Güncelleme Tarihi:
Yalçıntaş, İTO'nun yeni logosunun tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, amblemler ve logoların temsil ettikleri kurumların veya markaların vizyonunu en kısa yoldan ifade etmekte önemli bir misyon üstlendiğini, İTO'nun da yeni misyonu ve yeni logosunda hayat bulduğunu kaydetti.
İTO'nun 1881'de kurulduğunu ve ilk logoyu da bu yılda kullanmaya başladıklarını anımsatan Yalçıntaş, şunları kaydetti:
“O zamanlarda hem imparatorlukta hem de ticaret hayatında Fransızca hakim olduğundan dolayı bir dairenin çevresinde Fransızca, İstanbul Ticaret Odası yazıyordu. Dairenin üst ortasında, sağ üst tarafa doğru bakan bir ay, ayın ortasında ise bir yıldız yer alıyordu. Dairenin merkezinde ise Osmanlı hat sanatının tüm zarafetini taşıyan Dersaadet Ticaret Odası yazısı bulunuyordu. Tabii o tarihte bu logo 6,7 milyon kilometrelik bir alanı temsil eden bir logoydu. Bugün o coğrafyada onlarca devlet yer alıyor. Bugüne kadar kullandığımız modern logomuzu da 1960'larda kullanmaya başlamışız. Ancak yayınlarımızda vurgulamamız 1974 yılından itibaren olmuş. 1988'de eski logomuzun ilk harfi olan 'i'nin sonda yer aldığı görüldü ve logo ters çevrilerek yön değiştirdi. İşte bu haliyle de 21 Ocak 2013 tarihine kadar kullanıldı. Bugün itibariyle de yeni vizyonumuzu, ufkumuzu yansıtan bir logomuz olsun istedik ve bugün itibariyle kullanmaya başlayacağız.”
“Logomuzun temeli, ahilik geleneği”
Yalçıntaş, 1960'lardan bu yana Türkiye'nin ekonomik anlayışı ve Oda'nın vizyonunun değiştiğini ifade ederek, “Bizim bu değişimi logomuza yansıtmamız gerekiyordu. 9 Şubat 2006'da İTO Meclisi logo değişimi kararı aldı. Bu amaçla bir yarışma açtık. Ne yazık ki, birinciliğe layık bir logo bulamadık. Bunun üzerine bazı ajanslardan ön çalışma talep ettik. Nihayetinde Bülent Erkmen çalışmaya karar verdik” diye konuştu.
Logonun, bu toprakların büyük bir ticari birikiminin üzerine oturduğunu anlatan Yalçıntaş, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Logomuzda gördüğünüz sekizgen Anadolu Selçuklu devletine aittir. Bu topraklardaki ticaretin geçmişi, Anadolu Selçuklu devrinde kurulan ahilik geleneğine dayanır. Logomuzun temelini, ticaret geleneğimizin temeli olan ahilik geleneğine oturtmak istedik. Logomuzun rengi turkuazdır. Bu renk bu topraklardan çıkıp küreselleşmiş bir renktir. Biz de bu topraklardan, yerelden çıkıp, küreselliğin simgesi olan bu rengi kendi rengimiz, odamızın rengi olarak seçtik. Amblemi oluşturan 8 uç, aslında 8 kavramı da anlatır. Aynı şekilde bu uçların bir merkezde buluşması da farklı düşüncelerin bir sinerji oluşturarak, tek bir hedefe yönelmesini anlatıyor. Burada logo ve amblemimizle ilgili 3 boyutlu bir sunum yaptık. Bu İTO'nun yenilikçiliğine, öncülüğüne, modern teknolojilerle birleşen vizyonuna bir gönderme, üç boyutlu sunum, İTO'nun üç boyutlu hizmetlerinin yansımasıdır. Çünkü, bizim tüm çalışmalarımız, 3 temele dayanıyor. Birincisi, Kanunun bize getirdiği tüm yasal hizmetleri yapan kurum olmamızdır. İkincisi, İTO'nun, tüccarının, Türk sanayicisinin, iş adamının daha ileriye götüren çalışmalara imza atmasıdır. Üçüncü boyutumuz da sosyal sorumluluk projelerimizdir.”
“Gelecek arkadaşlar, İTO'nun sürekliliğine sahip çıkacaktır”
Bir gazetecinin, logonun oluşturulmasındaki maliyete ilişkin soruya Yalçıntaş, “Biz bu çalışmayı BEK tasarım ile yaptık. Bu çalışma yapılması gereken bir çalışmaydı. Bu çalışmayla ilgili harcadığımız he kuruş doğru, gerekli ve israf edilmemiş bir rakam olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
“Geriye dönük olarak okulların logolarında değişiklik olacak mı?” sorusuna Yalçıntaş, “Sanırım olacak, daha bunu yönetim kuruluyla konuşmadık” dedi.
“Yeni yönetim logoyu destekler mi?” sorusuna da Yalçıntaş, “Kurumların en önemli özelliği sürekli olmasıdır. İTO da Türkiye'nin gurur duyduğu kurumlardan biridir. Bu logonun değişim kararı, 2006'da alındı. Bu meclis bir önceki meclisin kararını yerine getirdi. Bundan sonra gelecek arkadaşlarımız da İTO'nun bu sürekliliğine sahip çıkacaktır” yanıtını verdi.