Güncelleme Tarihi:
Şangay Borsası salı günü yaklaşık yüzde 9 oranında düştükten sonra dün yüzde dört yükseldi. Çin'deki bu toparlanma uluslararası piyasalarda yüreklere biraz su serpse de, endişeleri ortadan kaldırmadı. Çin'de yaşanan sarsıntının dünyanın dört bir yanında etkili olması Asya'nın global finans piyasaları ile yakın bağının kanıtı olarak yorumlanırken, başta Çin ekonomisi olmak üzere Asya ekonomilerinin yurtdışı ticarete bağımlılığının da altını çizen bir gelişme olarak değerlendirildi.
ABD EKONOMİSİ YAVAŞLARSA: Dayanıklı tüketim malları için Amerikan siparişlerinin Ocak ayında beklenenin oldukça altında gerçekleşmesinin ardından ABD'ye ihracat yapan Asyalı şirketlerin hisselerinde meydana gelen düşüşü ele alan Credit Suisse'in Asya ekonomisi bölüm başkanı Tao Dong, Amerikan tüketiminin yavaşlamasından duyulan endişenin Çin borsası'ndan çok daha büyük bir etken olduğunu belirtiyor. Asya Kalkınma Bankası Genel Müdürü Rajat M. Nag ise Asya ekonomisinin güçlü temellere sahip olduğunu ancak geçtiğimiz yıl ekonomik üretiminin yüzde 65'ini uluslararası ticaretten sağlayan Çin başta olmak üzere bölge ülkelerinin bu yönde hasar oldukça açık bir tablo ortaya koyduğuna dikkat çekiyor.
DÜŞÜŞ SÜREBİLİR UYARISI: HSBC Avusturalya'nın baş ekonomisti John Edwards da, bir çok yatırımcının Japonya'da oldukça düşük faiz oranları ile kredi aldığına ve yabancı paraları İzlanda bonoları gibi belirsiz yatırımlarda değerlendirdiklerine dikkat çekerek, yatırımcıların borçları ödemek için tahvilleri satmaya devam etmelerinin, düşüşü sürdürebileceği konusunda uyardı. Öte yandan, bir çok ekonomist global piyasalara akan nakit finansmanının Çin tasarrufundan, özellikle 1 trilyon doları bulan döviz rezervinden kaynaklandığı ve Çin'in küresel sermaye'nin öncüsü durumunda olduğu konusunda hemfikir. ING Finans Piyasası'nın Singapur Araştırma bölümü yöneticisi Tim Condon "Çin'in musluğu kapatabileceği endişesi belirdiğinde salı günki gibi piyasa reaksiyonları ortaya çıkıyor." dedi.
DALGANIN SİNYALİ HONG KONG'TAN: New York Borsası'nda Dow Jones sanayi endeksinde önceki gün son 4 yılda meydana gelen en keskin düşüşe neden olan atmosferin, ABD Merkez Bankası eski Başkanı Alan Greenspan'in geçen pazar akşamı Hong Kong televizyonuna verdiği demeçte, "gerileme" kelimesini kullanması ve aylardır süregelen yükselişin 10 yıl daha devam edeceği yönündeki genel kanıyı sorgulaması ile başladığı düşünülüyor.
8.8'LİK DEPREMİN NEDENİ: Greenspan "bugünkü gibi riski göz önünde bulundurmayan girişimler karşısında geçmişe bakıp endişelenmemek elde değil" demişti. Açıklama salı gününe kadar önemli bir etki yapmasa da, Şangay Borsası'nda endekste, geçen pazartesi ulaştığı rekor zirvenin ardından, "görünürde bir neden olmadan" yüzde 8.8'lik düşüş yaşanmıştı. Dow Jones endeksi de, dakikalar içinde 200 puan kaybederek 12.086 puana düşmüş, ancak kısa sürede toparlanarak günü 12.216 puanda kapatmıştı. Aynı gün ABD Ticaret Bakanlığı, Greenspan'i doğrularcasına pahalı dayanıklı tüketim malları siparişlerinin Ocak ayında büyük bir düşüş yaşadığını duyurmuştu.
ABD'YE BAĞIMLI PİYASALAR: Aynı saatlerde önde gelen mortgage kredicilerinden Freddie Mac ise subprime kredi standartlarının sıkılaştırılacağını açıklayarak kredi piyasasının kredi notu düşük alıcılar için gittikçe kötüleşeceği sinyalini verdi. Beklenenden zayıf bir Amerikan ekonomisinin yüksek borç altına giren şirketleri temerrüt ile karşı karşıya bırakabileceği ve çoğunluğu Amerikan ekonomisine bağınmlı olan yabancı piyasaları zor durumda bırakabileceği düşünülüyor.
Çin'de hergün binlerce yatırımcı körlemesine borsaya akın ediyor
ŞANGAY Borsası'nda yaşanan tarihi düşüşün nedeni olarak günlerdir Çin hükümetinin dünyanın en sıcak borsasında yaşanacak olası bir patlamaya karşı önlem alacağı yönündeki söylentiler gösterilse de bir çok analizci beklenmedik satış dalgasını Çin'deki hisse fiyatlarının genel ekonomiden kopuk bir durum sergilediğinin son kanıtı olarak görüyor. Analizcilere göre, "Borsada oynamak" isteyen milyonlarca yatırmcının hergün körlemesine hisselere akın etmesi ve tasarruf hesaplarını buraya akıtması, düşüşün en önemli sebeplerinden biri olarak öne çıkıyor. Geçtiğimiz yıl oldukça kötü bir durum raporu açıklayan bir şirketin hisseleri tavan yapmış, bu yıl ise Düzenleme Kurumu tarafından sahtekarlıkla suçlanan 17 şirketin hisseleri aynı gün içinde benzer bir şekilde fırlamıştı.
Tüm uyarılara rağmen yatırımcıların borsalarda risk almaktan kaçınmamasının nedeni olarak ise dünya çapında son yıllarda sabit büyüme oranlarının ve düşük enflasyon değerlerinin etkisinin yanı sıra, petrol zengini ülkelerin ve Çin başta olmak üzere gelişmekte olan ekonomilerin, iç ihtiyaçlarından çok daha fazla miktarlarda tassarruf yaparak yatırım gereksinimi doğurması görülüyor.