Haftada 75 eşim olabilir hepsinden ayrı zevk alırım

Güncelleme Tarihi:

Haftada 75 eşim olabilir hepsinden ayrı zevk alırım
Oluşturulma Tarihi: Kasım 30, 2006 00:00

Dünyanın sayılı trend yaratıcıları arasında yer alan Marian Salzman, ’metroseksüel’ ve ’überseksüel’den sonra yarattığı "marka fahişeleri" kavramını, "Haftada 75 eşim olabilir, hepsinden ayrı zevk alırım" sözleriyle açıkladı.

Seçeneklerin arttığı dünyada tüketicinin "marka sadakati" göstermediğini söyleyen Salzman, perakendede "çokeşliliğin" geçerli olduğunu anlattı.

METROSEKSÜEL ve überseksüel kavramları ile Türkiye’de de adından söz ettiren dünyaca ünlü trend yaratıcısı ve ABD’li reklam ajansı JWT’nin Başkan Yardımcısı Marian Salzman’a göre, "marka sadakatinin" yerini "marka fahişeleri" aldı. Tüketicilerin artık marka bağımlılıklarının kalmadığını savunan Salzman, "Hepimiz marka fahişeleri haline geldik" dedi.

ÜST DÜZEY BİRBİRİNE BENZİYOR: Hürriyet’in de ana sporsorlarından biri olduğu Perakende Günleri ’06 kapsamında gerçekleştirilen "Değişime Hazır Olun" konulu oturumda, 2 binden fazla kişiye, gözlemlediği yeni trendleri anlatan Marian Salzman, "ying-yang" benzetmesi ise küreselleşme ve yerelleşmeye dikkat çekti. "Üst düzey insanlar daha çok birbirine benziyor. İş dünyasında pekçok kadın aynı marka takım elbiseleriyle aynı giyinebiliyor" diyen Salzman, ancak Bombay’da sari giyen Hintli işkadınları örneği ile yerel unsurların da yaygın olarak kullanıldığına dikkat çekti.

YERELLEŞMEK HAYIR İŞİ GİBİ: Salzman, dünyanın artık müthiş bir şekilde birbirine benzeştiğini söylemekle birlikte, perakendecilere farklılıkları değerlendirmelerini önerdi. "ABD’de yaşayan Müslümanlar Norveç’in nüfusuna denk geliyor ve kimse onlar için bir şey yapmıyor" diyen Salzman, bugün moda olanın küreselleşmeden çok yerelleşmek olduğunu vurguladı. En lüks olanın, nadide olan yerel şeyler olduğunu dile getiren Salzman, yerelleşmeyi "hayır kurumlarına bağış yapmaya" benzetirken, yaygınlaşan ulusalcılığa da değindi.

BANA KRALİÇE GİBİ DAVRAN: Yeni trendlerden birini de "seçenek paradoksu" olarak adlandıran Salzman, "Dondurma almaya bile gitseniz, 160 seçenek var" dedi. Bu seçenek bolluğunda, müşterinin de "çok şey istediğini" söyleyen Salzman, şu tespitlerde bulundu: "Tüketici artık kral ve kraliçe gibi muamele görmek istiyor. İngiltere’de tişörtler var, ’kraliçeye nasıl davranıyorsan, bana da öyle davran’ yazıyor üzerinde. Bir başka trend de ’kişisel kontrol manyakları’, dünya kontrolden çıktı sanıyorlar. Hem bana İngiltere Kraliçesi gibi davranılmasını istiyoruz, hem de çok para harcamak istemiyoruz, pazarlık yapıyoruz."

HEPİMİZ MARKA FAHİŞESİYİZ: Eskiden markaların "sadakat" duygusuyla gündeme geldiğini bugün ise bu konuda "çok eşlilik" yaşandığına dikkat çeken Salzman, "marka fahişeleri" kavramını da anlattı. "Hepimiz marka fahişeleri haline geldik" diyen Salzman, "Bir haftada 75 eşim olabilir ama her seferinde ayrı bir zevk alırım" dedi. Marka fahişelerinin daha az paraya, daha çok şey almak istediğini aktaran Salzman, "Müşterinize tekrar bekleriz dediğinizde, ona yeni bir ürün sunmanız, onu daha farklı ağırlamanız, sizi tercih etmesi için ne yapmanız gerektiğini düşünmelisiniz. Yoksa marka fahişeleri size sadık kalmaz" diye konuştu.

Überseksüellerin vatanı Türkiye, Mısır ve İtalya

DÜNYA literatürüne "metroseksüel" kavramını kazandıran, ancak günümüzde metroseksüelliğin yerini überseksilliğin aldığını anlatan Marian Salzman, bu tip erkeklerin daha çok Türkiye, Mısır ve İtalya’da bulunduğunu belirtti. Überseksüel erkeği "Bir elinde sigara, diğer elinde cep telefonu" şeklinde tarif eden Salzman, feminenlikten geleneksel erkekliğe dönüşün bu kavramı yarattığını anlattı. Ünlü überseksüellere örnek olarak aktör Brad Pitt ve U2’nin solisti Bono’yu gösteren Salzman, daha önce Türkiye’den örnek olarak gösterdiği isimleri ise bu kez sıralamadı.

Salzman’ın ’inanmayın’ dedikleri

Yurtdışında işe yaramış, bizde de yarayabilir.

O kadar farklı ki bizde işe yarayacağını sanmıyorum.

Reklam tabelası gibiyiz, karşı reklam yapabiliriz

ZAMAN maliyeti, dağıtım kanallarının iyi kullanılması gibi trendlere de dikkat çeken Marian Salzman, tüketicinin beklentilerini anlatırken, herkesin bir reklam tabelasi gibi olduğuna dikkat çekerek, şöyle konuştu: "Hepimiz kendi hayatımızı yaşamak istiyoruz, ’evrenin merkezi biziz’ diyoruz. Alacağımız hizmet 40 saniye gecikse, veryansın ediyoruz. Ben de uçağımda bir sorun olsa, henüz kalkmadan havayolu şirketine blackbery’den mesajımı gönderiyorum. İndiğimde oradan bir yanıt gelmemişse bir daha o şirketle uçmuyorum. Artık insanlar reklam tabelaları gibi dolaşıyor, karşı reklam da yapabiliriz."

Estetik seks ve ’gastroporn’

CİNSELLİĞİN hálá önemli olmasına ve dikkat çekici olmasına karşın, çok dikkatli kullanılmasını öneren Marian Salzman, "Cinsel görsellik her yerde olabiliyor. Ama abartmak tepki alıyor. Muhafazakarlığa, eski dğerlere bir dönüş var. Cinsellik olacak ama estetik de olacak" diye konuştu. Bu arada fast-food’un yerini yavaş yemek yemenin aldığını da belirten Salzman, yeni eğilimlerden birinin de arzu yaratan ’gastroporn’ (yiyecek pornografisi) olduğunu belirtti.
Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!