Kebabın yerini teknoloji alsın

AMERİKA’da internet güvenliği alanında hizmet veren Comodo adlı şirketi kuran ve alanında dünyanın bir numaralı şirketi yapan Melih Abdalhayaloğlu, bugün farklı ülkelerde 750 binin üzerinde şirkete hizmet veriyor. 2013 yılında Türkiye’de de yatırım yapmaya karar veren Abdulhayoğlu’nun ODTÜ’de açtığı merkezinde 180 mühendis çalışıyor. 1 yıl içinde 22 patent alan bu merkezden ilk ürün ihracatı da kısa süre önce Almanya’ya yapıldı. Melih Abdulhayoğlu yakında Türkiye’den daha fazla teknoloji transferi yapmaya kararlı. Ankara’dan sonra doğum yeri Antakya’da da ofis açmayı planlıyor. Melih Abdulhayoğlu ile İstanbul’da konuştuk.

Internet güvenliği alanında çalışıyorsunuz. Neden bu alan?
- Her zaman için ben güvenlik alanında çalışmak istedim. Bu hayatta önemsediğin bir şey. Korumak ve kollamak yapımda da var. Güvenliksiz bir internet düşünülemez. 1990’ların başında bilgisayar oyunları kiralama konseptini İngiltere’de yarattım. 1 pound’a 40 pound’luk oyunu kiralıyordum, bunun kopyalanmasının önüne geçmek gerekiyordu. Ben kiralama sistemini öyle bir güvenlik sistemiyle yaptım ki kiralayan bunu kopyalayamıyordu. Sony ile işbirliği yaptım. Sony güvenlik sistemimi kırmaya çalışıp kıramayınca bu işbirliği doğdu. Ar-Ge yapmak için paraya ihtiyacım vardı. İlk 4-5 yıl sermaye ayırdım ve Ar-Ge’yi güçlendirdim. Yani aslına bakarsanız ilk başta sermayem yoktu.

Ve şimdi Türkiye’de de ofis açtınız. Nasıl Türkiye’deki ortam?
- 4 yıl önce bir arkadaşım neden Türkiye’de bir şey yapmıyorsun dedi. Yıllardır da Türkiye’ye gelmemiştim. Annem babam torunlar için Amerika’ya geliyorlardı. Türkiye’de eko sistem yok, 30-40 milyon liralık yatırım yapıp ne yapacağım? Baktım. Türkiye hazır mı değil mi diye? ODTÜ yapabileceğimiz iş için en uygun yerdi. ODTÜ daha önce benim Amerika’daki şirkete benim Türk olduğumu bilmeden de gelmişti. 2013 yılında ODTÜ’de başladık.

ODTÜ’den çıkan Korugan nedir?
Korugan, COMODO’nun ODTÜ Teknokent’te bulunan Ar-Ge Merkezi’nde yaş ortalaması 28 olan 15 kişilik Türk mühendis ekibi tarafından yaklaşık 18 aylık yoğun çalışma ile yaratıldı. Korugan, içten ve dıştan gelen sanal tehditlere karşı, kurum ve şirketlerin bilgisayar ağına kapsamlı bir koruma sağlıyor. “Engineered in Turkey” (Türk Mühendisliği) damgası ile dünyaya satılan Korugan’ın ilk satışı Almanya’ya oldu. Korugan fark yaratan bir ürün. Korugan dışında ihracat aşamasına gelen başka ürünlerimiz de var. Veri Kaçaklarını Önleme Sistemi (DLP), İstenmeyen Epostaların Engellenme Sistemi, Comodo Mobil Güvenlik...

Yolunuzu açık görüyor musunuz?
- Türkiye’deki varlığımızın temel hedefi bu topraklarda teknoloji üretmek ve bu teknolojiyi dünyaya satmak. Ben Amerika’da tanıştığım herkese Türküm diyorum. Türkiye’nin kebapla değil teknolojiyle anılmasını istiyorum. Amacım ileride Antakya’da da bir Ar-Ge merkezi açmak.

Güvenliksiz bilgisayar zombiye döner

Internet güvenliği alanında pazar liderisiniz. Son dönemde aldığınız patentler ne üzerine?
- Güvenliksiz bir bilgisayar zombiye döner. Bu yüzden de bu alanda çalışıyorum. Artık savaşlar bitti, savaşlar siber… Mesela Antivirüs programlarının çalışmadığını keşfettim ve bunun için güvenlik oluşturdum. Bunu yıllar önce yaptım.

Türk mühendisler pahalı geliyor

Türkiye ofisi dışında Türk çalışanınız var mı? Toplam kaç çalışanınız var?
- 1200 çalışanımız var. 3 yıl önce merkez ofiste Türkçe konuşacağım birileri yoktu. Şimdi 7 kişi var. Son 6 ayda 2 Türk buradaki ofisten Amerika’ya geldi. Birkaç kişi daha gelecek. ODTÜ ofisinde ise Türk mühendisler çalışıyor.

Yılda kaç patent alıyorsunuz? Kaç şirket sizle çalışıyor?
- Çok yaygınız. 750 binin üzerinde şirket müşterimiz. Bizim ürünlerimizi tercih ediyorlar. Ayrıca Amerika’daki üniversitelerin neredeyse hepsi bizle çalışıyor. Geçen yıl 30 patent aldım. Bu benim şahsımın aldıkları. Şirket olarak çok daha fazla. Türkiye’den bile 18 ay içinde 22 patent çıkardık.

Bile diyorsunuz…Neden Türkiye bu işleri başaramıyor? Teknokentler kuruluyor ama beklenilen düzeyde bir fikir, inovasyon çıkmıyor…
- Bunun bence iki temel nedeni var. Biri eko-sistemin olmaması. Üniversite, sektör ve hükümet desteklemeli ve bu çalışmaları bağlantılı yürütmeli. Ancak Türkiye’de bu ortam yok. Diğer neden de mühendisler. Türk mühendisler pahalı ve ekspertizleri yok. Biz de daha çok Rus mühendisleri alıyoruz.