Merkez Bankası'ndan acı itiraf

Güncelleme Tarihi:

Merkez Bankasından acı itiraf
Oluşturulma Tarihi: Nisan 30, 2008 10:288dk okuma

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, "İki yıldır enflasyon tahminlerini tutturamayan bir Merkez Bankası var. Bu kredibilite sorunu yaşatıyor. Dünya da bunun benzeri örnekleri var. Ancak onların geçmişlerinde büyük başarılar var. Bizim böyle köklü bir başarımız yok. Bu nedenle sorun yaşıyoruz" dedi.

Haberin Devamı

Faiz artırımına hazır olun

Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, 2008 yılı enflasyon tahminin yüzde 9.3 olduğunu açıkladı.

Enflasyonun 2009 yılında orta noktası yüzde 6.7 olmak üzere, yüzde 4.9 ile yüzde 8,5 arasında gerçekleşeceğini belirten Yılmaz, 2010 yılında yüzde 4.9, 2011 yılında yüzde 4 enflasyon beklendiğini bildirdi.

Tüm ekonomik birimlerin beklentilerini enflasyon hedefi değil, enflasyon tahminine göre oluşturmasını isteyen Yılmaz, bu çerçevede kamudaki maaş düzenlemelerinin de tahmine göre yapılması gerektiğini söyledi. Yılmaz, yüzde 4 enflasyon hedefinin revize edilmesi konusunun son Para Politikası Kurulu’nda gündeme geldiğini, ancak henüz bir karar alınmadığını bildirdi.

Yılmaz, yılın ikinci Enflasyon Raporu’nu basın toplantısı ile açıkladı. Gıda, petrol ve diğer emtia fiyatlarındaki gelişmelerin bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de enflasyon üzerinde baskı oluşturduğunu, enflasyon tahminlerinin yukarı yönlü güncellenmesine neden olduğunu kaydeden Yılmaz, “Tahminlerimizdeki sapmalar büyük ölçüde para politikasının kontrolü dışındaki öngörülemeyen gelişmelerle açıklanabilmektedir” dedi.

Haberin Devamı

İLK ÇEYREKTE 3.1 ENFLASYONUN 2.3’Ü GIDADAN

Türkiye’de 2007 yılında yaşanan kuraklık sonrası tarım ürünleri rekoltesinde görülen düşüşün arz yönlü bir şok oluşturduğunu ifade eden Yılmaz, dünyada artan gıda talebi ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artış eğilimi gibi gelişmelerin dış ticaret kanalıyla yurt içi gıda fiyatlarını olumsuz etkilediğini vurguladı. Gıda fiyatlarını etkileyen söz konusu unsurların isleşmiş gıda fiyatları üzerindeki yansımalarının özellikle son dönemde belirgin hale geldiğini kaydeden Yılmaz, “Bu doğrultuda, gıda fiyatları hızla yükselmeye devam etmiş, 2008 yılının ilk üç ayında TÜFE’deki yüzde 3,1’lik artısın 2,3 puanı gıda fiyatlarındaki artıştan kaynaklanmıştır. Diğer bir ifadeyle, gıda fiyatlarındaki gelişmeler enflasyondaki düşüşü yavaşlatan temel unsur olmuştur” dedi.

0.9 PUAN ENERJİDEN

 Petrol fiyatlarındaki artış ile elektriğe yapılan zammın etkisine işaret eden Yılmaz, “2008 yılının ilk çeyreğindeki 3,1 puanlık enflasyonun 0,9 puanı enerji grubundaki fiyat artışlarından kaynaklanmıştır” bilgisini verdi.

Haberin Devamı

2008 yılının ilk çeyreğinde, gıda, enerji ve tütün ürünleri hariç TÜFE’nin yıllık artış oranının 2007 yılının sonundaki yüzde 4,8’lik seviyesini koruduğunu ifade eden Merkez Bankası Başkanı, bununla birlikte son dönemde temel enflasyon göstergelerinde gözlenen artışın geçmiş şokların ikincil etkilerine ilişkin riskleri belirginleştirdiğini söyledi.

Ham petrol, gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki artışların küresel enflasyon üzerinde baskı oluşturduğunu vurgulayan Yılmaz, enflasyonun sadece Türkiye’de değil diğer ülkelerde de yükselmekte olduğunun altını çizdi.

 ENFLASYON GÖSTERGELERİNDE BOZULMA VAR

Yılmaz, Ocak ayında açıklanan Enflasyon Raporu’ndan sonra geçen süre zarfında gıda ve enerji fiyatlarındaki artışlar ile

Haberin Devamı

küresel ekonomiye ilişkin belirsizliklerin devam etmesi ve bu gelişmelere bağlı olarak enflasyon beklentileri ile temel enflasyon göstergelerinde bozulma gözlenmesinin, arz şoklarının ikincil etkilerine ve enflasyon katılığına ilişkin riskleri artırdığını ifade etti. Yılmaz, bu çerçevede, Mart ayından itibaren faiz indirim sürecine ara verildiğini, Nisan ayı toplantısından sonra ise gerektiği takdirde faiz artırımına gidebileceğine işaret etti.

Talepteki gerilemenin enflasyon düşüşüne katkıda bulunduğunu kaydeden Durmuş Yılmaz, “Arz şoklarının kademeli olarak etkisini kaybettiği bir senaryo altında enflasyonun aşağı doğru eğilimini sürdürmesi beklenmektedir” dedi.

Haberin Devamı

 YTL YÜZDE 15 DEĞER YİTİRDİ

 Yılbaşından bu yana Yeni Türk lirası’nın, döviz kuru sepeti karşısında yüzde 15 civarında değer yitirdiğini ifade eden Yılmaz, “Temel enflasyon göstergelerinde orta vadede beklenen düşüş eğilimine rağmen yılın ilk çeyreğinde gözlenen döviz kuru hareketlerinin kısa vadede enflasyon üzerinde yansımaları görülebilecektir” dedi.

Gıda fiyatlarında beklediklerini düzeltmenin gerçekleşmediğini, dünya genelinde tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların orta vadede kalıcı görüldüğünü belirten Yılmaz, bu nedenle gelecek dönem için yaptıkları güncellemede gıda fiyatlarına daha temkinli yaklaştıklarını ifade etti.

 GIDADA YILLIK ENFLASLON YÜZDE 13 OLACAK

Haberin Devamı

 Yılmaz, 2008 yılsonu gıda fiyat enflasyonu varsayımını yüzde 13’e yükselttiklerini kaydederken, “Bu değişiklik, 2008 yılı enflasyon tahminimizin yaklaşık 1,2 puan yukarı yönde güncellenmesine neden olmuştur. Ayrıca, 2009 yılında gıda fiyat enflasyonunun yüzde 8 olarak gerçekleşeceğini varsaymaktayız. Bu değişikliğin 2009 yılı enflasyon

tahminimiz üzerindeki etkisi 1,1 puan olmuştur” dedi.

PETROL FİYATI 105 DOLARA YÜKSELTİLDİ

Ocak 2008 Enflasyon Raporu’nda, petrol fiyatlarının 85 dolar seviyesinde seyrettiği bir çerçeveyi esas aldıklarını anımsatan Yılmaz, artışlara paralel olarak tahmini 105 dolara çıkardıklarını açıkladı. Elektrikte otomatik fiyatlamaya geçileceği ve elektrik tarifelerinde bu varsayımla

uyumlu ayarlamaların gerçekleşeceğini de öngörülere dahil ettiklerini ifade eden Yılmaz, “Varsayımlardaki bu değişiklikler, 2008 yılı enflasyon tahminimizin 0,9 puan yukarı yönlü güncellenmesine neden olduğu gibi 2009 yıl sonu enflasyon tahminlerini de 0,4 puan yükseltmiştir” diye konuştu.

Döviz kurlarının mevcut düzeylerde sabit kalması halinde 2008 yılı sonunda enflasyon üzerindeki doğrudan etkilerin yaklaşık 1,5-2 puan arasında olacağını belirten Yılmaz, 2009 yılı enflasyonu üzerindeki etkinin ise 1 puana ulaşabileceğini söyledi. Yılmaz, yeni enflasyon tahminlerini şöyle açıkladı:

2008 ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 9.3

 “2008 yılı sonunda enflasyonun yaklaşık yüzde 9,3 düzeyinde gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz. Kısa vadeli faizlerin yıl ortalarına kadar kademeli ve ölçülü bir şekilde artırıldığı ve sonrasında 2008 yılının kalan dönemi boyunca sabit tutulduğu bir senaryoya göre enflasyonun, yüzde 70 olasılıkla, 2009 yılı sonunda, orta noktası yüzde 6,7 olmak üzere yüzde 4,9 ile 8,5 arasında gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz. Gıda fiyat enflasyonunda kademeli bir düzeltme olacağı varsayımı altında enflasyonun 2010 yılının sonunda yüzde 4,9 düzeyine, 2011 yılının ortalarında ise yüzde 4 seviyesine düşmesini beklemekteyiz.”

 PARA POLİTİKASI SIKILAŞTIRILACAK

Temkinli duruşun korunması durumda dahi enflasyonun, orta vadede yüzde 4 olan hedefe doğru yaklaşmasının iki yıldan daha uzun bir süre alabileceğini belirten Yılmaz, “Ancak bu durum, Merkez Bankası’nın daha gevşek bir politika izleyeceği anlamına gelmemelidir. Aksine, tahminler önümüzdeki dönemde para politikasının kademeli ve ölçülü bir şekilde sıkılaştırıldığı bir duruşa göre yapılmıştır” dedi.

Güncellenen varsayımlara göre yapılan projeksiyonların, 2009 yılında enerji, gıda ve hizmet fiyatlarındaki artışların enflasyon üzerindeki etkisinin 5 puana yaklaşabileceğini gösterdiğini bildiren Yılmaz, şunları söyledi:

“Diğer bir ifadeyle, 2009 yılında enerji kalemleri dışındaki -tütün ürünleri ve diğer dolaylı vergiler gibi- yönetilen/yönlendirilen mal fiyatlarının sabit kaldığı varsayımı altında; enflasyonun yüzde 4 düzeyine düşebilmesi için gıda, enerji ve tütün dışındaki malların fiyatlarında yüzde 3 civarında deflasyon kaydedilmesi gerekmektedir. İthalat fiyatlarındaki artışlar ve enflasyondaki yapısal katılık gibi unsurların temel mal fiyatlarında deflasyon görülmesini engelleyeceği tahmin edilmektedir. Dolayısıyla, para politikasının durusunu sıkılaştırdığı bir senaryo altında dahi, 2009 yılında enflasyonun yüzde 4 rakamının üzerinde gerçekleşme ihtimalinin yüksek olduğu düşünülmektedir.”

HEDEFİ TUTTURMAYA ÇALIŞIRSAK İKTİSADİ FAALİYET ETKİLENİR

Bu koşullar altında, enflasyonun 2009 yılı sonunda yüzde 4 düzeyine inmesi için sadece ikincil etkileri değil aynı zamanda 2008 ve 2009 yıllarında devam etmesi beklenen doğrudan etkileri de bertaraf edecek bir politika tepkisi verilmesi

Gerektiğini ifade eden Yılmaz, “Böyle bir tepki ise iktisadi faaliyette ve göreli fiyatlarda arzu edilmeyen dalgalanmalara yol açabilecektir. Bu nedenle, enflasyonun 2009 yılının sonunda yüzde 4’ün üzerinde gerçekleştiği bir çerçeve öngörülmektedir” dedi.

Tahminlerin, iktisadi birimlerce referans alınması gereken ara değerleri temsil ettiğinin altını çizen Yılmaz, temel senaryonun yanında oluşturdukları kötümser senaryoda, gıda fiyat enflasyonunun 2008, 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde 17, 11 ve 10 olarak gerçekleşeceği ve petrol fiyatlarının 2009 yılının sonunda 150 dolara çıkacağının varsayıldığını bildirdi. Yılmaz, bu senaryoya göre kısa vadeli faizlerin 2008 yılının sonuna kadar kademeli olarak artırıldığı varsayımı altında enflasyonun yüzde 4 düzeyine ulaşmasının dört yıl süreceğini kaydetti.

Yılmaz, iyimser senaryoda ise gıda fiyat enflasyonunun 2008, 2009 ve 2010 yıllarında sırasıyla yüzde 9, 5 ve 4 olarak gerçekleşeceği ve petrol fiyatlarının 2009 yılının sonunda 85 dolara ineceğinin varsayıldığını ifade etti. Yılmaz, bu senaryoya göre, kısa vadeli faizlerin önümüzdeki aylarda sınırlı bir miktar artırıldığı ve sonrasında sabit tutularak 2008 yılının son çeyreğinden itibaren kademeli olarak indirildiği varsayımı altında, 2010 yılının sonunda enflasyonun yüzde 4 düzeyine ulaşacağını ifade etti.

MALİ DİSİPLİN UYARISI

Yılmaz, orta vadeli tahminler oluşturulurken, kamu harcamalarının bütçe hedefleri doğrultusunda şekillendiği bir çerçevenin esas alındığı ve dolaylı vergiler ile yönetilen/yönlendirilen fiyatlardan kaynaklanabilecek önemli bir etki öngörülmediğini belirterek, mali disiplin uyarısında da bulundu. Yılmaz, “Bu varsayımların dışında bir gelişme olması durumunda enflasyon ve para politikası görünümü de, farklılaşmanın niteliğine bağlı olarak, gözden geçirilecektir” dedi.

BEKLENTİLER HEDEF DEĞİL TAHMİNE GÖRE OLUŞTURULSUN

İktisadi birimlerin kısa vadede enflasyon beklentilerini oluştururken referans alacakları değerlere ihtiyaç duyulduğunu, Merkez Bankası’nın sunduğu tahminlerin bu ihtiyaca yanıt vermek üzere hazırlandığını ifade eden Yılmaz, “Tahminlerimiz yüzde 4 hedefine doğru giderken referans alınacak ara göstergeler olarak değerlendirilmelidir. Dolayısıyla iktisadi birimlerin kısa vadede enflasyon tahminlerini, orta vadede ise yüzde 4 enflasyon hedefini referans alacağı bir çerçeve öngörmekteyiz. Kamuoyunun bu çerçeveyi doğru anlaması ve iktisadi planlarını bu tahminler doğrultusunda oluşturması, beklenti yönetimini daha etkin hale getirecektir” dedi.

HEDEFTE REVİZYONU GÖRÜŞTÜK

Tahminlerdeki büyük artışa rağmen yüzde 4’lük hedefin korunmasının sorulması üzerine Yılmaz, “Son Para Politikası Kurulu’nda biz bu konuyu gündeme getirdik, gündeme aldık. Üzerinde çalıştık ve bu konuyu tartıştık fakat bugün itibariyle alınmış herhangi bir karar sözkonusu değil” dedi.

Tahminlerdeki artışın kredibilite kaybı yarattığını kabul eden Yılmaz, “Baştan beri söylüyoruz. İki yıl üst üste hedefini tutturamamış bir merkez bankasıyız. Bizim gibi hedefini tutturamayan başka merkez bankaları da var. Dünyada enflasyon bir yükseliş trendine girdi. Bu, hayatın bir gerçeği” dedi. 2005 yılı sonuna kadar uygulanan dört yıllık örtük enflasyon hedefi programının ardından açık enflasyon hedeflemesi uygulamasının üçüncü yıla girdiğini kaydeden Yılmaz, şunları söyledi:

"KREDİBİLİTE AÇIĞIMIZ VAR"

“Dört yıllık kapalı enflasyon hedefi uygulaması bir başarıya dayanıyor. Enflasyonu çift haneden alıp yüzde 7’lere kadar indirdik. Arkamızda böyle bir başarı grafiği var fakat ondan sonra arz şokları nedeniyle bu olmadı. Dolayısıyla bugün itibariyle açık enflasyon hedeflemesine geçtiğimizden bu yana bir başarı grafiğimiz yok. Bu bizim için önemli bir kredibilite sorunu bunu kabul ediyoruz. Bize bundan sonra düşen, Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadelede kararlılığına toplumu inandırmak. Bugün itibariyle Bir kredibilite açığımız var.”

BÜYÜMEDE YAVAŞLAMA KESİN

 Piyasada nakit sıkıntısı olduğunu değerlendirmelerine katılmadığını, beklentilerin bozulmasından kaynaklanan sorun olduğunu söyleyen Yılmaz, büyüme konusunda da, “Büyümede bir yavaşlama olacak, bundan hiç şüphemiz yok. Ama bunu durgunluk olarak görmüyoruz” dedi.

IMF ile yeni döneme ilişkin değerlendirmede bulunan Durmuş Yılmaz, “IMF ile ister program sonra izleme, ister ihtiyati stand-by anlaşması olsun sonuçta biz ne yapacağız önemli olan bu? Uluslararası camiaya bugüne kadar yapılanların yine yapılacağı konusunda bir yeşil ışık yakılması bakımından IMF ile bir şekilde parasız bir anlaşmanın sürdürülmesinin doğru olacağını düşünüyorum” dedi.

Gıda konusunda dünyada sıkıntı varken, ürünlerin biyodizel üretiminde kullanılmasının ahlaki olup olmadığı sorulan Yılmaz, “Karnımızı mı doyuralım, yayan mı gidelim; önce karnımızı doyuralım” dedi. Reel sektörün borçları ile ilgili bir çalışma yaptıklarını ve yıl sonuna doğru açıklayacaklarını belirten Ylımaz, ayrıca boşta bulunan başkan yardımcılığı için atamanın “elinin kulağında olduğunu” söyledi.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!