Güncelleme Tarihi:
Yalçındağ, TÜRKONFED Başkanlar Konseyi toplantısına katılmak üzere geldiği Hatay'ın İskenderun ilçesinde yaptığı açıklamada, genel seçimlerin ve ardından Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin tamamlandığını hatırlatarak, bir siyasi istikrarın da bulunduğunu, bu nedenle bundan sonra yapılması gereken en önemli konunun 'yarım ya da kağıt üzerinde kalmış reformları harekete geçirmek' olduğunu bildirdi.
Türkiye'de artık demokrasinin sindirilmeye başlandığını, bunun sevindirici bir durum olduğunu vurgulayan Yalçındağ, Anayasa değişikliğinin de toplumun tüm kesimlerinin beklentilerine cevap verecek uzlaşmacı bir ortamda gerçekleştiğinde ülkenin önünün daha açık olacağını ifade etti. Yalçındağ, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün gerek Cumhurbaşkanlığı seçimi, gerekse seçildikten sonra iş dünyasına yaklaşımını olumlu bulduklarına işaret ederek, şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımızın, iş dünyamıza ilişkin söylemlerini sevindirici buluyoruz, ancak bundan sonra söylemlere değil eylemlere bakmak lazım. TÜSİAD olarak, Cumhurbaşkanlığı makamının milletin bütününü kucaklayan, Cumhurbaşkanlığı yetkilerini kullanırken partiler üstü davranan ve hepsinden önemlisi Atatürk'ün koyduğu çağdaş uygarlık hedef doğrultusunda gelişmesinin önünü açan bir makam olması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle bundan sonra artık söylemlere değil, eylemlere bakmak lazım. Zaten, Cumhurbaşkanımızın söylemlerinde samimiyetsiz olduğunu düşünmek doğru olmaz."
ÖNCELİK BÖLGESEL KALKILNMAYA VERİLSİN
Yalçındağ, güneydoğuya yatırıma da dikkat çekerek, iş adamlarının Güneydoğu dahil şartları uygun her yerde yatırım yapmaya hazır olduğunu kaydederek, şöyle dedi:
"Biz öncelikle bölgesel kalkınmaya ağırlık verilmesini istiyoruz, çünkü bu son derece önemli bir olgu. Teşvik mekanizmasının da bölgelerin neye ihtiyacı olduğu, neyin yapılabileceği göz önüne alınarak yeniden elden geçirilmesi lazım. O zaman Türkiye'de bölge ayrımı yapılmaksızın her yere yatırım yapılıyor. Güneydoğu'ya, İç Anadolu'ya, Doğu Anadolu'ya neden yatırım yapılmasın? Yeter ki yatırım şartları oluşsun."
Yalçındağ, hükümet yetkililerinin de mevcut teşvik sisteminin arzu edilen düzeyde olmadığını kabul ettiklerine işaret ederek, “Bu nedenle teşvik sisteminin her kesimi memnun edecek, ülke ekonomisine fayda sağlayacak düzeyde yeniden ele alınacağına inanıyoruz” dedi.
Yalçındağ, Türkiye'nin ihracatının yarıdan fazlasını Avrupa Birliği'ne (AB) yaptığını, en büyük sermaye ve yatırım desteğini de Avrupa'dan aldığını belirterek, “Bu nedenle AB ile ilişkilerimizi yarın, bugünden daha fazla canlı tutmak zorundayız. Avrupa ekonomisi ile belirli bir entegrasyon içinde olan Türkiye'nin önü açıktır” diye konuştu.
�