği enerjiyi doğrudan Belediye Binası’na veriyor.