TÜSİAD: Yeni Anayasa’yı aceleye getirmeyin, süreç şeffaf yürüsün

Güncelleme Tarihi:

TÜSİAD: Yeni Anayasa’yı aceleye getirmeyin, süreç şeffaf yürüsün
Oluşturulma Tarihi: Eylül 08, 2007 00:004dk okuma

TÜSİAD Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, AKP’nin "merkez sağ parti olma" hedefiyle yarattığı beklentiyi karşılaması gerektiğini belirterek, yeni bir Anayasa’nın ülkeye önemli bir fayda sağlayabileceği ancak hazırlanma sürecinin bir bütün olarak ve son derece şeffaf bir şekilde tartışılmasının önemli olduğunu söyledi.

TÜRK Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ, AKP’nin "merkez sağ parti olma" hedefiyle yarattığı beklentiyi karşılaması gerektiğini belirterek, yeni bir Anayasa’nın ülkeye önemli bir fayda sağlayabileceği ancak hazırlanma sürecinin bir bütün olarak ve son derece şeffaf bir şekilde tartışılmasının önemli olduğunu söyledi. Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu’nun (TÜRKONFED) İskenderun’da düzenlediği Başkanlar Konseyi toplantısının açılışında yaptığı konuşmanın metnine göre Yalçındağ, "Birincisi, yeni Anayasa, 84 yıllık Cumhuriyet kazanımlarını ve temel değerlerini eksiksiz olarak yansıtmalıdır. İkincisi, yeni bir Anayasa’nın hazırlanma sürecinin metnin kendisi kadar önemli olduğu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Her şeyden önce süreç son derece şeffaf olmalıdır. Anayasa bütünlüklü bir metindir. Taslağı parça parça kamuoyuna sızdırarak tepki ölçmek, şeffaf ve sağlıklı bir yöntem olmaktan çok uzaktır" dedi.

ACELEYE GELMEMELİ: Anayasa’nın yeniden yazılması konusunun aceleye getirilmemesi gerektiğini ve bunun "yalnızca hükümetin iradesini yansıtan bir çalışma" olamayacağını belirten Yalçındağ, "geçmiş ile hesaplaşma anlayışı ile kaleme alınmamasının, dönemsel politik beklentilerden ve tepkilerden arındırılmasının şart" olduğunu vurguladı. "Geçmiş dönemde toplumda kaygı ve hassasiyet yaratan gelişmeler, Cumhurbaşkanlığı seçim süreci ile başlamamıştır. Yine unutmamalıyız ki ondan önce, asıl olarak, bazı hükümet üyelerinden, yerel yönetimlere, parti yöneticilerine kadar uzanan kimi icraat, söylem ve tutumlar bu duygu ve düşüncelerin doğmasına ve gelişmesine neden olmuştur" diyen Yalçındağ şunları söyledi: "AKP, seçim döneminde milletvekili adaylarını, seçim beyannamesini ve propaganda üslubunu ’bir merkez sağ parti olma’ hedefiyle şekillendirmiş olduğu izlenimini vermekteydi. Yaratılan bu beklentinin karşılanması gerekir. Ne yazık ki bu yaklaşımın kabineye beklendiği ölçüde yansıdığını göremedik... Yüzde 47’ye yakın bir oy alarak Sayın. Başbakan’ın deyimiyle ’toplumsal merkeze’ yerleşmiş bir partinin, geçmiş hatalarını tekrarlamayacak bir vizyona, iradeye ve özgüvene sahip hale gelmiş olduğuna inanmak istiyor ve bunun hükümet icraatına da yansımasını bekliyoruz."

REFORMLAR SÜRMELİ: Yalçındağ, küresel ekonomide risklerin arttığı bir dönemde ekonomi politikalarında yapılacak bir hatanın maliyetinin çok ciddi refah kayıplarına neden olabileceğini belirterek, 2007 yılında ortaya çıkan hedef bütçe kayıplarını telafi edilmesi ve IMF ile olan ilişkinin, dönemin şartlarına uygun biçimde devam ettirilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Enerji darboğazının "kapıya dayandığını" ve kuraklığın "bir afet kimliği"ne büründüğünü ifade eden TÜSİAD Başkanı ayrıca, bu gibi unsurlar nedeniyle ekonomi politikalarının yeniden ve çok yönlü bir biçimde ele alınmasını istedi ve şunları söyledi:

BEYANNAMENİN GERESİNDE: "Bu yüzden, ’yaptıklarımız, yapacaklarımızın teminatıdır’ demek yeni dönemde yeterli olmayacaktır. Buna karşılık, hükümet programına baktığımızda, seçim beyannamesinin gerisinde kaldığını, cesur ve açık olmaktan uzaklaştığını görüyoruz. Seçim beyannamesinde yer verilmiş olan bir dizi önemli ve somut politikaların nedense hükümet programında yer almadığını görüyoruz. Bu dönemde iş dünyası açısından çok önemli olan kayıt dışı ekonomiyle mücadele, finansal piyasalar ve sanayi ile ilgili somut önerilerin, hükümet programında yer almamış olmasına bir anlam veremiyoruz."

Kadrolaşma zihniyeti mutlaka aşılmalı

ARZUHAN Doğan Yalçındağ, özellikle kamu yönetimine egemen olan kadrolaşma zihniyetinin aşılması gerektiğini belirterek, "Ülkemizin sınırlı kaynakları, ideolojik temelli kadro seçimlerinin yaratacağı verimlilik kaybını kaldıracak durumda değildir. Devlet kadrolarının liyakat, beceri ve yetenek esasına göre seçilmemesi, hükümetten beklenen performansı olumsuz yönde etkileyebilecektir. Öte yandan kadrolaşmada izlenen bazı dolambaçlı yolların da rahatsızlık verici olduğunu belirtmeliyiz" dedi.

Gül’e laiklik uyarısı

CUMHURBAŞKANI Abdullah Gül’ün adaylığının ilan edilmesinin ardından yaptığı konuşmada, "Cumhuriyetin temel ilkelerine ve kuruluş felsefesine sadakat, tarafsızlık, devletin kurumları arasındaki uyumu gözetme ve laikliğin korunması" gibi konuları öne çıkararak topluma güvence verme ihtiyacını hissettiğini belirten Arzuhan Doğan Yalçındağ, "Bu ihtiyacın, kendisinin de gözlemlediği ve değer verdiği bir toplumsal hassasiyetten kaynaklandığı açıktır" dedi. Yalçındağ "Bu hassasiyetin, toplumun Cumhurbaşkanı’nı tarafsız bir kimlik içinde görme arzusunun ötesinde, laikliğin ve Atatürk ilkelerinin korunması hususunda bir taraf olarak görme ihtiyacının da bir ifadesi olduğu unutulmamalıdır" şeklinde konuştu.

Beysel: Anayasa toplumun çimentosu

TÜRKONFED Başkanı Celal Beysel de Anayasa metninin kamuoyunca çok yönlü tartışılması ve tüm kesimlerin görüşleri alındıktan sonra son şekline sokulması gerektiğini söyledi. Anayasanın toplumun çimentosu olduğunu kaydeden Beysel, "Bu özelliği nedeniyle bir uzlaşma metni olmak zorundadır. Anayasamız, insan haklarına dayalı, laik, demokratik ve sosyal bir hukuk devletini özümseyen, Atatürk’ün bizlere gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefine erişmemize katkıda bulunacak bir metin olarak tüm vatandaşlarını eşit şekilde kucaklamalıdır" dedi. Beysel, 2007’nin seçim yılı olması nedeniyle bütçe dengesinde bir miktar bozulma olduğunu, bu nedenle cari açık ve istihdamda önlemlerin alınması gerektiğini vurguladı.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!