Güncelleme Tarihi:
31 Ocak-13 Şubat tarihleri arasında Türkiye’deki görüşmelerin ardından hazırlanan raporda, birçok güncel konuyla ilgili değerlendirme yer aldı. Varlık fonu da bu konulardan biri oldu. Raporda fonla ilgili, “Türkiye Varlık Fonu gibi kuruluşların kapsamının ve rolünün, azami ölçüde şeffaflıkla birlikte, dikkatli bir şekilde tanımlanması ve izlenmesi gerekmektedir” denildi.
IMF heyetinin raporunda son yıllarda hızla artan kamu özel ortaklıklarına da değinildi. Mali saydamlık ve mali risk yönetimiyle ilgili reformlar yapıldığı, ancak daha fazla iyileştirme gerektiğine dikkat çekilen raporda, şöyle denildi: “Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) faaliyetleri ile birlikte, bunlarla ilgili ve diğer koşullu yükümlülükler hızla yükselmiştir. IMF uzmanları, yetkililerin KÖİ risk yönetimi ve raporlama çerçevesini güçlendirmek adına son dönemde IMF ve Dünya Bankası teknik yardımlarıyla desteklenen önlemlerini memnuniyetle karşılamaktadır. Bu çalışmalara devam edilmesi, mali alanı korumaya ve uzun vadeli borç sürdürülebilirliğini desteklemeye yardım edecektir.”
MALİ ÇIPA ÖNEMLİ
Türkiye’nin güçlü mali çıpasının yıllardır kritik rol oynadığı kaydedilen raporda, ancak KÖİ kapsamında verilen garantilerin bir risk olabileceği belirtildi. Bununla ilgili olarak raporda şu ifadelere yer verildi: “Bununla birlikte ileriye dönük olarak yetkililerin iki baskı unsuruna karşı tedbirli olması gerekmektedir. Bütçede giderek büyüyen katılıklar bağlamında faiz dışı harcamalar ve vergi gelirleri arasında açılan makas ve artan koşullu yükümlülükler nedeniyle mali alanın daralması. Bu durum uzun adeli kalkınma projeleri için verilen garantilerin, en uygulanabilir olarak gözüken projelerle kısıtlanmasını da içerecek şekilde mali ve yarı mali politikaların dikkatlice belirlenmesini gerektirmektedir.”