Güncelleme Tarihi:
Devasa büyüme rakamları, ihracatta yaşanan patlama, birçok sektörde üretimi tekeline alması ve giderek artan milli geliri, Çin'i dünya sahnesinde yeni bir yere koydu. Artık Çin, dünyanın en büyük ekonomisi ABD'yi tehdit eden ve yerine göz koyan bir ülke...
Peki gerçekten öyle mi dersiniz? ABD'yi tahtından indirmek bu kadar kolay mı? Bu sorunun yanıtını dünyanın en iyi üniversitelerinden biri, Massachusetts Institute of Technology (MIT) ekonomi profesörü olan ve aynı zamanda Çin ile önemli işler yapan Taiwan Semiconductor'ın yönetiminde bulunan Lester Thurow veriyor...
Thurow'un New York Times'ta yayınlanan makalesinde dikkat çektiği ilk önemli konu Çin'deki büyüme oranları. Çin ekonomisinin ülkenin yılda yüzde 10-11 büyüdüğünü iddia ettiğini ve Çin'li yetkililerin ABD'yi kısa sürede yakalayacaklarını söylediklerini belirten Thurow, daha yazının başında kestirip atıyor: "Bunlara inanmayın..."
Şimdi soruyu biz soralım, 'neden inanmayalım?'. Yanıtını da yine profesör Lester Thurow versin...
İKİ ÖNEMLİ NOKTA
Lester Thurow, kendince çok zayıf bulduğu bir başka noktaya daha itiraz ediyor. Çin'in güneyindeki finansal sermayenin büyük bölümünün Hong Kong tarafından sağlandığını yazan Thurow, şu soruyu soruyor:
"2001 yılında Hong Kong'da ekonomik resesyon vardı ve ülke küçüldü. Halbuki Hong Kong'un bitişiğindeki 200 milyon nüfuslu Guandong bölgesinin ekonomisi aynı yıl yüzde 10 büyüdü. İki verinin de doğru olma ihtimali nedir?"
Cevabı yine kendisi veriyor... "Bence çok zayıf..."
Profesör Thurow'un aklını kurcalayanlar yukarıdakilerle sınırlı değil. Thurow, bir de işe enerji tüketimi açısından bakılması gerektiğini söylüyor. Ortaya çıkan 'kafa karıştırıcı' sonucu şu sözlerle anlatıyor:
"Ekonomik büyüme elektrik tüketimi ile doğru orantılıdır. Dünyanın hemen hemen her ülkesinde ve özellikle de gelişmekte olan ülkelerin elektrik tüketimindeki artış, ekonomik büyümeye göre daha fazladır. Eğer Çin'in resmi rakamlarına inanacaksak, ülkede birçok bölgede büyüme oranı elektrik tüketimindeki artışın çok üzerinde..."
"Eğer Çin'in mevcut elektirik tüketimini gözönüne alır ve biraz da matematik çalışırsak şu tahmini yapabiliriz: Çin'deki
büyüme yüzde 4.5 ile yüzde 6 arasında bir yerlerde. Ama asla resmi makamların söylediği gibi yüzde 10'un üzerinde değil..."
ÇİN ABD'Yİ YAKALAR MI?
Profesör Thurow'un, Çin ekonomisinin 22'inci yüzyıla varmadan ABD'yi yakalayıp geçeceği konusunda da söyleyeceği sözler var.
Thurow öncelikle bunun gerçekleÅŸmeyeceÄŸinin altını çiziyor. Ona göre Çin'in kiÅŸi başına milli gelirde ABD'yi yakalayabilmesi için 100 yıldan fazla bir zamana ihiyacı var. "Sadece ABD'nin tarihine bakın" diyor Thurow, aynı zamanda 19'uncu yüzyılda ABD'nin Ä°ngiltere'den çok daha fazla büyüdüğüne iÅŸaret ederken. Thurow, 1. Dünya Savaşı'na kadar ABD'nin Ä°ngiltere'yi yakalayamadığını, benzer ÅŸekilde Japonya'nın da 150 yıllık performansına karşın, satın alma gücü açısından halen ABD'deki kiÅŸi başına milli gelire ulaÅŸamadığına dikkat çekiyor.Â
Peki Çin ABD'yi ne zaman ve hangi şartlar altında yakalayabilir? Sözü yine profesöre bırakalım...
"Diyelim ki Çin her yıl net (enflasyon ayarlaması yapıldıktan sonra) yüzde 4 büyüsün. Aslında
"Şimdi gelin bir hesap yapalım. 2100 yılında yukarıdaki büyüme oranları ile Çin'de kişi başına milli gelir 40 bin doların altında olacak. Buna karşılık ABD'de kişi başına gelir 650 bin dolara ulaşacak. Bu oranlarla nüfusu ABD'nin dört katı olan Çin, toplam gelirde bile ABD'yi yakalayamayacak. Üstelik aradaki nüfus farkının önümüzdeki yıllarda ABD lehine daha da azalması gündemde. Bu durumda Çin'in ABD'yi yakalaması yice zorlaşacak.
"Burada gerçek olan şu ki, Çin ne kişi başına gelir, ne de toplam milli gelirde yakın zamanda ABD'yi geçemez. En azından bu yüzyılda değil..."