Türkiye, ikinci nesil fasonculukla kurtulur zenginleşince paylaşırız

Güncelleme Tarihi:

Türkiye, ikinci nesil fasonculukla kurtulur zenginleşince paylaşırız
Oluşturulma Tarihi: Eylül 17, 2007 00:00

Gurmeliği ile de tanınan Prof. Dr. Arman Kırım, "Türkiye Nasıl Zenginleşir"i yazdı. Kırım, yeni kitabında 2022 yılına kadar dış ticaretin 300 milyar dolara, kişi başına milli gelirin 15 bin dolara nasıl çıkarılabileceğinin formüllerini anlattı.

Kırım, Türkiye’nin büyük markalar adına fason üretim yaparak 3’üncü sanayileşme hamlesini gerçekleştirebileceğini savundu.

HÜRRİYET Pazar ekindeki Simit-Havyar başlıklı yemek yazılarıyla tanınan Prof. Dr. Arman Kırım, bu kez gurmeliğini asıl uzmanlık alanı olan kalkınma iktisadında kullandı. Türkiye’nin en çok satan iş kitabı "Mor İneğin Akıllısı"nın da yazarı da olan Kırım, 3’üncü sanayileşme hamlesini nasıl yapabileceğini tarif etti. Bugün piyasaya çıkacak olan ""Türkiye Nasıl Zengileşir" adlı kitabında, Türkiye’nin 13 yılda dış ticaretini 300 milyar dolara, kişi başına milli gelirini de nasıl 15 bin dolara nasıl çıkarılabileceğinin formüllerini anlatan Kırım, Türkiye’nin kurtuluşunun fasonculukda olduğunu savundu.

ZENGİNLEŞELİM, PAYLAŞIRIZ: "Türkiye Nasıl Zenginleşir" kitabını henüz piyasaya çıkmadan okuma fırsatı bulduğumuz Prof. Dr. Arman Kırım, dünyada 4 tane temel değişim olduğuna dikkat çekerek, bunları "Çin ekonomisinin yükselişi, Hindistan gerçeği ve yeni iş bölümü, enerji fiyatlarının pahalılaşması ve iklim değişikliği, innovasyon ekonomisi çağına giriyor olmamız" diye sıraladı. 2001 krizinden bu yana "bize yeni bir stareteji lazım" diyerek bu işe yoğunlaştığını aktaran Kırım, "Türkiye’nin bugün en birincil önceliği zenginleşmektir. Önce zengin olalım sonra nasıl paylaşacağımızı konuşuruz. Para yokken neyi paylaşıyoruz, fakirlik, sefalet paylaşılmaz" diye konuştu. Kırım, zenginleşmenin birinci hedefini de "Milli geliri 2020 yılına kadar 15 bin dolara, dış ticareti 300 milyar dolara çıkarmak" şeklinde belirledi.

BİLDİĞİNİZ FASONCULUK: Kitabında bunun nasıl gerçekleşeceğinin yollarını anlatan Kırım, "Ezberi bozmaktan çekinmiyorum" diyerek, yaptığı işi bir puzzle’ın parçalarını biraya getirip resmin bütünü göstermek olarak tanımladı. Kitabında gen teknolojisinden RNA molekülünün bulunmasına kadar pekçok değişik konuya değinen Kırım, Türkiye’nin 3’üncü sanayi hamlesini yapabilmesi için ortaya attığı "yeni nesil tedarikçilik" kavramını ise şöyle anlattı: "Bu bildiğiniz fasonculuk. Ama ikinci nesil fasonculuk. Türkiye’nin ihracatının yarısı zaten fasonculuktan geliyor. Esas parayı oradan kazanıyoruz. Şimdi bunu daha yüksek katma değerli üretimi Türkiye’ye getirmeye çevirmeliyiz. Bugüne kadar yaptığımız gibi ucuz emekten dolayı bize verilen işlerle yetinmeyip, büyük markalara ’üretimini bana devret, senin adına tasarımı da, innovasyonu da ben yaparım’ diyeceğiz."

BECEREBİLEN BUYURSUN OLSUN: Türkiye’de markalaşma çabalarını hatırlatmamıza "Markayı bir tarafa bırakın" gibi provakatif bir söylemle yanıt veren Kırım, sözlerine şöyle devam etti: "Harcanan çabaları yok saymıyorum, onlar bir kenarda dursun. Ama bu memleketten 10 tane dünya markası çıksa ne olur? Her birinin diyelim ki 2 milyar dolar cirosu olsun, 20 milyar dolar eder. 20 milyar dolar bu ülke için nedir ki? Marka olmayı becerebilenler, buyursunlar olsunlar. Ama Türkiye’nin kalkınması markalaşmayla olamaz. İsterim ki 30 markamız olsun ama bizi kurtaracak başka bir yöntem lazım. Ben de o yeni yöntemi anlattım."

Eski yöntemlerle para  kazanmayı bekliyoruz

KİTABINDA "yeni nesil tedarikçilik, hızlı yetenek inşaası ve outsourcing pazarlaması" diye 3 yeni kavrama dikkat çeken Arman Kırım, değişen dünyada Türkiye’deki anlayışında değişmesi gerektiğini savundu. Kırım, "İnsanlar 20 yılında boyunca parayı kazanmanın yolunu makro ekonomide bulunca, ondan sonraki 10 yılda da buradan kazanacağını sanıyor. Hálá faizin, dövizin, buradan nasıl para kazanırızın peşindeyiz. Dünya değişti, işler değişti, para kazanmanın zemini değişti. O günleri beklemekten vazgeçip, bunu anlamamız lazım."

Çin ve Hindistan’da olmayanı kullanalım

KİTABINDA "outsourcing" ve "offshoring" kavramları üzerinde önemle duran Arman Kırım, Türkiye’nin kalkınmasını da bu iki kavramı temel alarak şekillendirdi. Offshoring yurtdışıyla ilgili bir kavram. Şirket içi operasyonel faaliyetlerin, şirketin olduğu ana ülkenin dışına taşınmasını anlatıyor. Kırım, Çin’in şu anda dünyanın offshoring merkezi olduğuna dikkat çekiyor. Temel teknolojilerin ucuza üretilmesi üzerine sanayisini kuran Çin’de, dünyanın pek çok ünlü markası üretim yapıyor. Hindistan ise outsourcing merkezi. Outsourcing, bir etkinliğin, şirket dışındaki tedarikçi bir firmaya devredilmesi anlamına geliyor. Hindistan bu işi yazılım temelli işlerde yapıyor. Türkiye’nin bu iki işi birden yapabileceğini savunan Kırım, "Türkiye’nin offshoring’te Çin’e karşı pekçok avantajı var, Hindistan’da outsourcing’de sadece bir alanda iyi. Biz ise onlarda olmayan avantajlarımızı kullanarak, her ikisini de yapabiliriz" dedi.

Ülkelerin rekabet gücü olmaz bir-iki sektörle kalkınamayız

ARMAN Kırım, halen yaygın olarak benimsenen görüşlere karşı olarak ülkelerin rekabet gücü ve öncelikle sektörler olmayacağını savunuyor. "Türkiye ile İtalya rekabet etmez, rekabet Beko ile Ariston arasında" diyen Kırım, ekonomideki gelişimin ise bir-iki sektörle kısıtlanmaması gerektiği görüşünde. "Her sektörde biz dünyaya mal satabiliriz, niye sadece tekstille, hazırgiyimle sınırlayalım kendimizi" diyen Kırım, sözlerine şöyle devam etti: "Öncelikle sektör değil, öncelikli şirketler çıkması için zemin hazırlayalım. Türkiye olarak HP’nin yaptığı işi yapamam, o gitsin pazarlamasını, dağıtımı yapsın ama onun adına üretimi onun kadar iyi yapabiliriz. Renault için otomobil, BMW için motosiklet üretebiliriz. Özellikle Avrupa Birliği’nin ABD ile Japonya’ye yetişebilmek için innovasyona ağırlık vermesi lazım. Bunun içinde artık kendisi için pahalı olan üretimi, yakınındaki ülkelere bırakacak. Biz tam zamanında, onlar adına hem daha ucuz hem de kaliteli üretim yapabiliriz. Avantajlarımızı kullanma zamanı geldi. Ama aklımızı kullanmazsak bu iş Romanya’ya Çekoslavakya’ya Bulgaristan’a gider."

Programla uyumlu, bu işi Erdoğan yapar

KİTABINDAKİ önerilerle yeni hükümetin programının örtüştüğünü belirten Arman Kırım, "Her ikisi de zenginlikten söz ediyor. Onlar 5 senede 10 bin dolar hedefliyor, ben 12 senede 15 bin dolarlık milli gelir diyorum. Başbakan Tayyip Erdoğan, bu işi yapabilir, Türkiye’nin 3’üncü sanayileşme dönemine öncülük edebilir" diye konuştu. Kitabını Cumhurbaşkanı’ndan milletvekillerine kadar konuyla ilgili herkese göndereceğini söyleyen Kırım’ın vurguladığı bir nokta ise, "Bu bir manifesto değil. Ben üzerinde tartışılacak bir starateji yazdım. Tartışalım, doğrusunu bulup yapalım. Ama hemen yapalım. İş o kadar acil" oldu.

Bir fasoncu Tayvanlı, Koç Holding kadar iş yapıyor

ARMAN Kırım, kitabında Türk şirketlerinin ve Türkiye ekonomisinin gelişmesi için önerdiği outsourcing’e örnek olarak Tayvanlı Hon Hai şirketini gösteriyor. Kırım’ın ’yeni nesil fasoncu’ dediği, bir ODM (Original Design Manufacturer-Özgün Tasarım İmalatçısı) olan Hon Hai’nin, 2006 sonu itibariyle 40 milyar dolar cirosu, 1.8 milyar dolar kárı bulunuyor. Kırım, "Bir fasoncu firma, Koç Holding kadar iş yapıyor. Paranın nerede olduğunu görmemiz lazım" diye konuştu.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!