Güncelleme Tarihi:
BAŞKENT Üniversi-tesi’nin organizasyo-nuyla düzenlenen 1. Uluslararası Bankacılık Kongresi’nin açılışında konuşan Türkiye İş Bankası ve Türkiye Sınai Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkan’ı Ersin Özince, sektör hakkında değerlendirmelerde bulundu. Ticari bankaların konut, baraj, köprü, yol gibi projelere kredi vermesinin sakıncalarına dikkat çeken Özince, “Türkiyede mali sektör yetersiz, ayakları eksiktir. Herkesin ağzında ‘bankalar çok alıyor, çok faiz uyguluyor, bankalar şöyle yapıyor, böyle yapıyor.’ Biz her şeyi bankalardan mı beklemeliyiz? Köprü yapılacak bankalar, ev yapılacak bankalar... Meslek hayatımın onlarca yılı bankaların gayrimenkule kredi vermesinin yasak olduğu dönemde geçti. Niye yasaktı? Çünkü gayrimenkul finansmanı ticari bankalar tarafından yapılmaz. Bunun için yasaktı. Siz bugün Türkiye’de konut kredisini 1 ay mevduata dayanan bankalardan isteyemezsiniz. Dünyada böyle konut finansman modeli yok. Yaparsanız da çökertirsiniz” dedi.
Özince, şöyle devam etti: “Bu gecekondu yapıp da sonradan buna imar, iskan vermeye de benzemez. Finans alanındaki işler sağlıklı, hesap verebilir ve şeffaf yapılmalıdır. Ülkemizde yaşanan krizler vergisini veren namuslu vatandaşlara pahalıya malolmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin bu büyüklüğe gelen ekonomisinin mali sektörünü bundan sonra riske sokmak vergisini ödeyen vatandaşlar için çok daha maliyetli olabilir. Sermaye piyasasının muhakkak güçlendirilmesi gerekir. Gayrimenkul finansmanı kalkınma yatırım bankacılığı gibi ihtisas sahiplerince yapılmalıdır. Yani ticari bankalar, köprüye, baraja da gayrimenkule de kredi vermemelidir. Bunları yatırım ve kalkınma bankaları vermelidir. Şu anda Türkiye’de ticari bankaların hepsi köprüye baraja yönelmiştir. Bu devlet politikalarıyla da makbul bir trend haline geldiği için yapıyoruz ama ayağımızı yorganımıza göre uzatmamak bir tarafta işi layığıyla yapmıyoruz yani bir inşaat yapacağınız zaman doktor çağırır mısınız? Altyapı inşaatı yapacağınız zaman önce kalkınma bankacıyı çağırırsınız.”
BÜYÜMEYE DİKKAT ÇEKTİ
Türkiye Katılım Bankaları Birliği Başkanı ve Albaraka Türk Genel Müdürü Melikşah Utku Türkiye’deki katılım bankalarının 2’sinin kamu, 3’ünün özel sermayeli olduğunu, dünyada aktif büyüklükte Türkiye’nin yedinci sırada olduğunu belirtti. Utku, 3 veya 4. sıraya gelme potansiyeli olduğunu söyledi.
DAHA AZ BORÇLANMALIYIZ
KONUŞMASININ ardından sorularımızı yanıtlayan Ersin Özince, döviz kurundaki yükseliş ile S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu indirmesine ilişkin soruya şöyle yanıt verdi: “Dövizdeki bir arz talep meselesi. Geç kaldık kendimizi dövize endeksli yaşamdan uzaklaştırmaya. Neden her şey döviz üzerinden fiyatlanıyor, her şey dövizle yapılıyor. Türkiye’nin çimentosu, kumuyla, demiriyle yapılanların hiç değilse bir kısmı TL ile satılsın. Çünkü o zaman dövize talep yaratıyoruz. (S&P’nin Türkiye’nin kredi notunu indirmesi) İyi bir şey değil tabii. Ama ben de hal ve gidişten bir iki defa düşük not almıştım. Çok kızmıştım hocalara ama düzeltene kadar da canım çıkmıştı. Biri, ‘Tanımıyorum seni’ demiş Mazhar Osman’a. Demişler ki bu delidir. Mazhar Osman demiş ki ‘Ben deli dersem’ hükmü var. S&P’yi hayatımızdan çıkartmak için daha az borçlanmamız lazım. Allah’ın selameti üzerine olsun dersin, çıkarsın. Ama hem adamın memleketinden kamyon yüküyle para alıp hem de ‘senin rating’cini tanımıyorum’ demek. Mahsus yapmış, deniyor. Yapar, neden yapmasın? O da buradaki paraları batmasın istiyor.”