Oluşturulma Tarihi: Eylül 14, 2007 00:00
Rekabet Kurulu kola ve rakıda "benim ürünümü sat, başkalarını satma" yönündeki uygulamalara son verecek yönde karar aldı.
Rekabet Kurulu, Coca-Cola Satış ve Dağıtım ile Mey İçki Sanayi’nin yaptığı sözleşme ve uygulamalara, "grup ve bireysel muafiyet" tanınamayacağına ilişkin karar verdi.
KOLALI-gazlı içecekler ve rakı piyasalarında yürüttüğü incelemeleri tamamlayan Rekabet Kurumu, "bedelsiz ürün, indirim, kota, dolap münhasırlığı" gibi uygulamalara son verecek yönde bir karar aldı. Rekabet Kurulu’nun oybirliği ile aldığı 10 Eylül tarihli karara göre, Coca-Cola Satış ve Dağıtım A.Ş ile Mey İçki Sanayi ve Ticaret A.Ş’nin yaptığı sözleşme ve uygulamalara, "grup ve bireysel muafiyet" tanınamayacak. Daha rekabetçi bir piyasa yapısına ulaşmayı amaçlayan bu kararla, kolalı-gazlı içecekler ve rakı piyasasına diğer markaların girişi kolaylaştırılması, girişimcilerin önünün açılması, seçme hakkı ve rekabetçi fiyatlar yoluyla tüketiciye fayda sağlanması amaçlanıyor. Bu karara göre şirketler, satış noktaları ile "Benden şu kadar ürün alırsan, bu kadar bedelsiz ürün veririm, indirim yaparım, başkalarının ürünlerini satma" gibi anlaşmalar yapamayacak.
İKİSİ DE PAZAR HAKİMİ: Coca-Cola ve Mey İçki’ye ilişkin incelemenin ardından alınan kararı değerlendiren Rekabet Kurulu Başkan Vekili Tuncay Songör, 2007/2 sayılı Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği ile yüzde 40 pazar payı eşiği getirdiklerini hatırlatarak, pazar payı yüzde 40’ın üzerinde olan Mey İçki ile Coca-Cola’nın zaten grup muafiyetinden yararlanamadığını söyledi. Grup muafiyetinden yararlanamayan şirketlerin bazı koşulları taşıması durumunda, Kurul tarafından bireysel muafiyet verilebileceğine işaret eden Songör, ancak söz konusu iki grubun, "tüketici lehine sonuçlar doğurma, teknolojinin gelişmesine katkı sağlama, pazarın önemli bölümünde rekabeti kısıtlamama" gibi koşulları taşımadığından bireysel muafiyetten yararlanamadığını kaydetti. Songör’ün verdiği bilgiye göre, rakı sektöründe faaliyet gösteren Mey İçki’nin pazar payı yüzde 69. Coca Cola Satış ve Dağıtım A.Ş’nin ise gazlı içecekler sektöründe yüzde 53, kolalı içecekler pazarında ise yüzde 63 pazar payı bulunuyor. Marka bilinirliği oldukça yüksek olan Coca Cola’nın bulunurluk oranı ise yüzde 88.
UYGULANMAZSA CEZA VERİLİR: Songör, Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği değişikliği ile tebliğin kapsamının dışında kalan anlaşmaların, Rekabet Kanunu’nun ilgili maddesinde düzenlenen şartlara uygunluğunun sağlanması ve sözleşme değişiklikleri yapmak için teşebbüslere 1 Temmuz 2008 yılına kadar süre tanındığını hatırlattı. Ancak, iki şirketin pazarın genişliği dikkate alınarak, Kurul’un gerekçeli kararını açıklamasının ardından münhasır anlaşmalara son vermeleri gerektiğini vurgulayan Songör, şirketlerin derhal sözleşme düzenlemelerini yapması gerektiğini belirtti. Sektördeki konumları dikkate alındığında Coca-Cola ile Mey İçki’nin "iyi niyetli tüccar" olarak davranması gerektiğini dile getiren Tuncay Songör, kararın uygulanmaması durumunda Rekabet Kurulu’nun soruşturma açma ve süreli para cezası verme yetkisi olduğunu dikkat çekti.
Mey: Sözleşmelerimizi zaten elden geçirmiştik
MEY İçki CEO’su Galip Yorgancıoğlu, "Biz piyasada zaten çok az sayıda olan ve toplam sözleşmelerimiz içinde payı yüzde 4’ü geçmeyen sözleşmelerimizi bu tebliğ bağlamında elden geçirdik ve tanınan süre içinde bu konuda herhangi bir sorun kalmayacağını biliyoruz. Kurul’un gerekçeli kararın ayrıntıları tebliğ edildiğinde bu konudaki görüşümüzü açıklayacağız" dedi. Yorgancıoğlu, "Rekabetin eşit koşullarda ve dürüst ilkelerle yürütülmesi en büyük dileğimiz. Rekabet Kurulu’nun kararlarının bedelsiz ürün, indirim, servis sıklığının değiştirilmesi gibi işletme ile dağıtıcı arasındaki ilişkiden kaynaklanan uygulamaları kontrol altına alacak bir karar vereceğini düşünmüyoruz" dedi. Rakı pazarının henüz oluşum sürecinde olduğu ve neredeyse yılda birkaç firmanın pazara giriş yaptına dikkat çeken Yorgancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Bu dikkate alındığında, pazarda sadece bir firmanın her türlü işletmesel ve ticari etkinliğinin kısıtlanarak diğerlerine sınırsız satış imkanının sağlanması rekabet ortamının yok edilmesi olacaktır. Bu nedenle eğer bu konuda uygulamaları sınırlayacak bir karar alınırsa, bunun bütün oyuncuları kapsaması gerekir."